- Türk Telekom Telekomünikasyon Müzesi - 27 Ekim 2023
- Kars, Zamanı Yitik Şehir - 25 Eylül 2023
- Çeşnigir Kanyonu ve Köprüsü - 19 Aralık 2022
Herkesin içinde birazda olsa adrenalin tutkusu vardır. Adrenalin bir volkandır. Kriz anları veya olağanüstü durumlar, vücutta hormonların çığ gibi salgılanmasına neden olur. Alınan riskli duruma göre adrenalin artar, dolayısı ile heyecan yükselir. Algılar değişir ve böylelikle sürekli bu algı değişiminin olacağı sanılarak daha ileri aşamalara adım atılır.
Adrenalin (Epinefrin), böbrek üstü bezlerinin iç kısımları tarafından öz bölgede salgılanan bir hormondur. Adrenalin bezlerindeki hücreler adrenalini küçük paketler halinde depolar. Bu paketler, beyinden sinyal almaları durumunda içindekileri olduğu gibi kana salar. Ekstra adrenalinin kana karışması kalbin daha hızlı ve güçlü atmasına yol açar. Kan akışı hızlanır, akciğerdeki hava girişleri genişler, ciğerlere daha fazla oksijen dolar. Sonuçta insanın enerjisi artar, tepki verme süresi kısalır. Adrenalinin yüksek dozlara ulaşması tehlikeli sporlara meraklı kişilerde haz, normal insanlarda ise sıkıntı ve endişe yaratır.
Doğada bu hormonun görevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır. Etkisini, nabzın atışı, kanın iç organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve böylelikle, acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gösterir. Heyecan ve korku durumunda adrenalin salgılanması artar. Kan damarlarını genişletir. Acı hissini azaltır. Göz bebeklerinin büyümesiyle göze alınan ışık artar, daha net ve hızlı görüş sağlanır. Adrenalin hormonunun yarılanma ömrü iki dakikadır.
Bazı insanlar baskı altında sınırlarını zorlayıp gizli kalmış yeteneklerini açığa çıkartırken, bazıları da bu baskının altında ufalanıp gider. Yerinden çıkacakmış gibi çarpan bir yürek, zonklayan şakaklar, kuru bir ağız ve terli avuç içleri sıkıntı belirtileridir… Stres sona erdiği zaman insanlar, başlangıç noktasına geri döner. Bazı durumlarda başlangıç noktasının da altına iner. Bir heyecan dalgasıyla yeniden çıkış yapmak ve o keyfi yeniden yaşamak istemek bir anlamda insanları bağımlılık tuzağına düşürür. Ancak her seferinde aynı keyfi yaşamak için heyecan düzeyinin giderek yükselmesi gerekmektedir.
Adrenalin ve Wingsuit Flying Nedir?
Tehlikeli sporlar, dağcılık, paraşüt, yamaç paraşütü gibi sporlar adrenalin pompasıdır tutkunlar için. Dünyadaki en çılgın sporlardan biri paraşütle atlamaktır. Bu spor paraşütle atlamaya benzese de daha tehlikelidir. Extrem bir bir spor dalı, wingsuit flying . Tasarımında uçan sincaptan ilham alındığı düşünülen bu kıyafetlerle kişi havada süzülerek uçabiliyor. Atlayıcılar dik yamaçlardan kendilerini boşluğa bırakıyorlar. Özel geliştirilmiş elbiseler sayesinde, düşüş hızı saatte serbest düşmedeki 200 km/s’den 50 km/s’lere kadar düşürülerek havada daha serbest bir uçuş sağlanabiliyor. Yere iniş de tahmin edileceği üzere, elbiselerine monte edilmiş paraşütler sayesinde gerçekleştiriliyor. Bu spor dünya çapında oldukça alaka duyulan bir spor olmakla beraber, bu sporu gerçekleştiren şahıs sayısı ise oldukça azdır.
Genel anlamda adrenalin tutkunlarının vazgeçilmez sporudur. Bu spora yeni başlayanlar, bu eylemi uçaklardan hava boşluğuna atlayarak gerçekleştirmektedir. Daha uzmanlar ise bu eylemi, dağlar, dik olan yamaçlar ve de vadilerde gerçekleştirmektedirler. Bu düşüşler anında, serbest düşüş sürati düşürülür ve yatay hareket artırılmaktadır. Öyle ki, süratleri saatte 200 kilometreyi bulabilmektedir. Wingsuit flying, en tehlikeli sporlarından birisidir. Dolayısıyla de, bu işin eğitimi oldukça sıkı bir biçimde yürütülmektedir. Öyle ki, bu eylemi gerçekleştirebilmek için serbest düşüş eğitim alım yapmak ve uzman bir paraşütçü olmak zorunluluğu bulunmaktadır. Öyle ki, serbest düşüş eğitimi alımı yapıldıktan sonra wingsuit flying yapmış olabilmek için, en az 200 serbest düşüş atlaması yapılması mecburiyeti bulunmaktadır. Wingsuit flying, dünya çapında en sık ABD, Rusya ve Norveç gibi ülkelerde yapılmaktadır.
Zevk ve sağlık için yapılan bu etkinlikler adrenalin ile birleştiğinde bazı zorunlu önlemler alınması ve risklerin ortadan kaldırılması gerekir.
Demet KURT