Termal sağlık turizmi “termal suyun tedavi edici etkilerinden yararlanmayı sağlayan, kür uygulamalarını içeren, kaynağın özellikleri yörenin kendine özgü iklimsel yararları ve avantajları çerçevesinde, bölgede kurulmuş tesislerde sunulan hizmetlerden yararlanarak, sağlığı koruyup geliştirmek ve bu kapsamda destekleyici diğer turizm faaliyetlerinin de olaya katıldığı hizmetlerle bütünleştirilmiş, multidisipliner anlayışla oluşturulan turizm çeşitlendirmesidir”. Türkiye için termal sağlık turizmi olayı yeni gelişen bir hizmet alanı olarak değerlendirilmektedir. Avrupa ülkelerine olan yakınlık pazarın bugün ve gelecekte önemli bir yere sahip olacağını göstermektedir.
Termal sağlık turizminin geliştirilmesiyle, Türkiye’nin turizm gelirlerinin arttırılması ve bu alandaki tanıtımı sağlanacaktır. Sağlık turizminde var olan boşluk dolurulabilecek, turizm mevsimi uzatılarak turizm çeşitliliğinin arttırılması gerçekleşecektir. Yerli ve yabancı turistin gelişen ve değişen taleplerine yanıt verilmesi, turizmin bir parçası olarak termal turizm sektörünün hedeflerinden biridir. Bu alanda pazar payının genişletilmesi, yeni istihdam alanlarının oluşturulması ülkemiz ekonomisi açsından önemlidir.
Termal sağlık turizminde gelen talepleri karşılamak için uluslararası geçerliliği olan standartların sağlık hizmetlerinde sağlanması gerekmektedir. Bu standartlar; yeterli fiziki altyapı, çevresel etkenler, ulaşım, sağlık hizmetlerinde etik değerlere bağlılık, fiziki ve ekonomik açıdan kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti, yeterli tıbbi teknoloji, yeterli bilgi teknolojileri, uluslararası standartlarda ortak tedavi protokolleri, ulaşım ve transfer standartları, sağlık personelinin eğitimi ve kaliteli hizmet sunma standartları ile yurt dışı sağlık sigortalarının sunulan hizmetleri karşılaması için gerekli anlaşmaların yapılmasıdır. Termal sağlık turizminde kaplıca suyunun niteliği kadar bu suyun uygulanma şekilleri, uygulamayı yapan personelin niteliği ve uygulamanın yapıldığı tesislerin kalitesi de önemli olmaktadır.
Dünya’da Termal Turizm
Günümüzde termal turizmin insan sağlığındaki yeri ve önemine uygun stratejiler geliştiren ülkeler ciddi ekonomik gelir elde etmektedir. Almanya ve Macaristan’a yılda 10 milyon, Rusya’ya 8 milyon, Fransa’ya yaklaşık 1 milyon, İsviçre’ye 800 bin kişi gitmektedir. 126 milyon nüfuslu Japonya’nın Beppu şehrine sadece 13 milyon kişi termal turizm amaçlı olarak gitmektedir. Avrupa’da birçok tedavi edici kaplıca merkezi mevcuttur. Almanya, Fransa, İsviçre, İtalya, Yunanistan, Rusya, Macaristan ve Çekya başı çeken ülkelerdir.
263 adet resmi belgeli termal merkez bulunan Almanya’da tesislerin toplam yatak kapasitesi 750.000’dir. Almanya’nın Stuttgart kentinde bulunan Das Leuze Kaplıca ve Rekreasyon Tesislerini yaz aylarında günde 8000 kişi ziyaret etmektedir. Bu rakam, yıllık ortalama 3000 kişi/gün olmaktadır. Hekim teşhisi ve raporu olması şartıyla, kaplıca tedavilerinin hem özel hem de kamu sağlık sigorta şirketleri tarafından tam veya kısmen karşılandığı ülkelerden biridir.
Çekya ve Slovakya’da çok yaygın tedavi edici kaplıca merkezleri kurulmuştur. İki ülkede, yılda 500.000’e yakın hastaya tedavi hizmeti veren 60 termal merkezi vardır. Hekim raporu olması kaydıyla, sigorta şirketleri tedavi masraflarını tam veya kısmen karşılamaktadır.
Ayrıca, Fransa’da 104, İspanya’da 128 adet ve İtalya’da ise 360 civarında termal tesis bulunmaktadır. Rusya’da çok sayıda kür merkezi bulunmakta olduğu ve yılda 8 milyon turistin geldiği belirtilmektedir
Japonya’da 1500 adet kaplıcada 100 milyon geceleme kapasiteli termal turizm yapılmaktadır. Beppu’da 1000 litre/saniye jeotermal su termal turizm amaçlı kullanılmaktadır. ABD’nin Arkansas eyaletinde 55 bin kişinin yararlanacağı termal tesislerin yapılmıştır. Hawai’de turizmi 12 aya yaymak için termal turizm ağırlıklı uygulamalar başlatılmıştır.
Türkiye ile Avusturya arasında kış turizmi ve termal turizmin geliştirilmesine yönelik antlaşma 27 Haziran 2007 tarihinde Viyana’da imzalanmıştır.
Türkiye’de Termal Turizm
Ülkemizdeki jeotermal kaynaklar, vatandaşlarımızın temizlenme, dinlenme ve zindeleşme ihtiyaçlarını karşılamasının yanı sıra, önemli bir dış turizm aktivitesi yaratacak kapasiteye de sahip. Ancak, daha önce de vurguladığımız gibi deniz-kum-güneş turizmine önemli yatırımlar yapan, yapmakta olan turizm yatırımcıları termal turizmine aynı ilgiyi yakın zamana kadar hiç göstermediler. Bu konuda kamu yönetimi gerekli adımları atmış, pek çok jeotermal alan “Turizm Merkezi” ilan edilmiş ve gerekli yasal düzenlemeler uygulamaya sokulmuş olsa bile, son 10 yıla kadar hemen hiç ciddi yatırım yapılmadı.
Ancak, özellikle son 10 yıldır Afyon, Pamukkale-Karahayıt, Çeşme, Kızılcahamam ve Bursa’da önemli tesislerin işletmeye açılmaya başlandığı gözleniyor. Diğer bölgelerde de belirgin bir iyileşme söz konusu olsa bile, buralar henüz yatırımcıların dikkatini yeterince çekebilmiş değiller.
Türkiye jeotermal kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından Dünyada ilk yedi ülke arasında yer almakta olup, Avrupa’da birinci sıradadır. Ülkemizin termal suları, hem debi ve sıcaklıkları hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa’daki termal sulardan daha üstün nitelikler taşımaktadır. Termal sularımız doğal çıkışlı ve bol su verimli, eriyik maden değeri yüksek, kükürt, radon ve tuz bakımından zengindir. Ülkemiz sıcaklıkları 20 ºC’nin üzerinde debileri ise 2–500 lt/sn arasında değişebilen 1500’den fazla kaynağa sahip bulunmaktadır. Deniz kıyısında bulunan termal kaynaklar turizm çeşitliliği açısından önemli avantajlar sağlamaktadır. Ayrıca dağcılık ve ormanlık bölgelerinde bulunan termal kaynaklar ise çevre ve doğa kullanımı dolayısıyla farklı çekici unsurlara sahiptir.
Termal Turizmin Sağladığı Olanaklar
12 ay turizm yapma olanağı vardır. Tesislerde yüksek doluluk oranına ulaşılması turizm geliri açsından dikkat çekicidir. Hatırı sayılır oranda istihdam ortaya çıkarmaktadır. Diğer alternatif turizm türleri ile kolay entegrasyon oluşturarak bölgesel dengeli turizmin gelişmesi amaçlanabilir. Termal tesislerde insan sağlığını iyileştirici aktiviteler yanı sıra sağlıklı-zinde insan yaratma, eğlence ve dinlenme olanakları bulunmaktadır.
Kür merkezi (tedavi) entegrasyonuna sahip tesislerin maliyetini çabuk geri ödeyen karlı ve rekabet gücüne sahip ülkemizde 46 ilde 190 civarında kaplıca tesisi bulunmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığından termal amacına yönelik olarak (Sağlık Bakanlığınca kür merkezi uygun görülen) turizm yatırım belgesi almış 10 tesisin yatak sayısı 2.461, turizm işletme belgesi almış 30 tesisin yatak sayısı ise 8.562’dir. Yaklaşık olarak 16.000 yatak kapasiteli 156 tesis ise yerel idare tarafından belgelendirilmiştir. Tedavi etkeninin belli dozda, seri halde, düzenli araliklarla, belli sürelerle tekrarlanarak verilmesi ile uygulanan tedavi yöntemidir.
Türkiye yer altı zenginliklerinin gelişmiş olması ve coğrafi konumundan dolayı termal turizme elverişli bir ülkedir. Birçok yerleşim yerinde termal tesisler bulunmakta ve ülke halkı ile yabancı turistler bu yerlere yoğun ilgi göstermektedirler. İzmir, Ankara, Denizli ve Afyonkarahisar, termal turizm açsından önemli bir yere ve potansiyele sahiptir.
imgelem.com.tr/termal-saglik-turizmi