Geçenlerde twitter’da da yazdım: İnsanlar nedense instagramda çok mutlu, çok huzurlu: yiyorlar, içiyorlar, geziyorlar, mübarek hepsi birer sevgi pıtırcığı… Doğum günleri, düğün dernek işleri, birlikte yenilen içkili yemekler, vur patlasın çal oynasın durumları…
Fakat nedense twitter tıpkı Serengeti savanları gibi… Herkes sırtlan, herkes çakal, aslan, herkes kaplan, yılan vesaire… Herkes birbirini tırmalamak, olmazsa yara açmak, daha daha yemek için fırsat kolluyor. Küçücük bir hata yapın da görün gününüzü. Doğduğunuza pişman ediyorlar.
Haa, facebook’a gelince… Orası artık yaşlılar huzur bakımevi gibi.
Doğru: Kimsenin kimseye tahammülü kalmadı. Herkes barut fıçısı gibi. Dokunan yanıyor. Güya edebiyat dünyasındakiler daha filozof, daha kalender, daha olgun… Hiç de öyle değil artık. Küçücük bir eleştiri yapın da görün gününüzü. Yüz yüzeyken eleştirilerinizi suhuletle dinlediğine kanmayın, arkanızı döndüğünüz anda topa tutuluyorsunuz. Anlaşıldı: Biz, geri kalmış ülkenin geri kalmış ‘edebiyatçı’larıyız. Geri kalmışlığın bütün emarelerini karakterimizde taşıyoruz.
İzmir’de ‘gerçekleştirilen’ “Edebiyat Sakindir” adlı ‘etkinlik’ten haberiniz oldu mu? Olmamışsa ve katılmamışsanız bir şey kaybetmiş sayılmazsınız. İzmir’de, Eskişehirli şair Haydar Ergülen’in yönetiminde ‘gerçekleştirilen’ ‘etkinlik’te -duyduğuma göre- katılımcılar, konuşmacılara en çok, yapılan bu ‘etkinlik’in adının neden “sakin” olduğuymuş. Çünkü, diyorlarmış, bizim bildiğimiz şu: Edebiyat, sakinliğin değil, tam tersine karmaşanın, büyük alt-üst oluşların doğurduğu bir sanat dalıdır.
Bornova Kitap Günlerinin 3.’sü yapıldı. Geçen yıla göre sönüktü. Kitapları pahalı bulan okurlar çoktu. Haklıydılar tabii ama bir bütün olarak maliyetlerden söz ettiğinizde size de hak veriyorlardı. 50’nin üzerinde yayınevinin katıldığı bu etkinliğe en başta ‘yazar’ların pek itibar etmemesi bir yana, belediyelerde özellikle kültür ve sanat müdürlüklerinde istihdam edilen personelin iş bilmezlikleri, kültüre ve sanata bizzat kendilerinin uzak durmaları benim açımdan daima ilginç (ve tabii tuhaf!) bulunmuştur. Şaşırmıyorum artık, gülüp geçiyorum. Profesyonel değiller. Sözgelimi, İlyada sahnesinde çocuklarla iki etkinlikte de buluşmama, onlarla kitaplarımla ilgili söyleşi yapmama karşın belediyenin kültür müdürünü göremedim. Uğramadı. Meşguldü sanırım.