imgelem ANI DİK VE ERDEMLİ BİR DİPLOMAT: MAHMUT DİKERDEM

DİK VE ERDEMLİ BİR DİPLOMAT: MAHMUT DİKERDEM

Türkiye barış hareketinin seçkin önderlerinden Mahmut Dikerdem’i 3 Ekim 1993 günü yitirmiştik. Yıllar ne çabuk geçiyor! 27 yıl geçmiş aradan…

12 Eylül döneminde Kartal-Maltepe Askeri Cezaevi’nde Barış Derneği davasından tutukluyken prostat kanserine yakalanmıştı. Sağlık durumu iyice bozulunca Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılmış, ancak kurtarılamamıştı. Ülkemizin en parlak diplomatlarından Emekli Büyükelçi Mahmut Dikerdem, 77 yaşında aramızdan ayrıldı.

O, Dışişleri’nin “Sakıncalı Diplomat”ı idi. 37 yıl hizmetinde bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ona hep acı çektirmişti. Çok başarılı bir diplomat olmasına karşın hak ettiği yerlere getirilmemiş, uzun süre “kızakta” tutulmuştu. Dahası, izlenmiş, fişlenmiş, dışlanmıştı.

Mahmut Dikerdem, 1965 yılında Türkiye’nin Gana Büyükelçisi iken ülkenin devrimci Devlet Başkanı Kwame Nkrumah ve Küba’nın efsanevi önderlerinden Che Guevara ile görüşmüştü. Gazeteci Müşerref Hekimoğlu, “Acra’dan yolladığı bir mektup, MİT’e ulaştıktan sonra ulaştı bana” diye yazmıştı Başkent Günleri adlı kitabında. Ayrıca Dikerdem’le ilişkisi nedeniyle dönemin Dışişleri Bakanı’nın kendisini uyardığını belirtmişti…

Olur şey değil! Devlet, dışarıda kendisini temsil eden büyükelçisine güvenmiyor! Onu “casus” gibi izletiyor, “gözetim altında” tutuyor!

SOSYALİST OLDUĞU İÇİN HAKSIZLIĞA UĞRADI

Mahmut Dikerdem, meslek yaşamında sayısız haksızlıkla karşılaştı. Hiçbir zaman saklamadığı sosyalist görüşlerinden dolayı baskı gördü. Ama kimseye boyun eğmedi, ödün vermedi. Sonunda kendi isteğiyle 1976 yılında emekliye ayrıldı.

Süzme bir aydındı. Kültür ve sanatla ilişkisi taa gençlik yıllarında başlamıştı. Orhan Veli’nin ünlü Yaprak dergisinde “M. Fırtınalı” imzasıyla yazdığı başyazılar, yazın tarihimize geçmiştir. Akşam, Politika ve Cumhuriyet gazetelerinde dış politikaya ilişkin önemli değerlendirmeleri yayımlanmıştır. Ortadoğu’da Devrim Yılları ve Üçüncü Dünyadan adlı kitapları, onun aydın kimliğinin yanı sıra yazarlık yeteneğinin de yetkin örnekleridir. Dış politika ve diplomasi alanındaki anılarını ise daha sonra Hariciye Çarkı (1989) adlı kitabında toplamıştır.

Mahmut Dikerdem köklü, varlıklı bir aileden gelmesine karşın kendisini işçi sınıfına ve emekçilere adamıştı. 1977 yılında Türkiye Barış Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. Ona göre barış, demokrasinin ikiz kardeşi gibiydi. Biri olmazsa öteki de olmazdı. Barış savaşımı, yaşamının en büyük onuruydu. Barış Derneği Başkanı olarak başına gelenlerden hiç yüksünmedi, yakınmadı. Tam tersine, böyle bir görevde bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti. “İçtenlikle inanıyorum ki beni yetiştiren ve her şeyimi borçlu olduğum halkıma yaşamım boyunca mütevazı bir hizmette bulunabilmişsem; bunu otuz yedi yıllık mesleki görevimden çok, üç buçuk yıllık Barış Derneği Başkanlığı’nda yerine getirebildim” deme büyüklüğünü gösterdi.

Barış Derneği davasında yargılanırken de 12 Eylül’ün sıkıyönetim mahkemesinde dik ve erdemli duruşunu değiştirmedi. Kendisini yargılayanlara, “Dünyanın döndüğü nasıl tartışılmaz bir gerçek ise, tüm dünya halklarının barış içinde yan yana yaşamak istedikleri ve topluca intihar demek olan savaşı reddettikleri de o kadar açık ve kesin bir gerçektir” demekten geri durmadı.

GERÇEK BİR YURTSEVER

Benim Mahmut Dikerdem’le yüz yüze tanışma olanağım olmadı. Aynı dönemde farklı kentlerde hapisteydik. Ama akademisyen oğlu Mehmet Ali Dikerdem’i İngiltere’de tanımıştım. O da hepimiz gibi İngiltere Türkiyeli İlericiler Birliği (İTİB) üyesiydi ve doğal olarak tarihsel TKP’nin çevresindeydi.

Mehmet Ali, benim İngiltere’de olduğum sırada Manchester Üniversitesi’nde okuyordu. Daha sonra Sussex Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. Yıllardır da Middlesex Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapıyor. Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Ama kendisi gibi İngiltere’de yaşayan ortak dostumuz Cavlı Çulfaz’la zaman zaman çınlatıyoruz kulaklarını…

Mahmut Dikerdem, soylu bir aydın, gerçek bir yurtsever, yürekli bir barış savaşçısı, tutarlı bir demokrat; duyarlı, sevecen bir insandı. Marksizm’e ve Sovyetler Birliği’ne yürekten bağlıydı. Onunla aynı çağda, aynı ülkede yaşamış olmaktan, hele hele “aynı safta” yer almaktan onur duyuyorum.

Sevgili Dikerdem, hiçbir koşulda eğmediğin o “dik” ve “erdemli” başını yüreklerimizin üzerine yatırdık! Seni son yolculuğuna, çok sevdiğin emekçilerin omuzlarında, alkışlarla, türkülerle, çiçeklerle, sevgilerle uğurladık. Işığın hep bizimle olacak!

1 thoughts on “DİK VE ERDEMLİ BİR DİPLOMAT: MAHMUT DİKERDEM”

  1. Dik ve erdemli duruşuyla hiç unutulmayacak olan Barış Elçisi sevgili Mahmut Dikerdem ışıklar içinde uyusun.
    Değerli kalem sevgili Attila Aşut’u yazdığı bu güzel anma yazısından dolayı içtenlikle kutlarım.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir