Elektrikli otomobiller, alışıldığı üzere yakıt olarak benzin, motorin gibi petrol ürünleri yerine elektrik kullanılan araçlardır. Günümüzde halen petrol ürünleri kullanan araçlar çok yaygındır. Otomobile olan talebin artmasıyla birlikte petrol ihtiyacı da global ölçekte artmaktadır. Hem petrol fiyatlarındaki önlenemez yükseliş hem de petrol kaynaklarının dünyada hızla azalması yeni arayışları zorunlu kılıyor. Günümüzde Elektrikli Otomobiller giderek yaygınlaşıyor. Bu araçlar 20. yüzyılın başlarına dayanan tarihiyle, giderek daha fazla tercih edilir oldu.
İçten yanmalı motor teknolojisinin hızlı gelişimi ve petrol kullanan araçların ucuz toplu üretimi, elektrikli otomobillere duyulan ihtiyacı yakın bir tarihe kadar tercih dışı bırakmıştı. Ancak benzin, motorin veya LPG kaynaklarının tüm dünyada tükenmekte olmasıyla birlikte Elektrikli Otomobiller de teknolojik bazı değişimler ve geliştirmelerle yeniden önemli hale geldi.
Elektrikli otomobillerin tek bir teknolojiye dayanılarak üretildiği dönemler geride kaldı. Elektrikle çalışan otomobiller günümüzde farklı teknolojilerle sahneye çıkmaktadır. Bunlar:
- Bütünüyle elektrikli otomobiller (BEV)
- Hibrit otomobiller (HEV)
- Hafif hibrit otomobiller (MHEV
- Plug-in hibrit otomobiller (PHEV)
- Yakıt hücreli otomobiller (FCEV)
SHURA’nın 2018’de yapmış olduğu çalışmaya göre; geleneksel ulaştırma sektörünün enerji kaynağı ağırlıklı olarak petrol olduğu için, Türkiye’de toplam enerji tüketiminin %26’sını ve karbondioksit emisyonunun beşte birinden fazlasını ulaştırma sektörü oluşturmaktadır. Bu nedenden dolayı Türkiye’de ve tüm Dünya’da ulaştırma sektörünün yeşil enerji ile çalışan elektrikli, karbon salınımsız otomobillere yönelmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.
2019 yılının başında küresel araç stoğundaki toplam elektrikli araç sayısı 5 milyonun üzerindeydi. Türkiye’de ise 12,5 milyon aracın içerisinde 1000 kadar elektrikli araç bulunmaktaydı. Türkiye’deki elektrikli araçların yıllık toplam elektrik talebi 1,5 gigawatt saat (GWh) olduğu düşünüldüğünde, bu talebi karşılamak için toplamda 1 megawatt (MW) kapasiteli küçük ölçekli bir güneş enerjisi santralinin yeterli olması, karbon emisyonsuz teknolojiye geçmenin ne kadar doğru olduğunu göstermektedir.
Elektrikli Otomobiller Gelecekte Daha Çok Talep Görecek
Tahminlere göre dünya genelinde elektrikli araç sayısı 2030 yılı itibariyle 120-125 milyon arasında bir seviyeye yükselecektir.
Teknik açıdan elektrikli otomobiller ile içten yanmalı motoru olan geleneksel otomobiller arasındaki en temel fark enerji kullanımıdır. Geleneksel otomobillerin enerji sistemleri petrol tankı, alternator ve yakıt enjektörü ile kontrol edilen, egzoz sistemli bir motorun ateşlenmesinde kullanılan 12 voltluk aküden oluşmaktadır. Bildiğimiz gibi bu sistemlerin çalışmasında yakıt olarak ham petrol ürünü olan benzin veya dizel kullanılır. Elektrikli otomobiller ise elektrik motoru, batarya takımı ve motoru kontrol etmek için AC-DC dönüştürücü sisteminden oluşmaktadır. Hibrit sistemler farklılıklar gösterse de, temel enerji kaynağı sonsuz olan yenilenebilir enerji kaynaklarından da üretebildiğimiz elektriktir. Bu fark sonlu yakıt sorunu olmayan elektrikli otomobilleri cazip kılmaktadır.
Elektrikli otomobillerin yaygınlaşması, batarya teknolojilerinde yapılacak yenilikler ve şarj istasyonlarının daha fazla noktada kurulması ile sağlanabilir. Elektrikli otomobil kullanımını mümkün ve güvenilir kılan unsur şarj altyapısının yaygınlığıdır. Geleneksel bir arabanın deposunu doldurmak için gereken süre birkaç dakika iken, elektrikli aracı şarj etmek için gereken süre şarj teknolojilerine ve batarya kapasitesine bağlı olarak birkaç dakikadan saatlere kadar uzanabilir. Bu yöndeki ihtiyaç doğrultusunda, evinizin çatısındaki güneş panellerini kullanarak gündüz ürettiğiniz enerjiyi depolayıp, geceleri aracınızı şarj edebileceğiniz şarj istasyonu teknolojisinden, otoyollarda hızlı doğru akım (DC) ile şarj etmenizi sağlayacak şarj istasyonlarına kadar geniş bir yelpaze şarj altyapısı imkanı vardır.
Sonuç olarak elektrikli otomobil kullanımının yaygınlaşması için batarya teknolojilerinin geliştirilmesi ve şarj altyapısının güçlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.
Elektrikli Otomobillerin Enerji Sektörüne Yansımaları
Elektrikli otomobiller yaygınlaştıkça, dağıtım şebekelerinde de bazı düzenlemeler zorunlu olacaktır. Elektrik gereksiniminin giderek artması, altyapılarda da yenileşme ve ek değişiklikler gerektirecektir. Bunun sonucu olarak elektrik alım-satım prosedürleri tümüyle değişecektir. Bu bağlamda karşımıza akıllı eviriciler ile yenilenebilir enerji tabanlı, dağıtık enerji şebekleri çıkmaktadır. Bu sistemde çift yönlü sayaçlarla, rüzgar ve güneş enerjisi gibi düşük maliyetli enerjileri kullanarak tüketicilerin de üretici olduğu ya da yine tüketicilerin gelişmiş elektrikli araç bataryalarından gerektiğinde şebekeye elektrik enerjisi satabildiği senaryolarda, sebeke esnekliği ve enerji güvenliği oluşmaktadır. Bu şekilde elektrikli otomobiller yakın tarihte yalnızca ulaştırma amacıyla değil aynı zamanda ulaştırma sektörü ile enerji sektörünü eşleştirecek bir yöntem olarak da kullanılacaktır.
Kaynak:
https://www.imgelem.com.tr/elektrikli-otomobiller-hakkina-kisa-bilgi
Elektrikli Otomobiller Neden Gerekli