Kral Oidipus tragedyası Antik Yunan tragedyalarının en kuvvetli örneği sayılır. Kendi iç yapısındaki derli topluluk(teknik anlamda), kişilerin karakterlerinin ortaya çıkarılışındaki ustalık, konunun işlenişinin hedefe yönlendirilişi ve koro şarkılarında ki şiirlerin edebi yüksekliği tartışılmazdır.
Sophokles İsa’dan önce 495 yılında Atina kenarında ki Kolonos kasabasında doğar. Diğer bir tragedyası olan Oidipus Kolonos ta Oidipus hikayeleri ve Dionysos eğlenceleri burada çok anlatılır ve yaşanırmış. Babası Sophillos oğlunun iyi bir eğitim görmesi için elinden geleni yapmış. Sophokles’ in tiyatro hayatına girmesi tragedya yazmaya yönlenmesi Yunan tragedya şairlerinin ustası sayılan Aiskhylos ‘un etkisi ile olmuştur. Ona büyük bir hayranlığı vardı. Sophokles altmış yıl süren tiyatro hayatında yirmi ört kez yarışmalara katılmış, her defasında birinci veya ikinci olmuştur. Doksan yıla varan ömründe yüzden fazla tragedya yazmış yalnızca yedisinin metinleri günümüze kalmıştır, diğerleri kaybolmuştur.
Aiskhylos tragedyanın olgun şeklini vermiş usta bir şairdir. Ondan sonra gelen ozanlar buldukları hazır bir kalıbı geliştirmişlerdir. Yunan tragedyası konuları ve iç yapıları bakımından çok dağınık haldeydi. Bilindiği üzere tragedya kaynakları bakımından bağbozumu tanrısı Dionysos’u kutlamak için hazırlanan törenlere sıkı sıkıya bağlıdır. Bu törenlerde dithyrambos adı verilen müzik ve dansı da içeren lirik şiir şekli kullanılıyordu.
Bu biçimi M. Ö yedinci yüzyılda Lesboslu Arion’nun yarattığı söylenir. Başlangıçta merhaba bie iki mısrada ibaretti. Ozan bunu tek başına ya da Koro ile birlikte söylerdi. Thespis denen bir Ozan M. Ö 535 de dithyrambos temsiline birde oyuncu sokmakla tragedyanın ana yapısını ortaya çıkarmış oldu. Koronun karşınında olup Korobaşı adını alan bu oyuncu ile karşılıklı konuşma (diyalog) başlamış oluyordu. Korobaşı oyunda adı geçen tanrı yada kahramanların duygularını yada acılarını seyirciye anlatırdı, kendi başına oyunun havasına uygun bir “solo” yapardı. Koro bu sözlere karşılık verirdi. Bu haliyle tragedya ana yapısına kavuşmuş olmuştu. Halkın bu gösteriyi sevmesi üzerine şairler tragedyalar yazmaya başladılar.
Atinalı şairlerden Khairilos ve Phirynikhos Yunan tragedyasının ilk habercileridir. Aristotoles Phrynikhos’u Yunan tiyatrosunun ustaları arasında sayar.
Tragedyaları zengin Yunan mitolojisinin efsaneleri beslemiştir. Garip ihtiraslar, ölümle biten korkunç çatışmalar, korkunç akıbetlere sürüklenen insanlar tragedya konularını oluşturmuştur
Bunlar arasında iki aile vardır ki Atreus’lar ve Labdakoslar;Yunan tragedyalarını besleyen ana konulardır.
Oidipusla ilgli olan efsane ise en eski ve en çok anlatılandır ki oda Labdakoslardandır.
