Ben Sait… Bazen görüp görebileceğiniz en gerçek insan, bazense hayallerle yaşayan bir çocuğum. Ben Faik. Yaşama sığdıramadığım dünyamı kâğıtlarıma sığdırırım. Gözyaşımı, gülüşümü, umudumu… Hepsini bir siyah kalem ucunda taşırım. İstiklal ‘de gezinirim mesela. Bazen sarhoşumdur. Paltoma sarılırım. Yakalarına yün diktirmek isterim paltomun. İsterim sadece. Sinemaya giderim, hafiye oluveririm. Meyhaneye giderim, sarhoş oluveririm. Limana giderim, bahriyeli oluveririm. Banka otururum mesela. Gökyüzünü izlerim. Gözlerim kapalı izlerim. Hiçbir şeyde yoktur izlemenin tadı. Cebime sokarım ellerimi. Sabah yediğim simidin susamlarını hissederim parmak uçlarımda. Kaldırıma otururum. Islaktır kaldırım. Umursamam. Gökyüzünü izlerim. Geceyi izlerim. Bütün kâinat başımın üzerine serilmiştir. Bazen bir düdük sesi beni kendime getirir, bazen sırılsıklam bir köpek. Sesler duyarım mesela. Gaipten gelen sesler. Korkmam. Bilirim ki sesler olmadan yaşayamam. Bir ceviz yaprağının rüzgâra sürtünüşü veyahut çimlere basan bir eşek toynağı.
Her zaman bir yerlerde bir ses olduğunu bilirim ben. Onun kıvancıyla yaşarım. Gece kafamı yastığa koydum mu mesela, kolay kolay uyumam. Yatmadan önce beni düşünenleri düşünürüm. Bir anam var yorgan döşek, bir Arap var ayakucumdaki sevgili kara köpek. Bir de Panco var tek dostum. Pardösünün yakası kürklü dostum. Tek yanağında sönük çıban izi kalan dostum… Birlikte dolaşırız mesela Panco’yla mesela. Sinemaya gideriz. Bara gideriz, maç yaparız. Ben seyirci olurum genellikle. Cigara külünden nasırlaşmış parmakları terden sırılsıklam olmuştur. Omuzuna atarım kolunu. Ben oturup mesela, ticaret gemilerini izlemem. Hayallerimde onlar yer almaz. Gıcırtılı bir sandalda, yaşlı balıkçının topal martıyla sohbetini izlerim. Delidolu gencin neşeyle tutturduğu türküleri izlerim. Onları alırım dünyama. Ben Sait Faik Abasıyanık. Gömleği kırışık, dolunaya âşık, gecelere alışık bir adamım ben…
AYLANUR BİLGİLİ
Bir yazara farklı bir pencereden bakan ilginç bir metin…Bravo…
Aylanur; belli ki zorlu, uzun bir bir edebi yolculuğa hazırlanıyor. Bize gönderdiği şiirlerinden sonra, deneme kıvamındaki bu yazıya “ustalık işi” demekten imtina edeceğim. Durmak, arayışlardan ve öğrenmekten vazgeçmek, okuduklarını yeterli bulmak, ben artık “ustayaım” demek, yetenekli bir yazar adayının edebiyat yolculuğunu erken bitirir. Aylanur henüz bir çocuk. Onun yeteneklerini geliştircek, eksikliklerini giderip kendi özgün yolculuğunu başlatıp sürdürecek olan şey, sanat ve edebiyat dünyamızın ölümsüz eserlerini okumaktan hiç vazgeçmemek olacaktır.
Harika bir yazı olmuş… Yolu açık guzel kızımızın…
Aylanur, bu yola sen mi çıktın, yol mu sana geldi bilinmez.. ama bu yolda yolcu değil, birgün kılavuz olacağın aşikar.. devam et güzel kızım..