GÜL MAKASI AYDAN Yalçın’ın Yazılı Kağıt Yayınlarından Ocak 2013’te yayımlanmış. Daha önceki şiir kitapları Aşkence, kül yayınları 2007, Ay konuşsun ,2010 Hayal Yayınları .
Gül Makası üç bölüme ayrılmış. 1.bölüm itirafçı zaman, 2. Bölüm elin ölüsü, 3.bölüm bir unutuş şarkısı.
GÜL MAKASI’nda sözcük çözümlemesine baktığımızda
Sözcükler şiirin yapı taşı olduğu gibi Aydan Yalçın’ın da oluşturmaya çalıştığı dünyasının yapı taşları.Bu yapı taşlarıyla nasıl bir dünya oluşturuyor, dünyasına neleri alıyor bir bakalım.
El, 34, ev 32, ses 29, çocuk, 21, su ve gece 18,sabah ve ayna 17, uyku 16, yüz 13, Ev 12, toz 10, at ve ay 9, çöl 7 kez kullanılmış…
EL, uygarlığı başlatan organ, ses anlama ve anlatma,çocuk ailenin yapı taşı,gece sığınma,ana rahmindeki güvence,günümüzde ANNE, sabah,umut aydınlık, ayna,öz eleştiri, uyku üretimsizlik.. karşılığı olarak okuduğumuzda Aydan Yalçın önce sığınacağı bir ev yapıyor 34 sözcükle. Bu evi seslerle dolduruyor 29 ses. Ağırlığı 21 çocuk sesine vererek. Ve yaşamın kaynağı su, 18 yere su bırakıyor.
AYDAN YALÇIN’ın evi,
*Uyurgezer bir evin akarken gözlerinden *Yitiğine ağlayan bir evin koltukaltından *Gölgesi iyot kokan o şaşkın evden *Hem parlak hem solgun
Bir ev olmalı diyorum/El sallamaya o kadar yorgun *Dinlenemezmiş bir ev
Hiçbir kentin gölgesinde *Ranzamda avuttuğum sancılı evim *şimdi bacasına küsmüş/kendine tütüyor ev *sulu çiçekler diksem saksıya/şenlenir mi şaşkın evin balkonu *annem kadife gülüşlü bir ev *ayaklarımda boş sokaklar gezdirip
yaşlı evlerle geldiğimdir göz göze *ellerimi bahçeye dikiyorum/yeşereceğini biliyorum /dediğinde Furuğ/koşarak girdim/bir evin ölüsüne *ki o zamanlar
nefesi daralmıştı evin *ve bir ev /beylik tabancasını şakağına dayayıp/
kendini vurmadan önceydi *Kaçınılmaz depremlere yazgılı /Susturulmuş evler karşıladı beni hep *indikçe yumruklar ayın gözüne /nefesi daralıyor evin,morarıyor bahçe/azalıyor şişesinde yağı lambanın *oysa evinizin yorgun menekşesidir o *düş hırsızının çalıntı evindeyim….
Gece, karanlık ve umutsuzluk anlamıyla değil bir sığınma bir güven anlamıyla kullanılıyor.Ana rahmindeki bir çocuk karanlıktadır ancak güvendedir.İşte Aydan Yalçın da bu güvene götürüyor bizi gece sözcüğünü kullanarak. Sonra sabah, umut ve aydınlık bu sözcükle de umudunu vurguluyor 17 kez.
Bir dünya kuruyor şair ve kendini denetliyor, yaptıklarını kontrol ediyor 17 kez aynaya bakarak. Sabah günün başlangıcı ve dünde kalanların denetlenmesi, bir özeleştiri aynaya bakmak. Şair de bunu yapıyor. 17 kez sabah ve 17 kez ayna sözcüğünün kullanımı bir rastlantı mı yoksa her sabah geçmişi değerlendirmek kendini sorgulamak mı? yaz yitiği şiirinde
‘’kendimle buluşuyorum aynada
Sabahın duvarında şaşkın’’
diyerek bu sorgulamayı kanıtlıyor. İşte bu değerlendirmelerle ilgili diğer dizeler.
kırgın nilüfer
ince bir üfürükmüş ömrüm/iç sıkıntısıyla tanrının /dudağından döktüğü,
Yüzleşme
gürültülü bir hayatmış benimkisi/her gün biraz daha darmadağın
her gün biraz daha serseri
……………
sesimin yüzünü okşadım/sesim yüzünü asıp gitti
saat çıkmazı
pudra ve ay kokusundan uzak/sökülmüş bir kadın geliyor sorguluyor kendini
neden ben yıllarca bir tabutta ağırlandım/gözlerimin bu soluksuz korkusu neden/nasıl da uzun parmaklı bir dağdım/şimdi eteğimde kucak kucak kuş izi
Dizeler tüm çıplaklığıyla bu sorgulamayı anlatıyor
aynadaki sır, karanfil yanığı, atlar susuz bugün, dökülmeler şiirleri bu gözle okunduğunda bu yargının doğruluğu daha da belirginleşecektir.
Yüz sözcüğünün kullanımı 13 kez.Yakınları,eş dost ,çevresindekileri anlatan bir kullanım.Toz sözcüğünün kullanımı ise yaşamın her yönüyle pırıl pırıl olmadığının ,olumsuzlukları da içinde barındırdığını bu sözcükle veriyor şair.Beklentilerini zorlaştıran nedenler toz sözcüğüyle dile getiriliyor.
At,güzellik ve özgürlük simgesi.Ay,temizliği,çöl,yaşamdaki sıcak olayları çağrıştırıyor.
Aydan Yalçın sözcüklerle dünyasını anlatıyor okuyucuya.
Bölüm 1 itirafçı zaman
Yolculuk şiirinde önce kendini sorguluyor
*gittikçe köpürüyor yol/kimim ben/bu yolculuk nereye
bir kentin kibirli yalnızlığına akan/bu kadın kim
kim bu eşelenmiş yarım yüz/dilimde acı bir tat
……………………………
söyle, kimim bennn!…
Aydan Yalçın’ın şiirleri aktarmalar ve söz sanatları yönünden çok zengin. Birinci bölümde dikkati çekenler .
YOLCULUK
bir kentin kibirli yalnızlığına akan *incelen düşler çarşısı *kalın kabuklu hayat
*o işveli/o ince suyun *çatık kaşlı bir ateşmiş uykumda sayıklayan *gerdek gelini gibi gönüllü ve endişeli *yazmıyorsa kalem insanı öncesine*sen hiç buzun ateşini ölçtün mü/yitiğine ağlayan bir evin koltukaltından*cebimde unutuşun dinmez postal ağrısı /paramparça umutlar ülkemin aynasında*oysa gecenin ılık memelerini/umursayıp sevseydi sabah/ve ilikleseydi düğmelerini *hani sözler giyinsem bir güzel*gölgesi iyot kokan o şaşkın evden*çekip gider mi yapışkan gölgem*sızlanmaya başlıyor ayağımdaki nasır*birden Orhan Veli geliyor aklıma /garipçe gülümsüyor/bir selam gönderiyorum /Süleyman Efendiye*imge koparıyor ay kız şiirin ekmeğinden*bahçemdeki huysuz ahlat ağacına *cilveli dut ağacında şakıyan/beli ebemkuşağı güneş geliniymiş aşk
*yetim yüzlü sabah*huysuz savruk bir dalga*kemerini hınzırca çözüyor güneş
.*sinsi gece çatlağından ömrüme sızan*arsız sözcük gecesi*fısıldadım kulağına hayatın*kıvırıp burnunu hızla uzaklaştı bahar*şafak dikti kendini bir dağın sancılı yamacına*olur mu bir yararı/göz görümlülüğü versem ecele*benzine yangın dökercesine/ömür yorgunu bir teypten*gözlerim hüzün atan bir hallaç
* çatlayacak sandım/içinde bir ağaç gezdiren tohum*ama bir sabah on ikiden vuruldu eylül/tam parmak kaldıracakken kesildi elim*beş dakkaya indi sancıları gecenin/sabah bebek doğmaya hazır.
Aydan Yalçın’ın şiirinde müzik çok önemlidir , şiiri okunası kılan, sürükleyen de bu değil midir? İç uyaklar, iç sesleri çok kullanarak sağlanan bir müzik. Şiirin bir derdi olmalıdır görüşüyle yazan ve şiirsel bütünlüğe önem veren bir şair AYDAN YALÇIN.
‘’ yaralarımı uzun bir nehirle sar’’ diyor şair kekeme aşk şiirinde ve son şiirin son dizesi.Son bir istek. Yaralarını şiirlerinle sarıyorum..
Teşekkürler AYDAN YALÇIN şiir adına teşekkürler .Biliyorum ki kitabın ikinci ve üçüncü bölümlerini şiirseverler daha bir zevkle okuyacaklar.Şiir bahçesinde yeni şiirlerinle karşılaşmak isteğiyle…
RIZA ASLAN
19 Nisan 1952 Kütahya doğumludur. Uşak İlk Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra iki yıl ilkokul öğretmenliği yaptı. Diyarbakır lisesinde iki yıl, İzmir Büyük Çiğli lisesinde yedi yıl Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği görevini sürdürdü. 2003’te Uşak lisesinden emekli oldu.
Şiir, öykü, deneme ve inceleme yazıları çeşitli edebiyat dergilerinde yer aldı.
KİTAPLARI
- Sarı Yeşilin Ölüsüdür İlaryam, (Şiir )1992
- Duygunun Karekökü, (Şiir )1993
- Üniversiteye Hazırlık: ÖSS-ÖYS Türkçe 1997
- Ad Koyamadığım. (Şiir ) 2000
- Özlü Sözler. : Şiir/Deyişler 2001
- Son Ders : Roman 2002.
- Nazım ve Nâzım (İnceleme) 2008
- Çolak Dizeler (İnceleme) 2009
- Şairin Parmak İzi ( Şiir Yolculuğu) 2013
- Türk Şiirinde Özensiz Dizeler ( İnceleme) 2015
- Yalnızlığa Can Suyu (Şiir ) 2015
- Şırılşenlik (inceleme) 2018
- S/özçekim (Öykü-Deneme) 2018