Sana çırpınır sulara bürünen zaman
Depremler uğuldar her hoşçakalında
Ay oturmuş avuçların olmalıydı
Gölgesinde serinlediğin çınar
Farzet bir bulut kaydıran yıldızları
Boş odalar uyanır resimden fırlamış
Bir güvercin kalkan ayağa türküsüz
Ellerin kalsın kapıda gözyaşına resim çiz
Yanında öpüştüğün yalnızlık duyacak kendini
Başı okşanmamış çocuk bakışında bitti vefa
Sararmış gün mektupları okuyorum çoktandır yüzünde
Gel umudu güz öfkeli
Gelincik tarlalarından seyret gökkuşağındaki hazzı
Bir İstanbul çıldırır Sarıyer’de
Dünkü esmerlikleri bekler ak köpüklü dalgalar
Yüreğinin yarısı Beylerbeyi
Rumeli’de sarışın bir akşam
Ardında bıraktığın acıyı bağırsın biri
Hadi uyan
Karanlıkta oynayan kimsesiz çocukluğunu yaşa
Vapur seslerinde unuttuğun tek odalı evi
Çiğ kokulu düşlerine çağır beni
Hadi uyan
Bir kez de gözlerinden essin rüzgâr
Döndü Açıkgöz