imgelem DOSYA,KÜLTÜR VE SANAT Saldırganlık ve Sessiz Ortağı Eğitim

Saldırganlık ve Sessiz Ortağı Eğitim

Günümüz Türkiye’sinde, gittikçe artan şiddet olaylarından en büyük payı kuşkusuz ki kadınlar ve arkasından onları izleyen çocuklar almaktadır. Genel olarak literatür incelendiğinde, aile içinde yaşanan öfke ve saldırganlığın çoğunlukla kadınlar olmak üzere eşler ve çocuklara yöneltildiği görülmektedir. Bu çerçevede, öfke ve saldırganlık kavramlarının ne olduğu ve aile içerisinde ortaya çıkmasını kolaylaştıran faktörlerin incelenmesi önemlidir. Aile içerisinde öfke ve saldırganlık içeren davranışların özellikle çocuklar üzerindeki etkilerinin dikkate alınması, gelecekteki toplum sağlığını belirleyen etkenlerden olacaktır. Aile ortamı, bireyin dünyaya geldiği andan itibaren içerisinde yer aldığı, yaşamını sürdürebilmesi için gerekli bakım ve desteğin ona sunulduğu, duygusal ve bilişsel gelişimine katkısının yadsınamayacağı sosyal bir yapıdır.

Aile kavramı ve psikolojik düzeyde aile; aile yapıları, ailedeki etkileşim ve ailedeki yaşam döngüsü açılarından önemlidir. Çünkü aile, toplumun, en temel ve birim alt yapısı olma özelliği ile demokratik veya totaliter, laik veya dayatmacı algı gelişiminin de çocuktaki oluşumunu belirleyen nüve konumundadır. Bu olumlu özelliklerin yanı sıra aile, kimi zaman en büyük duygusal rahatsızlıkların, gerilim ve çatışmaların kaygı kaynağı da olabilir. Aile içi polisiye olaylar, kötü muamele gören ve dövülen kadınlar, çocuklar, salt yatma ve yeme olanağı ile sınırlı ilişkiler, işsizlik veya işteki engellenme ve başarısızlıkların yansımaları ile ekonomik sorunların aşılmaz boyutta hissedildiği durumlar, duygusal ve cinsel doyumsuzluklar da aile yaşamının somut yapılarıdır.

Sosyolojik tanımlarda çoğunlukla bireylerin olumlu davranış özelliklerini kazandığı ve geliştirdiği bir ortam olarak değerlendirilen aile ortamı, zaman zaman olumsuz bazı yaşantıların örseleyici sonuçlarının da ortaya çıktığı bir ortama dönüşebilir. Aile içinde ortaya çıkan öfke ve saldırganlık yaşantıları, bireye zarar verici ve yıpratıcı yaşantılar içerisinde değerlendirilebilir. Literatür incelendiğinde, öfke ve saldırganlık kavramları genellikle bir arada kullanılmaktadır. Bu iki kavram tek tek ela alınıp incelendiğinde öfke kavramının, “Engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakma, kısıtlama vb. gibi durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan şeye ya da kişiye yönelik şu ya da bu biçimde saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun olumsuz bir duygu.” Budak (2000); olarak tanımlandığı görülmektedir. Saldırganlık kavramı ise “Diğer bir canlı ya da nesneye yönelik incitici ve rahatsız edici davranışlar.” olarak tanımlanmaktadır (Boxer ve Tisak 2005).

Tanımlardan hareketle öfke kavramının bir duyguyu, saldırganlık kavramının ise daha çok bir davranışı ifade ettiği görülmektedir. Öfke duygusunun ortaya çıktığı zamanlarda, bazı bireyler tepkilerini fiziksel ya da sözlü saldırıyla ortaya koyabilirler. Bazı bireyler de öfkelendikleri zamanlarda edilgen kalmayı ve dolaylı saldırganlığı tercih edebilir ya da geri çekilme, sinme davranışı gösterebilirler. Buna göre öfke duygusu her insanda her zaman saldırgan davranışa yol açmayabilir diyebiliriz.

Öfke yaşantılarının sonucunda saldırganlığın ortaya çıkması beklenebilir ancak saldırgan davranış mutlak ya da seçeneksiz değildir. Diğer davranış olasılıkları da vardır. Kişinin öfkelendiği zaman nasıl hareket edeceğini belirleyen pek çok sebep olabilir. O anda bulunduğu ya da kendini içinde hissettiği konum, konumuyla ilgili genel durumu, var olduğu kültürel normlar, öfkenin şiddeti ve buna bağlı olarak daha önce deneyimlenmiş yaşantılar, öfke öncesi bireyin içinde bulunduğu duygusal, düşünsel, ekonomik durum gibi pek çok etmene bağlı olarak farklılık gösterebilir.

Aile içinde ortaya çıkan öfke ve saldırganlığın nedenleri ile ilgili olarak yapılmış açıklamalar incelendiğinde genellikle; genetik, nörolojik ve biyolojik özellikler, bazı psikiyatrik bozukluklar, alkol ve madde kullanımı, sosyal destek yokluğu, yetişkinin çocuklukta istismara uğramış olması, özellikle cinsel istismarın olduğu ailelerde babanın güç ve kararlarda baskın olması, babanın güç ve kontrol sağlamak için şiddete başvurması, anne baba arasında cinsel sorunların olması, aile dışı ilişkilerde kısıtlılık, işsizlik, yoksulluk ya da modernizasyon gibi nedenlerle yoğun bir stresin ortaya çıkması, anne ve babanın çocuğa karşı davranışlarındaki tutarsızlık, çevrede uygun rol modellerinin olmayışı ve içinde yaşanılan grubun şiddeti teşvik etmesi gibi etmenlerin etkili olduğu görülmektedir (Taş, Uyanık, Karakaya, 1997; Freedman, Sears, Carlsmith, 1998; Taner ve Gökler, 2004; Özdoğan, 2004; Walsh, Mcmillian, Jamieson, 2003). Aile içinde ortaya çıkan öfke ve saldırganlık kuşkusuz ki tüm aile bireyleri üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Ancak özellikle çocukların ve kadınların bu etkiye daha açık oldukları bilinmektedir.

Eğitimsel süreçlerde ve sosyolojik yapıda araştırılması gereken soru “Saldırgan davranış nedir?” olmalıdır. İnsanlarda, hatta canlıların çoğunda görülebilecek bir davranış olan saldırganlık hangi durum ve koşullarda açığa çıkmaktadır? Yıkıcı ve kıyıcı saldırganlık ile basit ve içselleşmeyen saldırganlık yapılarını nasıl ayırt edebiliriz? Eğitim, yıkıcı ve kıyıcı saldırganlığı, şiddet boyutuna geçerek toplumu tehdit eder hale gelmiş olan ve önemli bir davranış bozukluğu olan saldırganlığı cinsiyetçi ve ötekileştiren yapısı içinde nasıl sağaltabilir?

İkinci yazım, bu soruların yanıtlarını, eğitim yapısının şiddetteki yerini sorgulayarak devam edecek.

Serhan SÖZDİNLER

 

KAYNAKÇA

Budak, S. (2000). Psikoloji sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları.

Boxer, P. Ve Tisak, M. S. (2005). Children’ s beliefs about the continuity of aggression. Aggressive behavior. Vol.00, 1-17.

Freedmann, J.L., Sears, D.O., Carlsmith, J.M. (1998). Sosyal psikoloji. (Çev:A. Dönmez).Ankara: İmge.

Özdoğan, B. (2004). Çocuk ve oyun. Çocuğa oyunla yardım. Ankara: Anı.

Taner, Y. ve Gökler, B. (2004). Çocuk istismarı ve ihmali: Psikiyatrik yönleri. Hacettepe Tıp Dergisi, 35, 82-86.

Walsh, C., Mcmillian, L. H., Jamieson, E. (2003). The relationship between parental substance abuse and child maltreatment: Findings from the ontario health supplement. Child abuse & Neplect. Vol. 27 (12), 1409-

Taş, A.K., Uyanık, D., Karakaya, Z. (17-19 Mayıs 1997). Şiddeti içselleştiren kadın profili. II. Kadın çalışmaları toplantısında sunulmuş bildiri, Adana.