imgelem Rehberlik Noktalama İşaretleri Üzerine Kısa Kısa

Noktalama İşaretleri Üzerine Kısa Kısa

Noktalama işaretleri, yazıların anlaşılırlığını ve akıcılığını artırmak için önemlidir. Cümlelerin ve ifadelerin akışını düzenler, anlamı netleştirir ve okuma deneyimini iyileştirir. Noktalama işaretleri olmadan bir yazı, anlam karmaşası yaratır. Okuyucuların metni doğru bir şekilde anlamasını zorlaştırır. Noktalama işaretleri, cümlelerin ne zaman başladığını ve bittiğini belirlememize yardımcı olur, anlamı netleştirir ve okunabilirliği artırır. Noktalama işaretlerinin olmadığı ya da eksik olduğu bir paragrafın nasıl daha anlaşılması güç hale gelebileceğine dair bir örnek:

“Neden evime gelmedin bugün gitmem gereken bir toplantım var hava çok güzel dışarıda parkta buluşalım mı yoksa başka bir gün mü uygun olur benim için ne düşünüyorsun?”

Bu örnekte, cümlelerin ve ifadelerin nerede başlayıp bittiği net değil. Noktalama işaretleri eklemek, metni daha okunaklı ve anlaşılır hale getirir:

“Neden evime gelmedin? Bugün gitmem gereken bir toplantım var. Hava çok güzel, dışarıda parkta buluşalım mı? Yoksa başka bir gün mü uygun olur, benim için? Ne düşünüyorsun?”

Noktalama işaretleri Türkçede ilk defa Tanzimat döneminde kullanılmaya başlanmıştır. Noktalama işaretlerinin amacı kısaca yazının daha kolay anlaşılması içindir. Yazının okunmasını kolaylaştırması yanında anlam karışıklığına düşülmesine de engel olur. Konuşma dilinde ses tonu, jest ve mimik yoluyla anlam karmaşası önlenir ancak yazı dilinde bunu noktalama işaretlerinin uygun kullanımıyla yaparız.

Noktalama İşaretleri

Nokta

Anlamca tamamlanmış haber cümlelerinin sonlarında kullanılır.
“Seni sevmiyorum, nokta.”
“Bahar suyu yavaş yavaş içti.”
“Bu konuyu mutlaka öğrenmeliyim .”
“Akşama seni yemeğe bekliyoruz.”

Sözcüklerin kısaltılarak yazılmaları halinde kullanılır.
“Üniversitedeki Prof. Dr. Ahmet bey bu akşam bize gelecek.”
“Babam nihayet Yzb. rütbesi aldı.”

Sözcüklerinin baş harfleriyle alınan kısaltmalarda artık nokta kullanılmıyor.
“Amcam TBMM toplantısına katılacak.”

Rakamla yazılan tarihler arasında kullanılır.
“19.05.1971’de sevgilimin doğum günü var.”

Sıra bildiren “-ıncı,- inci ”eklerinin yerine kullanılır.
“Seval bilgi yarışmasında 1. oldu.”
Saat ve dakikaların yazımında kullanılır.
“Bugün 18.45’te tren kalkıyor.”

Soru İşareti

Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur.
Daha ne kadar bekleyeceğiz treni?
Şiirde biçimcilik hakkındaki düşünceniz nedir?
Ne istiyorsunuz?

Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur.
Gümrükteki memur başını kaldırdı:
Yaşınız?
İsminiz?

Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır.
Yunus Emre (1240 ?-1320), (Doğum yeri: ?) vb.
1496 (?) yılında doğan Fuzuli…
İstanbul’dan İzmir’e arabayla üç saatte (?) gitmiş.

Önemli Not:
mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf tümleci olduğunda cümlenin sonuna soru işareti konmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.
Bahar gelip de nehir çağıl çağıl kabarmaya başlamaz mı içimi geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı. (Haldun Taner)

Önemli not:
Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona konur:
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar’dan mı, Hisar’dan mı, Kavaklardan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)

Virgül

Eş görevli sözcük ve söz öbeklerinin arasında:
“Çanta, cüzdan, anahtarlık gibi eşyalarının hepsini sattı.”