Laios Thebai Kralıdır. Karısı iokeste bir oğlan doğurur. Tanrı Apollon bu çocuğun babasını öldürüp, annesi ile evleneceğini söyletir. Bu haberi alan Thebai Kralı çocuğun ayaklarını bileklerinden delip bağlar ve Keithos bölgesinde ormanlık alana bıraktırır. orada öleceğini düşünürler. Ancak onu oraya getiren Laiosun kölesi çoban çocuğun bu haline acır. Ve çocuğu olmayan Korinthos Kralı ve Karısına götürmek üzere bir başka çobana verir. Çocuğu kabul eden Polybos ve Merope çifti bu bebeğe Oidipus adını verirler. (Ayakları bağlı anlamında) Korinthos Sarayında büyüyen Oidipus, birgün içki içildiği bir ortamda biri tarafından “yalan evlat” denilerek, yerilir. Oda buna çok içerler ve Delphoie de Apollonun Kahinine durumu öğrenmeye gider. Kâhin Oidipus’a kendi öz anne ve babasını söylemeden babasını öldürüp annesiyle evleneceğini bildirir. Oidipusta mutlu yaşadığı Korinthosu babasını öldürmeden ve annesi ile evlenmeden terk etmek ister… Yola tek başına çıkar, Delphoie ile Thebai yollarının kesiştiği Kavşakta, Thebai’li Kral öz babası Laibos ve beş kişilik mahiyeti ile, karşılaşır ancak kim olduklarını bilmez.
Ona hiddetle bağırıp yoldan çekilmesini ve onlara yol vermesini isterler, hatta hırpalarlar. Bu durumda hırçınlaşan Oidipus elindeki sopa ile onlara vurmaya başlar. Thebai Kralı Laibosu ve mahiyetinde ki diğer dört adamı öldürür, biri kaçar.
Sonrasında Thebai’ ye doğru gider. Yolda Siphinks adlı canavarı görür bu canavar Thebai’ye doğru gelenlere bilmeceler sormakta bilemeyeni parçalamaktadır. Thebai’nin geçici olarak krallığını yapmakta olan öz dayısı Kreon bir vaat etmiştir. Bu canavarın bilmecelerini bilen Thebai krallığını vereceğini Kraliçe ile de evlenme hakkı olacaktır. Bunu duyan Oidipus şansını denemeye karar verir.
Canavar Siphinks ona bilmeceyi sorar; Sabah dört ayak, öğlen iki ayak, akşamda üç ayakla yürüyen canlı kimdir der. Oidipusta düşünüp cevap verir. İnsandır der. Doğru cevabı alan canavar kızgınlaşır ve kendi kendini parçalar. Bu şekilde canavardan kurtulan Thebai kenti, Oidipus’u kral yapar ve Kraliçe ile de evlenir. Hem Thebai canavardan kurtulmuştur, hemde kent ölen kralının yerine onun kadar bilgili, cesur yeni bir kral bulmuştur. Üstelik eski kraliçede onunla evlenmeyi istemiştir. Bu halde herkes mutlu yaşamaktadır. Ancak birgün Thebaide veba çıkar insanlar ölmeye başlar. Toprakları verimliliğini Kaybeder ve hiç ürün alamaz olurlar. Delphoide ki Apollon ‘nun Kahinine başvururlar. Oda eski kral Laibos’un katilinin Thebaide yaşadığını eğer onu kentin dışına atmazlarsa bu felaketlerin bitmeyeceğini söyler. Onu bulup kentten atmaları gerekiyor der.
Oyun bu noktada başlar.
KİŞİLER:
OİDİPUS
RAHİP
KREON
KORO(Thebaili ihtiyarlar)
TEİRESİAS
İOKASTE
KORİNTHOSLU HABERCİ
LAİOS’UN KÖLESİ
HABERCİ
- -PROLOGOSTA:Sarayın önünde toplanmış Thebaili halk ve Zeusun rahibiyle birlikte Oidipus vardır. Thebainin felakete uğramış durumu için Kral Oidipustan yardım istemeye gelmişlerdir. Oidipus bir baba gibi seslenir Thebaili lere . Rahip kentin kötü durumunu anlatır, topraktan ürün alamamaktadırlar, hayvanlar ölmektedir ve herşey den önemlisi bebekler ölü doğmaktadır ve insanlar ölmektedir vebadan. Kreon bu felakete sebebin eski kralları Laiosu öldürenin hala Thebaide olduğunu onun bulunup şehrin dışına çıkarılması gerektiğini tanrı Phoibosun haber verdiğini söyler.
- PARADOS :Thebaili ihtiyarlar dan oluşan KORO girer ve şarkısına başlar. Zeusun tatlı sesi diye başlarlar. Zeusa ve kızları Athena ve Arte isi oğlu Phoibosu Thebai ye yardıma gelmeleri için çağırırlar.
Savaş tanrısı Aresin ki hiçbir tanrı onu sevmez. Thebainin bu hale gelmesinden sorumlu tutulur. Kızkardeşi Athena ve Artemisin onu engellemesi istenir. Ayrıca Bakkhos ve Menadestende yardım isterler.
- EPOSİODİON:Oidipus, Korob aşı ve Kahin Teiresias arasında geçer. Teiresias ile Oidipus, (Teiresiadın Oidipusu iğneleyen sözlerinden dolayı) tartışırlar. Kahin herşeyi bildiği için Oidipusu suçlayıcı konuşur, gelecekte eski Kral laiosu öldürenin onun oğlu olduğunu hatta laiosun karısı ve kendi annesi ile evleneceğini üstüne üstelik annesinden çocukları olacağını sezdirir ve Oidipusu endişeye düşürmeye çalışır. Oidipus bu arada Kreon için suçlayıcı sözler söyler.
- STRASİMON:Koronunda Kahinin söylediklerinden sonra kafası karışmıştır. Ancak yinede bir faninin dediklerine inanmam der.
- EPOSİODİON:Kreon hızla ve kızgınlıkla sahneye gelir. Oidipus hakkımda çok kötü suçlamalar yapmış. Bu nasıl olur der. Söze Korobaşı girer ve kızgınlıkla kahine kendisini suçlayan sözleri senin söylettiğini Söyledi der. O sırada Oidipus saraydan çıkar ve söylenenleri duymuştur,Kreon ile arasında ciddi bir tartışma başlar. Oidipus bu senin bana kahinin ağzıyla söylettiğini suçlamalar karşısında benim korkup geri adım mı atacağımı düşündün asla ben hala kralım ve senin ölmeni istiyorum der. Bu tartışmaya şahit olan Korobaşı aralarını düzeltemez ve tam o sırada bu tartışmaya saraydan İokaste çıkıp gelir. Biri kocası diğeri ağbisidir. Benim yerimi istiyor Kreon der beni devirmek için kahin tutmuş onunla eski kralı benim öldürdüğünü söyletiyor der. Kreon da oradadır ve tanrılara yemin eder ki ben böyle bişey yapmadım der. İokaste bak en büyük yemini ediyor,fanilerin kehanetlerine inanma der. Ancak Oidipus yaşadıklarını bildiği için onlar içini sıkmaktadırlar bu yüzden Kahinin kehanetleri canını sıkmaktadır. İokaste ye eski kral Laiosun nasıl nerde kimler tarafından öldürüldüğünde dair sorular sorar ve o sırada kralın yanında olanlardan geriye kalan kimse olup olmadığını sorar. İokaste ona bu kadar kehanetleri inanma der ve kehanetlere inanmaması gerektiğine dair başından geçenleri anlatır. Laiosa kendi evladı tarafından öldürüleceğini bildiren bir kehanet söylendiğini ve yeni doğmuş bir evladını bu yüzden bileklerini bağlayıp ormana arttırdığını söyler yani evladı tarafından öldürülmediğini ancak onu haydutlar öldürdü der. Oidipus tüm bunlardan oldukça kötü etkilenir çünkü başından geçenlere neredeyse tamı tamına uymaktadır. Oda İokaste ye başından geçenleri anlatır. Delphoili Kahinin kendisine babasını öldüreceğini ve annesiyle evleneceğini söylediğini söyler. Sonra Laiosun bir kavşakta öldürüldüğünü söyledin der İokaste ye oda evet Phokiste daulis ile ddelphoi den yolların keşiştiği yerde der. Oidipus bir kez daha korkar çünkü tam orada bilmediği birileri ile kavga etmiş ve dört kişiyi öldürmüştür. Tüm bunları İokaste ile paylaşır oda şimdi benim içimde korku düştü der.
Kral Laios öldürüldüğünde yanında beş kişi vardı der İokaste ancak biri kaçıp kurulmuştu der. Oidipus onu hemen çağırt bana der onunla konuşmak istiyorum. O kurtulan çoban-köle artık sarayda çalışmamaktadır. İokaste hemen çağırıyorum der. Bu epizodda ki diyaloglar açığa çıkan şeyler aslında anognorisis olarak niteleyeceğimiz bilgilerdir, açığa çıkan herşey bilgilenme olarak söylenir. Prologosta ortaya konan herşeyde düğümlerdir. Orada düğümlenen olaylar dizisi burada açılmaya başlar.
- STRASİMON: KORO şarkısını o kadar hüzün ve umutsuzlukla söyler ki sonunu “Ey! Tanrılar tanrısı Zeus,adına layıksan bu aleme hükmediyorsan gözünden kaçmaz, değer verilmiyor artık tanrı sözüne Laios hakkındaki vahiylere, kutsanmıyor artık Apollon. Kalmadı tanrılara saygı. “diye bitirir.
- EPOSİODİON :İokaste, Korinthoslu haberci ve Koro ile başlar sonra Oidipus girer sahneye. Korinthoslu haberci Oidipusu aramaktadır ona bir haberi vardır. Korinthosta halk Oidipusu istemektedir, onu kral yapmak üzere. Çünkü ihtiyar Polybos vefat etmiştir. Önce bunu İokaste ye söyler oda bundan Oidipus için sevinir.
Ancak haberci Oidipus geldiğinde ona Polybos un ölümüyle birlikte Oidipusun onun Polybos un kanından olmadığını da söyler. Bu itirafı aslında onun korinthosta dönmeyi istemediğini çünkü annesinin hala sağ olduğunu söylediğinde yapar. Kahin Laikosa göre annesi ile evlenecektir Oidipus bunu yıllar önce ona söylemiştir. Bu yüzden dönmek istemez korinthosa haberci bunu sağlamak üzere Oidipusa onların kanından olmadığını itiraf eder. Oidipus bunu nerden biliyorsun diye sorduğunda da çünkü seni onlara ben getirdim der. Ormanda çobanlık yaptığım zamanda seni ayak bileklerindeki delikler den geçen iplerden ben kurtardım der. Oidipus bileklerini bildiğinden durumu kavrar. Sonra kimden aldığını sorar, oda yine oralarda çobanlık yapan ve Laiosun kölesi bir başka çobandan aldığını söyler. Bu noktada da İokaste herşeyi anlar ancak daha ileri gitmemesini söyler Oidipusa. Ancak o babasının kim olduğunu öğrenmek istemektedir ve o Thebaili köle çobanı görmek ister. Herşeyi kavramış olan İokaste bunu yapmamasını ister ve Oidipusa kara bahtlı deyip saraya girer.
- STRASİMON:Koro şarkısını söyler. Oidipusun hayatını hoşlukla anıp ebeveynleri kimdir diye sorgular.
- EPOSİDİON:Korinthoslu haberci, Oidipus, sahnedeyken Laiosun kölesi(Oidipus tarafından çağrılan) arasında devam eden diyaloglarla oyunun esas ana düğümünün cözüldüğü merhaba bölümdür. Oidipusun kimin oğlu olduğu ortaya çıkar. “Oidipusun Herşey aydınlandı artık. Ey gün ışığı bu seni son görüşüm olsun. “demesiyle biter.
- STRASİMON:Koro hüzünlü ve acılı şarkısını söyler. “Bugünde ölüm getiriyorsun bana ağla gözlerim ağla “dizeleriyle biter.
- EXODOS:Haberci, Korobaşı, Oidipus, Kreon, arasında geçen son bölümde Haberci İokaste nin kendini öldürdüğü haberini getirir. Ayrıca Oidipus İokastreyi kurtarmak üzere odasına gitmiş ancak ölüsünü asılı halde bulmuştur. Sonrasında elbisesine ki iğneleri çıkarır ve kendi gözlerine batırır, ve kan revan içinde kalır. Son kertede Kreon ile Oidipus arasında ki diyalogları ile biter oyun.
Oyunun sonu KOROBAŞI’nın “Ey Thebaili ler, o zorlu bilmeceleri çözen Oidipusun şu haline bakın. Onun için son gününü görmeden hiç kimseye mutluluğa ermiş demeyin.”der.
Antik Yunan Tragedyalarının en yetkini sayılan bu oyun böyle sonlanır.
Haftaya görüşmek üzere.