Uykusuzluk ve yorgunluk başta olmak üzere bir çok sorununun kökeninde psikolojik nedenler yatmakta… Modern çağın iş hayatı ve olumsuz yaşam koşulları nedeniyle oluşan kaygı bozuklukları, kronik yorgunluk, halsizlik ve tabi ki uyku bozuklukları… Tüm bunların sonucunda bireyin üretme güçlüğü, esin kaynaklarından uzaklaşması ve sosyal yaşamdan koparılmış bireyler halinde içe kapanması…
Çağın hastalığı olan yorgunluk; ev işleri, ev ve iş arasında koşuşturmak, çocukların dersleri, ekonomik kaygılar, yeterli uykuyu uyuyamamak gibi nedenler sonucunda ortaya çıkarken, dinlenerek geçmeyen bir olumsuz tablo sunuyor.
Bütün hafta yorgun olan, hafta sonunu yatarak geçiren bir kişinin kendini dinlenmiş hissetmemesinin nedeni de aslında yukarıda saydığımız nedenlere dayanan psikolojik yorgunluk. Bu tarz bir yorgunluğun dinlenerek geçmesini beklemek hayal. Keza insanı yoran sadece fiziksel olarak çalışmak değil, düşünsel etkinlikler de yormaktadır. Günlük hayatın stresi, üzüntü, kendisine zaman ayırmadan sürekli bir şeylerle uğraşmak sonucu ortaya çıkan mental yorgunluk…
Hep Yorgunum, Hiç Dinlenemiyorum!
Rutin çalışma temposu, tekrarlayan çalışma biçimi, hobi ve uğraşılardan uzak yaşam şekli sonucunda bireyde zihinsel yorgunluk baş göstermektedir. Zihinsel yorgunluk bir süre sonra isteksizliğe, halsizliğe, baş ağrılarına, vücut ağrılarına, hazımsızlığa, uyku sorunlarına yol açar. ve psikolojik sıkıntıların üzerine bir de kaygılar eklenir. Kişi sabahları yataktan zor kalkar, güne yorgun başlar, akşamları da yorgunluğu artar. Dinlenmeye çalışır ancak dinlenemez. Yorgunluk nedeniyle, fiziksel etkinliklerden uzaklaşır, arkadaşlarının gittikleri yerlere gitmez, en ufak fiziksel aktivite göstereceği durumlardan kaçınıp kendisini dinlenmeye çeker ve bu durum kendisini daha da yorgun hale getirir.
Yorgunluğa Karşı Hareket Edin
Sadece dinlenmekle geçmeyen zihinsel yorgunluklar, aynı zamanda depresyon ve kaygı bozukluklarıyla bir arada bulunmaktadır. Bireyin kendi içine daha çok kapanması, etkinliklerden ve insanlardan uzaklaşması onun sıkıntısını daha da çok arttırmaktadır. Sıkıntıları arttıkça yorgunluğu, yorgunluğu arttıkça sıkıntıları çoğalarak kısır bir döngü içine girer. Psikolojik yorgunluktan kurtulmak için yapılması gereken en iyi şey, başlangıçta zor bile olsa bu yorgunluğun üstüne gitmek ve harekete yönelmektir.
Yaşam bisiklet sürmeye benzer, pedal çevirmeyi bırakırsanız düşersiniz sözü bu konu için çok açıklayıcıdır. Kişi mücadeleyi, hareket etmeyi bıraktığında düşmeye başlar ve bunu düzeltmenin en iyi yolu onun üstüne gitmesidir. Kendimizi çok yorgun ve isteksiz hissettiğimizde, arkadaşlarımızın ısrarı ile dışarı çıkarız ve sonra kendimizi daha iyi hissederiz ve “İyi ki gelmişim” deriz. Ama gitmemek için de bir sürü bahane öne sürmüşüzdür.
Psikolojik yorgunluğa karşı, her gün düzenli olarak yapılan spor, bir saat yürümek, evden dışarı çıkmak iyi gelecektir. Hafta sonları yatıp içe kapanmak yerine arkadaşlarla buluşmak, aile bireyleri ile birlikte olmak, bir sinemaya gitmek, haftaya enerjik başlamak için yeterlidir.