Seyahat hazırlıkları bitti , yola çıkıldı. Ankara Esenboğa Havaalanı, İstanbul Atatürk Havaalanı derken, uçağımız Moskova Sheremetyevo Uluslararası Havaalanına indi. Yabancı bir havaalanı, dilini bilmediğimiz insanlar… İşte dedim kendi kendime, şimdi başlıyor yeni dünyaları keşfetmek. Japonya daki 23th Scout World Jamboree’ ye katılmak üzere 27 kişilik bir grupla yola çıkmıştık. Jamboree ‘nın anlamını ve önemini Japonya notlarımda açıklamak daha uygun olacak. Şimdi sadece Moskova ‘ya odaklanalım.
Otele gitmek için önce ekspres havaalanları trenleriyle ulaşımı düşündük. Bu tren istasyonlarına ulaştıktan sonra otele metro ile ulaşabilecektik. Yükümüz vardı ve bu bizi zorlayacaktı. İyi bir pazarlık sonunda taksi ile anlaştık. Oldukça uygun bir fiyatla anlaşmanın verdiği rehavetle taksilere yerleştik. Taksiye biner binmez İngilizce bilmeyen hızlı taksi şoförümüz bizi koltuklara yapıştırdı. Televizyonlarda gördüğümüz, Rusya da ki trafik kazalarının nedenini anladık. Çok hızlı araç kullanıyorlar ve ani şerit değiştiriyorlar. Elimiz yüreğimizde otele ulaştık. Bu kez de çok erken olduğu için odalarımıza yerleşemedik ve bavullarımızı emanete bıraktık. Zamanımızı en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla çevreyi keşfe çıktık. Otelimiz Partizanskaya’da idi. Burada Alfa, Gama ,Beta ve Delta olmak üzere dört büyük otel var. Bir otelin yatak kapasitesi yaklaşık iki bin. Sekiz bin yataklı bir otel bölgesi. Şehir merkezine biraz uzak ama metro ulaşım problemini çözüyor. Çevrede yemek yemek için çok seçenek var. Marketler oldukça çok. Hemen hemen hiç İngilizce konuşmuyorlar. O yüzden genellikle vücut dilini kullandık. Metroda manyetik kartlardan alırken dil problemi yüzünden biraz zorlandık. İngilizce bilen bir Rus bulunca, 3 günlük gayet hesaplı kartlardan aldık. Metro istasyonlarının her biri ayrı bir görsel şölen sunuyor.1. günü Kızıl Meydan’a ayırdık.
KIZIL MEYDAN
‘’Partizanskaya’’ istasyonundan mavi hatta binip 5. Durak da ‘’ Plosad Revulutsii’’ de indik. Tverskaya tarafından , Kızıl Meydan ‘a , yeşil renkte çadır külahlı kızıl ikiz kulelere sahip, Diriliş Kapısı’ndan ( Vaskresenkie Vonota) girdik .Kapının içinde 18.yy da yapılmış İverya Bakire Şapeli var.
LENİN’İN MOZOLESİ
Yaklaşık 500 metre genişliğinde Kızıl Meydan’ın ortasında Kremlin duvarlarının hemen önünde kızıl ve siyah granitten oluşan piramit var. Burada Lenin’in Mozolesi bulunuyor. Mozoleden çıkıldığında ünlü kişilerin mezarlarını da görebilirsiniz. Kremlin ve Lenin’in Mozolesinin tam karşısında büyük ve Moskova ‘nın en güzel alışveriş merkezi GUM var. GUM’un ön cephesi Kızıl Meydan’ın nerdeyse tüm doğu kanadını kaplıyor. GUM’un iç dizaynı , ortada fıskiyeli bir havuza paralel 3 katlı, 3 koridordan oluşuyor. Mağazaların fiyatları oldukça yüksek. Ama güzel cafeler var.
GUM Alışveriş Merkezi
Kızıl Meydan ‘da masalsı bir güzelliğe sahip St. Basil’s Katedrali’ de görülmeye değer.
16.yy da inşa edilmiş. Şu an müze olarak hizmet veriyor. Akşam ışıklandırması bir harika. Katedral Rus Çarı Korkunç İvan tarafından 1555-1561 yılları arasında inşa ettirmiş.
Borma ve Postnik adlı iki Rus mimarın esriymiş. Halk arasında İvan’ın ,daha güzel başka bir kilise yapmasınlar diye mimarın gözlerini çıkardığı söylentisi var.
Metro olayını çözdükten ve Kızıl Meydan’ı gezdikten sonra otele dönüp, odalarımıza yerleştik. Akşam yemeğinden sonra bir de Kızıl Meydan’ın gecesini görmek için metro ile Kızıl Meydan’a gittik. Gecesi de . gündüzü de çok güzeldi. Otele dönerken bir sonraki günün planını yaparak dinlenmeye çekildik.
gıtmiş kadar oldum gezine bizide ortak ettigin için teşekkürler……