1-Antik Yunan da önemli tragedyalar
A-Zincire vurulmuş Prometheus. – Aiskhylos
B-Kral Odeipus-Sophokles
C-Elekra-Sophokles
D-Medea-Euripides
E-Antigone-Sophokles
2-Romeo ile Juliet – W. Shekespare
3-Faust-J.W.Von Goethe
4-Nora – Bebek evi – H. İbsen
5-Üç kuruşluk opera – B. Brecht
6-Adam adamdır – B. Brecht
Antik Yunan’dan günümüze kadar tiyatro tarihinin kilometre taşları olarak ifade edebileceğimiz bu on tiyatro oyunu (piyes) tiyatro için önceliklidir.
Bizler artık günümüzde, Bertold Brecht’en sonra tiyatronun tarihsel gelişiminin röntgenini çok daha net ve anlaşılır bir biçimde görebiliyoruz
Antik Yunan’da aristotelesin poetikasında sözünü ettiği tiyatro ve tragedya için; “insan ruhunun arınması ve tragedyanın amacına ulaşması için tragedyayı sahnede bir oyun olarak izlerken oyun kahramanı ile aynı duyguları yaşayıp onun başına gelenlerden korkuya kapılması ve acıma duygularını duymasının beklendiğini belirtir. Hatta iyi tragedyanın okunurken bile korku ve acıma duygularını uyandırması beklenir demektedir.
Bu estetik anlayış günümüzde Antik Yunandaki gibi devam etmemektedir. Ancak, oyun öyküsü için o dönemden gelen bazı özellikler B.Brecht’in tiyatrosunda bile devam etmektedir. Tragedyada Prolog denen “ön oyun” ,B. Brecht tiyatrosunda hala uygulana gelmektedir. Öykü için Aristotoles’in tragedyalarda “eski masalların ” Kullanılması oldukça elverişlidir, demesi ile B.Brecht’te eski destanlar ve halk tarafından bilinen öyküler Epik tiyatro için oldukça kullanışlıdır, deyişi ile neredeyse örtüşmektedir.
Aristotelesin” poetika”sında tüm sanatların mimesis (taklit)’e dayandığı özellikle vurgulanmaktadır. Bunlar içinde şiir, tiyatro, resim ve Kitaro ile yapılan müzikte bulunmaktadır.
Aristoteles ayrıca tragedya için “ahlaksal açıdan ağırbaşlı, başı ve sonu olan, belli bir uzunluğu bulunan eylemin adıdır” der. Içine aldığı her bölüm özel araçlar kullanarak eylemde bulunan kişilerce jtemsil edilir. Bu bakımdan tragedya, salt bir öykü (mythos) değildir. (1) der.
Tragedya bir eylemin taklididir. ( mimesis) O halde bu eylemin taklidi de öyküden çıkar. (mythos) Trajik eylem, Iki özelliği ile sahnede taklit edilebilir. Bunlar eylem halinde olan, kişilerce (oyun kişileri) taklit edilen hayatin bu kişilerin şu özellikleri ile oluşur, “karakter ve düşünce “.
O halde Tragedyanın temeli ve aynı zamanda ruhu öyküdür. (mythos). Tragedyalarda öyküde Peripetie (Baht dönüşü) denen özellik “eylemin” tam tersine dönmesidir. Ayrıca Anagnorisis (tanınma, bilgisizlikten bilgiye geçiş) denen durum, alın yazısının kahramanı mutluluk ya da felaket için belirlenen kişilerin dostluğuna ya da düşmanlığına götürmesidir. Bu iki özelliğe bir üçüncüsü de eklenir ki: buda acı veren eylemdir” (pathos). Bu özellik yıkıcıdır.
Tragedyalarda ayrıca bölümler bulunur. Bunlar, prolog, episodlar, exodos ve koro şarkısıdır. Koro şarkıları tragedyada prologdan sonra gelen “parados ” ve her iki episod arasındaki koro şarkıları olarak “stasimon” diye ayrılır. Stasimonlarda koronun söylediği şarkılar koronun yarısının bir yana dönüp söylediği kısım olarak strophe ve koronun diğer kısmının karşı tarafa dönerek söylediği ise antistrophone olarak bilinir.
Brechtin Epik tiyatrosunda da tragedyada ki bu bölümlerin neredeyse tamamı bulunur. Ön oyun, epizotlar ve koro şarkılar Exodos olarak bir son bölüm tanımlanmamıştır ancak oyunun sonuç sahnesi vardır. Bu şekilsel biçim ve bölümler B. Brecht’in Epik tiyatrosunda da bulunur.
Aristoteles’in, tragedyanın ruhu öyküdür deyişine dem vurur gibi B. Brecht’in epik tiyatrosunda, öyküdeki oyun kişilerinin eylemini belirleyen karakterleri ve düşünceleri idealizmin söylediği ve tragedyalar da olduğu gibi kadere bağlı değil sınıfsal özelikleri ve kişisel çıkarları doğrultusunda oluşur ve değişir.
Her tragedyada bir düğüm ve birde çözüm vardır. Peripatieye kadar olan yapıtın dışından ve yapıtın içinde olan olaylar düğümü oluşturlar. Baht dönüşünden sonra olan olaylar ise çözümü oluşturur.
Aristoteles’e göre ozan tragedyasını epik olarak şekillendirmemelidir. Epik deyince de Aristoteles malzeme bakımından çok geniş tutulmuş bir konudur der. Bir epos’u (destan) dramlaştırmak istenmesi halinde buradan epik bir içerik ortaya çıkar. Eposta tek tek bölümler bütün şiirin uzunluğu içinde uygun bir uzunluk elde edebilirler, ancak dramda böyle bir deneme ters bir sonuç doğurur, der.
Sonunda, Aristoteles tragedya epos’a göre daha üstün bir sanattır der.
Yani Batı Dünyası estetik anlayışı: sanatta ve tiyatroda karşıtını da doğururken (B. Brecht’in Epik tiyatrosu) ona bu işi yapacak tüm araçlar ve tanımlamaları sunmuştur.
A-ZİNCİRE VURULMUŞ PROMETHEUS
Genel özellikler :
Antik Yunan da ki ünlü tragedyalardan ilk olarak inceleyeceğimiz olan “Zincire vurulmuş Prometheus” dönemin en ünlü ve etkin yazarı Aiskhylos tarafından (MÖ 525-456) kaleme alınmıştır. Dönemin “Politik dram “olarak adlandırılan tragedyasıdır. Bu tragedya Olympos tanrıları tarafından Titanlı tanrıların elinden alınmış güç (iktidar) ile tüm Dünyaya egemen olan Olymphoslu tanrılardan Zeus’un egemenliğine karşı duran, bunun için savaşan ve insanların yanına geçmiş Titanlı bir tanrı olan Prometheus ‘un (anlamı önceden gören, bilen geleceği bilen anlamlarındadır) onurlu ve acıklı hikayesidir. mücadelesini ele alır.
Bu hikayede Prometheus aklın temsilcisidir. Zeus ise hem aklı hemde kaba kuvveti temsil eder. Zeusun önceki tanrı ile savaşında yerin altında ki tartarosa yolladığı yendiği tanrıların (Otiris dağlı titanlar) Zeus’a bu zaferi kazanmasında Giana (toprak ana) daha önceki tanrılar savaşında tartarosa gömülen uranoslu tanrılar olan yüz kollu devlerin yerin altından çıkarılıp savaşa sürülmesi önerir. Onları çıkaran Zeus Titanlı tanrıları bunlar vasıtasıyla yener ve tartarosa Titanlı tanrıları tıkar. Yüz kollu tanrılardan armağan olarak Zeus’a gök gürültüsü, yıldırım ve şimşeği verirler. Zeus bundan sonra yeni bir dünya düzeni kurmak için yine anası Gaianın önerisiyle egemenliğini kardeşleri ve çocukları arasında paylaştırır. Bu paylaşmada Zeus dışında ki tüm tanrılar Zeus’a bağlıdırlar. Tek özgür olan Zeus’tur. Bu düzene ve paylaşıma karşı duran tek başına Prometheus ‘dur. O da titan soylu bir tanrıdır ancak bu durumda insanlarında yöneten Zeus’a karşı insanların tarafına geçer ve insanlara “Ateşi” Zeus’tan izin alıp Olympos dağına gelecekten haber vermek bahanesiyle çıkar ve oradan Güneşin yanan tekerinden bir tutam ateşi rezene yaprağı içinde kaçırır. İnsanlara götürür.
Bu eylem aslında özgürler ve köleler arasında yapılmış bir bilinçli tercihtir. Prometheus aslında bu davranışı ile aklın ve bilincin bu özgürlük savaşında savunucusu olduğunu ve dolayısıyla kendi gibi köle olan insanların safında yer aldığını gösterir. Tanrı Zeus’a karşı bu eylemi kendini ilk özgürlük savaşçısı yapar.
Bu destan tragedenin yazarı (ozan) Aiskhylos ‘u da ilk politik dram yazarı ve yapmıştır.
Bölümler
- PROLOGOS:Kratos-hephaistos
- PARADOS:Prometheus – Koro
- 1.EPEİSODİON: a)Prometheus – koro/ b) Prometheus – Okeanos
- 1.STASİMON:Koro
- 2.EPEİSODİON :Prometheus – Koro
- 2.STASİMON :Prometheus – İo-Koro
- 3.EPEİSODİON:Prometheus – İo-Koro
- 3.STASİMON:İo-Koro
- 4.EPEİSODİON:a)Prometheus – Koro B) Prometheus – Hermes
- EXODOS:Prometheus – Hermes-Koro
Kişiler:
- KRATOS(Güç)
- BİA(Zor)
- HEPHAİSTOS
- PROMETHEUS
- OKEANOS KIZLARI
- OKEANOS
- İO
- HERMES
Oyun Prologosta Prometheusun zoru temsil eden Bia ve gücü temsil eden Kratos arasında götürülmesiyle başlar. Prologosta Kreon ve Hephaistosun diyalogları vardır. Kreonun Zeus’un dediklerine karşı konamaz olduğunu kesinlikle belirttiği bu kısımda Prometheusun İskitlerin ülkesinin kıyısında kuş uçmaz sarp bir kayalıkta zincire vurulması ile devam eder. Hephaistosun bu Prometheusun benim tanrı kardeşimdir onun bu halde oluşunu yüreğim kaldırmıyor demesine rağmen Kreon böyle sözler söyleme bu Zeus’un emirlerine itaatsizliği doğurur der.
Daha sonraki episoionlarda Prometheus ile Koro ile diyalogları ki Prometheus kurtulmasını mümkün olmadığını bile bile asla baş eğmez tavrı ve bu tavrı ile öğünmesi Prometheusa güç verir., ayrıca Prometheus bilir ki Zeus bir gün devrilecektir. Sonraki episodda Okeanos un konuşmalarında bir tanrı ve dostu olan okenaosun bütün güç ve vakit isteyen işlerini bırakıp onu görmeye gelmesi büyük fedakarlıktır ve bundan dolayı olumsuz etkileneceğini düşünür. Prometheus ve bunu ona söyler. Okeanos da ben kim olduğumu biliyorum sen Kendine çeki düzen ver ve bırak Zeus’la seni affetmesi için konuşayım der. Ancak Prometheus Zeus hakkında olacakları bildiği için böyle bir şeye dahi söz vermez ve hep kendini koru der.
İoyla konuşmalarının olduğu episodda ise İo bir sinek tarafında dünya etrafında köşe bucak kovalanmaktadır. İo da bir tanrıdır ve koroyu oluşturan Okeanos kızları halaları olur ancak neden tanrılar tarafından böyle bir cezaya maruz kaldığını dahi bilmemektedir Prometheus ona her şeyi bilen ve geleceği gören olarak bu bilgisizliğini giderir, güzel bir kadın olan İonun rüyasına giren Zeus ona onunla yatmak istediğini fısıldar. Ona kendisini doya doya görmesi için babası inakhosun yurdunda ki vadiye gitmesini sağlık verir. Zeus’un karısı Hera tarafından bu yüzden kıskanılan io’ya böyle bir ceza verilmiştir ve bir sinek tarafından bütün dünyada köşe bucak kovalanmaktadır.
Prometheus ‘un yanına kadar giden İo ondan yardım ister. Bu cezanın ona hangi tanrı tarafından verildiğini ve sonunun ne olacağını bilmek istediğini söyler. Prometheus sana bunları söylemek istemem yoksa yüreğin dayanmaz bunlara demesine rağmen İo olacak her şeyi bilmek istiyorum der.
Prometheus İo ya o zaman dinle der. Sana bu eziyetlerin esas sebebi olan Zeusun krallığını kaybetmesini istermisin der. İo da Zeus krallığını kaybedebilir mi, onu hangi güç tahtından edebilir der. Prometheus da kendinden olacak bir oğul diye söyler. Peki kimden olacak bu oğul diye sorduğunda Prometheus esas açıklamayı söyler. Senden der. İo şaşkına döner benden bir oğlu mu onun tahtını elinden alacak der, oda onuncu kuşaktan üçüncü oğlu, diye cevap verir. İonun aşkınlığı daha da artar. Prometheus İo ya bu şekilde dünya etrafında bir sinek tarafından kovalanan haliyle İskitler ülkesine oradan bospohoros (İstanbul boğazı) ndan Avrupa dan Asya’ya geçeceğini oradan kimmerler ülkesine oradan da Babil kenarından Nil kıyısına gideceğini orada üçgen kenarlı bir toprakta yurt tutacağını bildirir sonrasında 50 kız torununun Argosa geri dönmeyi arabalarıyla evlenmeyi istemedikleri için geri dönmeyi isteyeceğini amca oğulları peşinden gidecek ve onlarla evlenmek isteyecek ancak tanrılar bunu istemeyecek ve gelinler güveyleri hançerleyip öldürecekler. Yalnızca bir gelin güvey ile evlenmeyi isteyecek ve bir evlenip çocuk sahibi olacak işte ondan gelen bir oğul beni kurtaracak der. Exodosta Hermesin Prometheus un yanına gelip onunla girdiği tarihten Zeusa boyun eğip yardım istemesi gibi gerçekleşmez Hermesin sahneden çıkmasıyla bir gök gürlemesi sarsıntılar fırtınalar oluşması ve korodaki Okeanos kızlarının Hermese karşı biz prometheus un yanındayız ondan vazgeçmeyiz ve asla döneklik etmeyiz demesi Prometheusun son anda bile sevilmeye devam etmesi, tanrı olmasından dolayı ölümsüzlüğü olmasına rağmen gerçek hayatta da ölümsüzlüğe ulaştığını gösterir.
Prometheus ‘un İoya yaptığı tüm bu açıklamalar anognorisis (bilgilendirmelerdir) ve geleceği bilen ve gören olarak Zeus’un tahtından olacağını bildirmesi de. Promethenin Kreon ve Bia tarafından İskitler ülkesi kayalıklarında zincire vurulması da peripetie (baht dönüşüdür)
“Ben tüm tanrılara karşıyım” diyen Prometheusun İo ya yaptığı açıklamalara günümüzden bakıldığında Zeus gerçekten tahtından olmuştur. Ancak yerine başka tanrıların geldiğini hatta onların bile tahtlarını yitirdiklerini yerlerine başkalarının geldiği sabittir.
Bu haftalık bu kadar haftaya sırasıyla diğer tiyatro oyunlarını incelemeye devam edeceğiz.
Saygılarımızla.
Dr. Aytuğ Gültekin
KAYNAKLAR
1-Poetika-Aristoteles Remzi kitabevi
2-Zincire vurulmuş Prometheus – Aiskhylos Türkiye iş bankası kültür yayınları.
3-Elektra-Sophokles Türkiye işbankası kültür yayınları
4-Kral Oedipus – SophoklesT-ürkiye iş bankası kültür yayınlar
5-Antigone-Sophokles Türkiye iş bankası kültür yayınları
6- Medea – Euripides Türkiye işbankası kültür yayınları