Anlamca karışan öğelerin ayrılmasında:

“Genç, adamın yanından uzaklaştı” cümlesinde virgül olmasaydı “genç” sıfat olurdu.

Arasözlerin başında ve sonunda:

“Bu evi, seninle ilk karşılaştığım yeri, nasıl unuturum?

İçinde başka virgül bulunmayan sıralı cümlelerin ayrılmasında:

“Beni çağırdı, kendisi gelmesi.”

Tümce içindeki ünlem bildiren sözcüklerin sonunda:

“Yoo, bu kadarına dayanamam.”

Seslenme bildiren sözcüklerin sonlarında:

“Ada, buraya gel de biraz yardım et.”

Yazışmalarda başvurulan makamın adından sonra:

“İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne,”

Ünlem İşareti

Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin sonuna konur.
Ey sevgilim, yalnız benim sevgilim!
Hava ne kadar da sıcak! Aşk olsun! Ne kadar akıllı adamlar var! Vah vah!
Ne mutlu Türk’üm diyene! (Atatürk)

Ayrıca seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra ünlem işareti konur.

Vahşi bir gülüşle: “Çekil!” dedi.
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Atatürk)
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. (Atatürk)
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! (Yahya Kemal Beyatlı)

Noktalı Virgül

Öğe sayısı fazla olan sıralı cümlelerin sonlarında:
“Barış öğretmen, elindeki not defterini açtı; sözlü yapacak bir öğrenci aradı.

Bir bağlaçla birbirine bağlanan cümleler arasında bağlaçtan önce:

“Beni davet etmediniz; ama size darılmadım.”

Aralarında nitelik farkı bulunan söz öbeklerinin ayrılmasında:

“Sözcükler isim, sıfat, zamir, zarf; edat, bağlaç, ünlem; gibi fiil gruplarına ayrılır.

Öznenin diğer öğelerle karıştığı yerlerde:

“Küçük; eski bir eve girdi.” Cümlesinde giren “küçük” tür. Eğer virgül koysaydık bu sözcük evin sıfatı olarak düşünülebilirdi.

İki Nokta

Bir cümlede açıklama yapılacaksa, açıklamaya başlamadan hemen önce:
“Türkiye’de ancak dört büyük takım şampiyonluğun doğal adayıdır. Bunlar sırasıyla:  Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor takımlarıdır.”

Kavramlar tanımlanırken ya da açıklanırken:

“Tehlike: Zarar verme potansiyeli olan durumdur.”
“Misina: saydam özellikte, daha çok balık avcılığında kullanılan ve genellikle sentetik iplik.”

Konuşma metinlerinde:
“Deniz : ‘Ne zaman geldiniz eve?’ diye sordu.”

Üç Nokta

Benzer örneklerin devam edeceğini göstermek için:
“Bahçede elma, armut, erik, kiraz,… daha pek çok meyve ağacı vardı.”

Anlamca tamamlanmamış cümlelerin sonunda:
“Bir de istediğimi almamışsa…”

Bir alıntının alınmayan yerleri yerine:
“… başımda bir duman tütüyor, bir bardak suya muhtacım…” dizeleriyle parlatıyor şiirini.”

Yüklemi bulunmayan cümlelerin sonlarında:
“Karşıda başı dumanlı dağlar… Yan tarafta küçük bir dere…”

Seslenmelerde anlamı pekiştirmek için:
“Fatma Hanım… Fatma Hanım hey!..”

Sıra Noktalar

Şiirde veya yazıda alınmayan bölümlerde:
Ne sitem ne korku yalnızlıktan
…..
Süslenmiş gemiler geçse açıktan
…..”

2 thoughts on “Noktalama İşaretleri Üzerine Kısa Kısa”

  1. mı / mi ekini alan yan cümle temel cümlenin zarf tümleci olduğunda cümlenin sonuna soru işareti konmaz: Akşam oldu mu sürüler döner. Hava karardı mı eve gideriz.
    Bunu öğrenmiş oldum.
    Bir örnek de benden olsun: Beni gördü mü kaçacak delik alan bir soytarı var.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir