Işık Dağı Doğa Yürüyüşü 5

Nazlıdır Işık Dağı’nın Ardı

Yolcu bir bardak çay için benimçin
(âşıklar, şairler, işsizler içsin)

Cemal Süreya

Marko Polo’dan daha fazla yer görmüş, Anadolu’yu anlatan Endülüslü seyyah İbn-i Batuta demiş ki, “ Yolculuk, önce seni sözsüz bırakır, sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür.” Kent yaşamı, bir satranç tahtasının boş kareleri içinde bir aşağı bir yukarı yer değiştirerek yineler kendini. Yinelemenin sarkacında salınırken yolculuk başlar. İşte böyle bir günde, Yol Arkadaşım Trekking Grubu ile birlikte, Işık Dağı’nın ve kar altındaki yansımaların cazibesine kapılıp yollara düştüm.

Kızılcahamam’ı geçtikten sonra Çerkeş yoluna saptık. Yaklaşık 5 km kadar gittikten sonra 1550 rakımdan yürüyüşe başladık. Işık Dağı zirvesi 2034 metre yükseklikte. Yaklaşık 500 metre çıkış yapacağız. Ankara’nın zirvesi Işık Dağı her mevsim güzel ama kar altında bir başka güzel. Yürüyüşe başladığımızda usul usul kar yağıyordu. Tekmil ufuk kar altındaydı. Yürüyüş liderinin açtığı izi takip ediyorduk. Kar derinliği yavaş yavaş artmaya başladı. Soluduğumuz hava keskin bir bıçaktı sanki. Işık Dağı, Köroğlu Dağları dediğimiz sıradağların üzerinde volkanik bir dağ. Sırtımızı dağa yaslayarak kentin çürümüşlüğünden kaçıyoruz. Yükseldikçe manzara gözlerimizi alırken, kalbimizi de karın sessizliğine gömdük. Tüm sesler sanki karın içine hapsedilmişti. Yalnızca ayakkabılarımız taze kara gömüldükçe çıkan sesler çevrede yankılanıyordu. Ara ara orman içine dalıyoruz. Kar derinliği 1.5 metreye yaklaşıyor. Beyazlaşan nefesim gitgide koyulaşıyor. Kar taneleri gözlerime çarpıyor. Hava yeni yaratılmış gibi. Gözlerimi havadan ayırmadan öyle durdukça, kafamın içini toz bulutu gibi bir sessizlik kaplıyor. Dudaklarımı büzüp üflesem dağılır mı sessizlik?.. Yükseldikçe rüzgarın hızı artıyor, parmaklarımızı hissetmez olduk. Ağaç altları kardan mağaralara dönmüş. Yol boyunca yabani  hayvanların izleriyle karşılaştık. En etkileyici olanı ise ayı izleriydi. Bir peri masalında, başka bir dünyada dolaşıyorduk. Rüzgarın kırbacı yırtıcı bir kuş gibi yüzümüzü tırmalıyor. Saçlarımız, kirpiklerimiz dondu buzdan heykeller misali.

Ağır kar, yürüyüşü zorlaştırıyor, zorluk arttıkça dağdan alınan zevkte artıyor. Dağlar, doğanın tüm dönüşümlerine direnir. Sonsuzluğu çağrıştırır dağlar. Zirveye yaklaştıkça rüzgar ve kar hızını artırdı. Bir taraftan da sis inmeye başladı. Zirvede vericiler ve koruma binası var. Vericiler buz tutmuş, soğuğa meydan okuyarak uğultular çıkarıyorlar. Buzdan bir senfoni yükseliyor gökyüzüne. Zirvede fazla duramadık ve hemen inişe geçtik. Zira sis bizi içine çekmeye başlamıştı. Yemek molasını inişe geçtiğimizde kuytu bir ağaç altında verdik. Termoslarda sıcacık çaylar, hem elimizi hem de içimizi ısıttı. Yürürken bazen dalıp gidiyor insan beyazlığın içinde. Ama bir katır gibi bastığımız yeri iyice yoklayıp sağlam basmalıyız. Ya dengeyi yitirirsek… Akşam olurken karanlık bulutlar gölgelerini dağın ve ormanın üzerine siyah bir tül gibi bıraktı. Sessizdi dağın yüksekleri. Zorlu ama tatminkar bir dağ yürüyüşü sonrası bir dünyadan çıkıp başka bir dünyaya giriyoruz.

Söz bitince senin sesin de biter; oysa sözü tüketen sesler vardır; söz tükenince de sürüp giden sesler vardır; söz tükendikten sonra başlayan sesler vardır. Senin sesin sözle özdeş…” demiş ya üstad. Sözler yolculuk bitiminde dökülüyor dağarcıktan. Gök yarılmış, orada biriken karlar Işık Dağı’na yağmıştı sanki. Karın ortasında dikilip, sessizce o manzaraya baktım. Yağan kar, uğuldayan rüzgar ardımızda bıraktığımız ayak izlerimizi silmişti. 16 kilometrelik kar yürüyüşü bitiminde yorulmuştuk, ama o yorgunluğun yüreğimize ulaşmasına izin vermememiz gerekiyor. Dönüş yolunda içtiğimiz sıcak çorba ve mekandaki odun sobası tüm yorgunluğu silip süpürdü. Dağın rüzgarı kulağıma fısıldadı üstadın sözlerini…”Yolcu o şarkıyı bir kez daha dinle benimçin…”

Dağa çıkarken dağla, kar altında yürürken karla bütünleştik. Teşekkürler tam bir dayanışma örneği gösteren katılımcı arkadaşlarım, teşekkürler Aytekin Gültekin, Hakan Aydın ve Dilek Gültekin. Yeni rotalara…       

DEMET GÜNGÖR

One thought on “Nazlıdır Işık Dağı’nın Ardı

  1. Dogaya bakis acinizi ilginc buluyorum, hosuma gidiyor. Parkurlara sporcu veya gezgin gozuyle bakmiyorsunuz. Sanki bir masalin icine suzulmus ve orada kendine yer edinmis, bazan da o masal kahramaninin ta kendisi olmus gibi yansitiyorsunuz gezilerinizi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir