‘Kendi kafasıyla düşünen’ bir yazar ve siyasetçi: Halide Edib
İpek Çalışlar’ın yazdığı yakın tarihimizin eleştiri masasına yatırıldığı ‘Halide Edib-Biyografisine Sığmayan Kadın’ adlı kitap Everest Yayınları tarafından yayımlandı. Yapıt, bir yazar ve siyaset insanının yaşamını vermeden öte ülkemizin II. Meşrutiyet’ten bu yana geçirdiği aşamaları veriyor.
Yazar ve siyasetçi
‘Halide Edib-Biyografisine Sığmayan Kadın’ da İpek Çalışlar Halide Edib’in yazar ve siyasetçi kimliklerini bir bütün olarak veriyor. Yazdıkları yaşadıklarıyla at başı giden, İpek Çalışlar’ın dediği gibi ’kendi kafasıyla düşünen’ bir insanın yaşamını anlatmak başka türlü de olanaklı değildi, bence.
Yapıtlarına göz atıldığında Halide Edib yazar ve anlatıcı olarak karşımıza çıktığı gibi kahraman olarak görebiliyoruz. ‘Seviye Talip’ten ‘Handan’a, ‘Vurun Kahpeye’den ‘Kalp Ağrısı’na, ‘Yeni Turan’dan ‘Sinekli Bakkal’a kadar yaşadıklarını dile eleştirel bir dille anlatıyor. Bu kimileyin erkeğin aldatmasını dile getirdiği gibi ‘Vurun Kahpe’de olduğu gibi kırgınlığını, küskünlüğünü açığa çıkarmaya yarıyor.
Mustafa Kemal’le ayrılan yollar
Halide Edib’e yakın kişilerin anıları başta olmak üzere, değerli kaynakların desteklemesi sonucunda çiziyor bir yazarın/siyasetçinin yetiştiği yılları sosyo ekonomik durumu da ortaya koyarak, İpek Çalışlar. Çocukluk yıllarından başlayarak Sultanahmet Mitingi’ne, Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’in yanında cephede ölümle göz göze geldiği günlere getirip bırakmıyor, yazar. Halide Edip’le ilgili yazılmış öteki kitaplardan farklı olarak Mustafa Kemal’le ayrılan yolları birinci dereceden kaynaklarla destekleyerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kuruluşuyla yaşananlar‘zorunlu’ yurtdışına çıkışı ve sonrasını da veriyor.
İpek Çalışlar, Halide Edib’in yurtdışındaki yaşamını Türkiye’deki gelişmelerden soyutlamıyor. Yaşananları aynı paralellikte okura aktarıyor. Yurtdışını bir düş dünyası olmaktan çıkarıp ülke gerçekleriyle bir karşılaştırma sunuyor.
Mustafa Kemal’in ölümüyle yurda dönen Halide Edib’in DP milletvekilliği ve istifasını da yapıtta bulabiliyoruz.
Mandacı mı?
Yapıtta ağırlıklı olarak ortaya çıkan konulardan birisi de manda tartışmalarının yanı sıra Halide Edip’in mandacı olup olmadığıdır. Kurtuluş Savaşı günlerinde Erzurum Kongresi kararlarından başlayarak konuyu gündeme getiriyor, yazar.
Orduya katılmaya çağırdığı yazısına Ahmet Haşim, Ali Kemal, Refik Halit, Necmeddin Sadak… alayla karşılık vererek onu mandacılıkla suçlarlar.
Mustafa Kemal’le ipleri koparıp yurtdışına zorunlu olarak çıktığında da en büyük suçlama mandacılık oluyor. İpek Çalışalar ise yapıtında Halide Edib’in mandacı olmadığı konusunda son noktayı koyuyor.
Tehcir, Ermeniler ve idam
Sakarya Savaşı’nı izleyen günlerde Yunan ordusunun halka yaptığı kötü muameleyi araştıran “Tetk-i Mezalim” kurulunda da görev alan, Tehcire başından karşı çıkan Halide Edib Ermenilere karşı yürütülen her türlü şiddete, olumsuz edimlere ve idamlara onay vermiyor.
“…Halide idam cezasına karşı çıkmış, İki buçuk yıl omundan indirmediği tüfeğinin tetiğini çekmemiş, İzmir’e giren ‘fetih alayları’nın parçası olmak istememişti.Nevinson’ın yazdığına göre, İzmir’de Rumları kurtarmak için çabalamıştı. “(s.284)
Öte yandan Ermeni soykırımıyla suçlanan ülkemizin savunuculuğunu da yapıyor, tersi görüşler ileri sürerek. Kimilerinin Halide Edib’i Suriye’deki Ayn Tura’daki yetimhanedeki çalışmalarını Türkleştirme olarak gördüğünü Ermeni kaynaklara dayanılarak okura sunuluyor, yazar tarafından.
“Ogünlerde Halide’nin okullarından birinde öğrenci olan Münevver Ayaşlı’ya göre, Cemal Paşa ölümden kurtardığı 50, 60 kadar Ermeni oğlan çocuğunu Türkleştirmek ve levent olarak yetiştirmek amacıyla Ayn Tura’ya yerleştirmiştir.” (s.141)
III. Selim feminist mi?
Kadınlarla ilgili Namık Kemal ve Abdülhak Hamid’in görüşlerine önem veren Halide Edib kadınlardan yana bir şeyler yapan ilk padişahın III. Selim olduğunu belirtiyor. Onun bir feminist olduğunu bile savlıyor, biraz ileri giderek. İpek Çalışlar da, “Halide’nin gözünde feministti” (s.61)diyerek bunu doğruluyor.
Haide Edib kadınların haklar elde etmesine kafa yoran birisi. Bu yapıtları ve siyasal yaşamında açıkça görülüyor. Hemcinslerinin toplum içinde daha iyi yaşamaları için savaşım veriyor.
Kurtuluş savaşı sonrasında kadınlarla yasaların değişmesi konusunda da çalışmalar yapar.
“Eski Aile Hukuku Kararnamesi kadınlara yetersiz görünüyordu. Hararetli tartışmalara sahne olan toplantının sonunda öfkelenen Halide Edib, erkeklerin tavrını eleştiren bir cevap yazısı yazdı.” (s.306)
Halide Edib Osmanlı’nın kritik günlerinden başlayarak İşgal, kurtuluş ve kuruluş aşmalarında önemli görevlerde bulunan bir yazar ve siyaset liberal insanın yaşamını, bir siyasal tarih yapıtını roman tadında okura sunuyor İpek Çalışlar. Biyografi çalışmasından öte bir siyasal tarih değerlendirmesi yapıyor yazar, ‘Halide Edib-Biyografisine Sığmayan Kadın’da.
Mustafa ASLAN
*İpek Çalışlar, Halide Edib-Biyografisine Sığmayan Kadın- 1. Basım:Haziran 2010, Everest Yayınları, İstanbul