Çocuk gülüşleri yansıyor soğuk cama. Karanlığın içindeki sokak lambasının ışığında beliren yağmurda gözü. Her damla bir sevinç oluyor, düşüyor yüreğine. Soluğuyla buğulanan camlara uzanıyor eli. Sayılarla oynuyor; topluyor, çarpıyor, çıkartıyor, bölüyor. Düşlerin içine dalıyor.
“Önce ayakkabı almalıyım kendime. Sonra patates ve yağ. Annem kızartmalı o patatesleri; ben de yemeliyim bir güzel. Bir de anneme hırka. Rengi de yeşil olmalı. Çimen yeşili…”
Küçük Aydın, hırkanın renginde yeşertiyor umutlarını hiç farkında olmadan. Annesinin sesi bölüyor düşlerini.
“Aydın, karanlıkta nereye bakıyorsun bir saattir?”
“Hiç! Anne, ben erken yatacağım bugün. Sabah da erkenden kalkacağım. Evde olmazsam beni merak etme, olur mu? Hasan’la buluşacağız.”
Hafta sonu iki arkadaşın böyle buluşmalarına alışık olan anne, “olur.” dedi. Hasan, Aydın’dan birkaç yaş büyük olmasına karşın, yine de iyi arkadaşlardı. Aydın’ın babası yoktu. Hasan’ın babası ise iş için çok uzaklara gitmişti. İkisinin yaşamı da birbirine çok benziyordu. Belki de bu yüzden iyi anlaşıyorlardı. Yarım simidi, bir dilim ekmeği bölüştükleri çok zamanlar olmuştu. Bazen de konuşmadan göz göze anlaşırlardı. Hiç beklenmedik zamanlarda sarılırlardı birbirlerine. İlkokul öğrencisi olmalarına karşın birçok yetişkinden daha olgun davranıyorlardı. Çocuk olmadan büyümüşlerdi. Abi olmadan adam olmuşlardı. Yaşam, acımadan hissettirmişti kötü yüzünü!
Gece boyu dalıp dalıp sıçradı Aydın’ın küçük yüreği. Gözleri uyku tutmuyordu bir türlü. Heyecanlıydı. Sabah erken kalkacaktı. Ezanın sesiyle doğruldu yataktan. Artık sabah olmuştu. Annesi de bir saat önce yatmıştı. Birkaç kuruş kazanmak için ördüğü kazağı bitirip teslim edecekti. Evin kirasını verecekti bugün.
Sessizce giyindi. Ceplerine naylon poşetler doldurdu mutfaktan. Kapının altındaki boşluğu kapatan, annesinin sıkıştırdığı paspası aldı önce. Sonra yavaşça açtı kapıyı. Dışarı çıktı, aynı özenle geri kapattı. İki ev ötede oturan Hasan da kalkmıştı. Evin ışığı yanıyordu. Aydın usulca tıklattı camı. Hasan kapıyı açtı.
“İçeri gel Aydın. Su kaynattım. Birer bardak içelim. İçimiz ısınsın öyle çıkalım”, diye fısıldadı. Şekerli sıcak sudan içtiler birer bardak. Bir dilim ekmeği bölüştüler yine.
“Sağ ol, iyi oldu bu şerbet.” dedi Aydın.
Evden çıktılar. Hemen yan taraftaki evin bahçe duvarının dibindeki otların içinden toplamaya başladılar. Bir, iki, üç, beş. O bahçeden ötekine, ötekinden daha ötekine dolandıkça doldu ellerindeki poşet. Nerede ağaç, nerede ot var, oraya koştular. Yürüdükçe, koştukça uzaklaştılar mahalleden. Uzaklaştıkça çoğaldı ellerindeki salyangoz dolu poşetler. Öğlen geçmişti ama açlık akıllarına gelmiyordu. Sevinçliydiler. Öyle sevinçliydiler ki ayaklarındaki çoraptan, pantolonlarının dizlerine kadar ıslandıkları bile umurlarında değildi. Daha çok salyangoz toplamak istiyorlardı. Daha çok salyangoz, daha çok para demekti. Çok para çok şey! Bugün onların bayramıydı. Bayramlarda bile bu kadar mutlu olamazlardı.
Akşama doğru keyifli bir yorgunlukla tuttular çarşının yolunu. İkisinin de gözlerinin içi gülüyordu. Aralarında anlaştılar. Parayı alınca ilk önce karınlarını doyuracaklar, sonra alışverişe gideceklerdi. Hasan önceden gelip görmüştü, salyangoz satın alan dükkânın yerini. Kilosuna kaç lira verdiklerini öğrenmişti.
Dar ve tenha bir sokağa girdiler. Birkaç bina geçtikten sonra sandalyede oturan iki çocuğun önünden geçtiler. Kendi yaşlarındaki bu çocuklar, onları görünce güldü. “Ooo, bugün kısmetimiz bol.” dedi birisi, gözlerini salyangoz poşetlerine dikerek. Hasan ile Aydın birbirlerine baktı; lafı üzerlerine alınmadan yürüdüler. Zaten dükkânın kapısına da gelmiş sayılırlardı. Genç biri kapıda karşıladı onları. Konuşmaya kalmadan, arkalarından bir ses geldi.
“Abi, salyangozlarımızı çaldı bu çocuklar.”
Sandalyede oturan çocuklar bağırmalarıyla birlikte poşetlere sarıldılar. Hasan’la Aydın neye uğradıklarına şaşırmışlardı. Bir şeyler sezinlemişlerdi ama bu kadarını düşünmemişlerdi. İlk an sessiz kaldılarsa da sonra ikisi iki yerden, “Hayır, bunlar bizim.” diye çıkıştılar. Poşetlere daha sıkı sarıldılar. Sarıldılar ama karşılarındaki çocuklar aç kurt gibi saldırıyordu. Poşetler yırtıldı. Salyangozlar etrafa dağıldı. Kimi salyangozlar ayaklarının altında ezildi. Bu kez onları kapıda karşılayan genç de kavgaya karıştı.
“Demek siz bunları çaldınız haa!” diye, Hasan’la Aydın’a tekme tokat girişti. Hasan’la Aydın kendini yerde buldu. Ezilen salyangozlar yapış yapış bulaşmıştı ellerine, yüzlerine, ıslak giysilerine. Güçleri tükenmişti. Ağlamayı da becerememişlerdi. Gözlerinden kin ve nefret kusarak kalkıp uzaklaştılar. Bu kadar boğuşmaya karşın bir Allah’ın kulu seslerini duymamıştı. Duyan birkaç kişi ise dönüp bakmamıştı bile.
Pencereden olayı seyreden dükkân sahibi, Hasan’la Aydın’ın gittiğini görünce dışarı çıktı. Orada bulunan çocuklardan birisi, gülümseyerek salyangozları gösterdi. “Baba bak, bugün salyangoz çok…”
Adam, “Aferin lan veletler! Bugün iyi iş kotardınız!” dedi.
(Düş/görüş)
AYŞE KAYGUSUZ ŞİMŞEK
1965 Tokat/Zile/Çayır Köyü doğumlu. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 2007 yılında yayımlanmaya başladığı ilk öykü ve şiirleri ŞİMŞEK soyadıyla yayımlanmış olup 2009 yılında KAYGUSUZ soyadıyla devam etti. 2014’den bu yana her iki soyadını birlikte kullanıyor. Ankara’da yaşıyor.
Ayşe Kaygusuz Şimşek’in öykü, deneme, anı, şiir, günce, söyleşi ve kitap tanıtımları Ekin Sanat, İnsancıl, Mortaka, Sincan İstasyonu, Deliler Teknesi, Yaşam Sanat, Çağdaş Yaşam, Yaba, Eliz, Ankara Edebiyat, Karşın, Kalem, Lacivert, Tersakan Toros, Sunak, Zonkişot, Kumbet, Bağlaç, Edebiyat Nöbeti, Şehir, Kıyı, Çağdaş Türk Dili, TersakanSanat, İlkinci, Yeni Gelen, Patika gibi dergilerde yayımlandı.
KİTAPLARI *
- Düş/Görüş (Öykü) 108 s, 2011
- Düşe Yazanlar (Söyleşi) 208 s, 2013
- Gül Ağrısı Su (Şiir) 112 s, 2015
- Cezmi (roman) 224 s, 2017
- Haziran Ateşi (öykü) 96 s, 2018
- Hayatımdaki Erkekler (anı/öykü) 112 s, 2019
- Sesim (deneme) 64 s, 2019
*Tamamı Ekin Sanat Yayınlarından çıktı.
Çocuk Kitapları
- Aydede ile Ateş Tanışıyor
- Aydede ile Ateş İnternette
- Aydede ile Ateş Parkta
- Aydede ile Ateş Trende
- Aydede ile Ateş Köyde
- Aydede ile Ateş Partide
- Aydede ile Ateş Yardımda
- Aydede Tekerlemesi
- Aydede Ateş’in Rüyasında
- Aydede ile Ateş Mahallede
- Çocuk kitapları bir set olarak Öteki Yayınevi’nden çıktı (Şubat 2020).