imgelem DENEME TARTIŞ(MA) YAZILARI

TARTIŞ(MA) YAZILARI

Geçenlerde eski dergileri (Dönemeç, Varlık, Adam Sanat, Gösteri, Damar, Fayton…) karıştırırken birçoklarını unuttuğum eski yazılarıma rastladım. Özellikle de tartışma yazılarıma… Aradan bunca yıl geçmiş tabii; bazılarını gereksiz, bazılarını acemice buldum. Kendi kendime, keşke o tartışmalara girmeseydim, dedim. Sözgelimi, Edip Cansever’in ölümü üzerine Refik Durbaş’ın Cumhuriyet’teki baştan savma yazısına takılmayıp “Bayat Filmin Taze Kopyaları”nı yazmasaydım. Hadi diyelim yazdım, Mehmet H. Doğan’ın Broy’daki eleştirisine “Olmadı Baştan” demeseydim.

Sonra efendim, Attilâ İlhan’ın Ulusal Kültür Savaşı adlı kitabını alelacele karıştırıp ve de yalapşap birkaç soru düzüp ona göndermeseydim. Üstat da hemen farkına varmış: “Sen bu kitabı okuduğundan emin misin Yavaşlı?” demişti, “okudunsa nerenle okudun, burnunla mı?” filan. Konu komşuya rezil olmuştum. O zamanlar çok okunan Nokta dergisine malzeme olmuştuk, “Attilâ İlhan’la (aman) Tartışma” diye. Egomun tavan yaptığı zamanlardı; altında kalır mıyım? Dönemeç’in bir dahaki sayısında “Hangi Attilâ İlhan” başlıklı yazım çıktı. Kitaplarından üstadın genç edebiyatçıları yüreklendirmek gerektiği konusundaki sözlerini bulup derledim, hemen altlarına da bana verdiği yanıtları… Aklımca Attilâ İlhan’ı kendi sözleriyle vurmuştum. Oysa ne gezer! Yanıtlarım umurunda bile değildi.

Bunlara benzer daha bir yığın tartışmanın içine girip çıktım. Bu yüzden belki de birçok kalbi kırdım; bilemem. Ama ben oldum olası tartışma yazılarının, hani polemik diyorlar ya, işte o yazıların içlerinde hakaret olmaması koşuluyla edebiyatımıza önemli katkılar sağladığına inanıyorum. Bence dünyanın en güzel kitapları, tartışma kitaplarıdır. Örneğin, Marks-Engels, Felsefenin Sefaleti’ni Sefaletin Felsefesi’ne karşılık yazmışlardır. Hakeza, Lenin’in Emperyalizm, Stalin’in Milli Mesele adlı kitapları da öyle… Hep başka bazı tezlere ve kitaplara yönelik olarak yazılmış eserlerdir. Bana sorarsanız Kırmızı ve Siyah da bir eleştiri ve tartışma romanıdır, Tanpınar’ın Huzur’u da. İsteyen bunlara ekleme yapabilir.

Bizde “düzeyli” diye niteleyebileceğimiz, dünya çapında tartışma kitapları var mı? Ben hatırlamıyorum, ya da bilmiyorum. Fakat Fethi Naci’nin Demirtaş Ceyhun’a handiyse zekâ testi uygulamasına az kalmıştı, dün gibi hatırlıyorum. Bunun gibi, Mehmet H. Doğan’ın Dönemeç dergisi ve çevresindekilere “Attilâ İlhan’ın İzmir şubesi”, “rüştünü ispat edememişler” dediğini de… Herkes Feyza Hepçilingir değil ki! Vaktiyle Eski Bir Balerin adlı hikâye kitabı için kendisiyle yapılan söyleşide, “Ben sıradan insanların öykülerini yazdım” dediği için eleştirmiş ve o kitaptaki hikâyelerin kahramanlarının seçkin olduklarını söylemiştim. İlk karşılaşmamızda bana hak verdiğini belirtmişti.

Şimdikiler -maşallah- burunlarından kıl aldırmıyorlar.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir