CANIM ANNEM
——————————————————————————–
Pinar KOÇKANSOY
Canım Annem;
Sana yazdığım bu kaçıncı mektup bilemiyorum, kaçıncı yırtılmaya mahkûm olan ya da başucuna koyulup öylece bir rüzgârla savrulan kaçıncı kâğıt… Bu yazdıklarımı okuyamaman öyle üzüyor ki beni, anlatamıyorum sana ruhumun parçalanmış hâlini.
Sarı bir mumun, kör ışığının gölgesinde, ellerim titreyerek, gözlerimden damlalar akıtarak yazıyorum bu mektubu, tıpkı öncekiler gibi... Yazdıkça hatırlıyorum seni, senle dolup taşan günlerimi ve tek başıma kaldığım, ömür boyu sensizliğe mahkûm olduğum günü...
Karanlık geceleri düşünüyorum hep, yalnızlığımın ortak dostlarını...Yıldızlarımı ve her zaman gülümsediğini gördüğüm Ay’ı düşünüyorum.Her akşam yıldızlarla oyun oynuyorum, seni taklit ediyorum onlara anne. Sabaha kadar onlarla konuşuyorum, sonra kızıyorum onlara “Üşümediniz mi siz daha, hadi artık içeri girin.” diye...Sabah oluyor ya tek tek kaybolmaya başlıyorlar, hoşuma gidiyor. Sonra seni düşünüyorum. Ben de yatağıma gidiyorum ama hep seninle uyuyorum anne.Seni düşünerek dalıyorum uykularıma, hiç uyanmak istemiyorum. Çünkü sen, her zaman rüyalarımı süsleyen, tek, taze bir çiçek oluyorsun, koruyorum seni kimse koparmasın diye ama her seferinde seni o adam, o kazayı yapan adam hırçınca koparıyor, uzaklaştırıyor benden. O, rüzgâr oluyor anne, tutamıyorum hiçbir zaman onu.Esip her yeri yerle bir edip gidiyor tıpkı seni hayattan yok ettiği gibi ve ben korkuyla, heyecanla ve gözlerimdeki yaşlarla sıçrayarak uyanıyorum.Ben uyandığım zaman güneş, altın ışıklarını, bahçedeki meşe ağaçlarının arasından odamın camına yansıtmış oluyor, senin diktiğin ağaçların arasından... Biliyor musun anne, o ağaçlar bana seni yansıtıyor, bana seni hatırlatıyorlar.
Özlüyorum seni anne. Sen olmadan, hayatın iliklerine işlemiş güzellikleri göremiyorum belki de görmek istemiyorum onları, görürsem güzellik farkedildiğinde bırakılmaz ya bırakamam onları, sensiz yaşamak zorunda kalırım diye korkuyorum ama ben onları sensiz yaşamak istemiyorum. Bu yüzden çıkmıyorum dışarı anne, konuşmuyorum kimseyle. İçime gömdüğüm koca bir sevgiyle günlerimi sayıyorum, senin yanına geleceğim günü...
Yıldızlarla seni oynuyorum, güneşle seni görüyorum, bulutlarla selâm yolluyorum sana anne, gözyaşlarımı yağmurlara karıştırıyorum, buhar olup, sana benden haber versinler diye...