Almanya’da yaşayan Türklerden genç neslin son yıllarda ağızlarından düşmeyen bir cümle var; “Almanya’da yabancıyız, Türkiye’de Almancıyız!” İki toplumda da dışlandıklarını vurgularlar bu söylemle.
Yan komşumuzda yaklaşık yarım asırdır Almanya’da yaşayan ailelerden biri. Yaz aylarında gelir giderler kısa süreliğine Türkiye’ye.
Ailenin üçüncü kuşağı sürdürüyor Almancılığı… Genç kızları var, 25 yaşlarında. Almanya’da eğitimini tamamlamış orada çalışıyor. Tatil için bir süreliğine Türkiye’de idi. Geri döneceği gün diğer komşumuz ile kapının önünde idik. Kızımız otomobilin direksiyonunda, annesi arkada, ablası da yanında oturuyorlardı. Bizim yanımıza gelince otomobili durdurdu. İçerdekilere hitaben “Cüz diyeyim” dedi. “Z” ile “Ş” karışmıştı biraz… İndi. Hepimiz gülmeye başladık. “Kızım”, dedim. “Burası Türkiye! Burada Türkçe kelimeler bile kırk anlama çekilir” Kızımız şaşırdı, utandı, kızardı. Gülüşerek vedalaştık ve uğurladık.
Evet! Orada yabancılar, burada Almancılar! Orada yabancılıkları ayrı bir konu ama Türkiye’de “yabancı”, “Almancı” olmaları tamamen kendi ellerinde!
Muhatap olmak istediği muameleye tabi tutulmak insanın kendi seçimidir.