KÜLTÜR VE SANAT Güneşi Alnında Taşıyan

Güneşi Alnında Taşıyan


güneşi alnında taşıyan gazeteci Ömer Turan

Ahmet Özer’in Trabzon kültürüne armağan yapıtı
“Güneşi Alnında Taşıyan Gazeteci-Şair  Ömer Turan Eyuboğlu”
güneşi alnında taşıyan gazeteci Ömer Turan

GENCÖLMEK

Ay mıdır kar mıdır pencerede
Boğulmuş çocukları martılara taşıyan
Kara köpek karşı kıyıda uluyor
Bence o çocuk öyle gülmemeli

 

Atları çayıra saldım diş kamaştıran erik altına
Nisan toprağı kalbimde ağarıyor
Bence o çocuk öyle gülmemeli
Şimdi bir kadın çay demlese

 

Bahçemdeki korkuluk nar ağacıdır
Erken ölmüş iyi giydirilmiş
Sular soğuyor ovada duran ince gölgesinde
Büyük ateşler kuytu köyler gibi

 

Alınlarına vişne çiçekleri yağan
O kızlar, delikanlılar ve lohusalar
Oyulmuş bir bebektirler ıhlamurdan
Kestane mangalları, masallar, talikalar

 

Ölüm alışsın artık bize
Bir dans gibi bahçemize gelsin
Gelsin otursun ılık minderimize

 

Bence o çocuk öyle gülmemeli
Ay kar gibidir pencerede
Ergin Günçe,
 

(Türkiye Kadar Bir Çiçek, Can Yayınları, İstanbul, 1988, sayfa 23)
Yazan, üreten insanlar için ölüm yok…  genç yaşta aramızdan ayrılan şair, bilim adamı Ergin Günçe(1938-1983)’nin GENCÖLMEK şiirindeki gibi…

Ömer Seyfettin’den Muzaffer Tayip, Rüştü Onur, Orhan Veli’ye ve daha nice yazar, şair genç yaşta arkalarında unutulmayacak yapıtlar bırakıp bu dünyadan ayrıldılar… Onları yaşatan, canlarını katıp yoğurdukları şiirleri; öyküleridir…

Ömer Turan Eyuboğlu Trabzon-Maçka’nın Olasa köyünden yola çıkıp 1950’lerde Trabzon’da Hâkimiyet gazetesini kuran, ilk ve tek şiir kitabını 19 yaşın coşkusuyla yayımlamış bir gazeteciydi, şairdi. 1927 doğumluydu. 1960’ta öldüğünde 33 yaşındaydı. GENCÖLMEK şiirinin çağrıştırdığı yaşlarda…

Güzel bir rastlantıyla Ömer Turan Eyuboğlu’yla aynı köyden olan şair, yazar, araştırmacı Ahmet Özer daha çocuk yaşlarda onun şiirleriyle kendine büyülü bir dünyanın kapılarını araladığında; yıllar sürecek bir serüvenin de ardına düşmüştü.

Ahmet Özer 60 yıla varan bu iz sürüşte, Ömer Turan Eyuboğlu’ndan kalanları, gençliğin coşkusunu, sevincini, edebiyat tutkusunu bağrında taşıyan “sarı defterleri”, Hâkimiyet gazeteleri arşivini, İlk Adım adlı şiir kitabını,  mektupları ve daha birçok belgeyi biriktirip durdu.

Ahmet Özer, 1981’de Ömer Turan Eyuboğlu üzerine ilk yazılarını yazmaya başladı Kıyı dergisinde. Sonrası, bir büyünün, bir unutulmaz edebiyat adamının, Trabzon’da örnek bir gazetecinin yaşamının gizlerini aralayan bitip tükenmez bir sabır işçiliğine dönüştü.

Trabzon’un yerel gazeteleri Karadeniz ve Kuzey Haber’de yazdığı onlarca yazı bu serüvenin ateşini harlandırdı durdu.

Biz Ahmet Özer’i daha çok şair kimliğiyle tanıyorduk; oysa o bir yazı tutkunudur. 1980’lerden günümüze 30 kitaba imza attı. Bunlardan 8 tanesi ilk gönül düşürdüğü şiir üzerineydi.

Ahmet Özer’in çok yönlü edebiyatçı kimliğine de tanık olduk bu zaman diliminde. Öykü, deneme, inceleme, araştırma, söyleşi, gezi; hemen hemen edebiyatın bütün türlerinde birbirinden özgün yapıtlarla çıktı karşımıza. Bu yapıtlarının sayısı Haziran 2012’de 22’yi bulmuştu.

“Güneşi Alnında Taşıyan Gazeteci-Şair Ömer Turan Eyuboğlu” Ahmet Özer’in 30. yapıtı. Bir bakıma yazılması 30 yıl süren bir yapıt. Ömer Turan Eyuboğlu, 33 yıl yaşadı bu dünyada ama birkaç ömre sığan işler yaptı. Her şeyden önce Trabzon’da o yıllara değin benzeri az görülmüş bir yerel gazetenin ilk adımlarını attı, 1956’da Hâkimiyet’i çıkardı. 1960’ta ölüme değin kısa zaman süreminde;  sanatı, edebiyatı, dili eksen alan örnek bir gazete çıkardı. O gazete bir okul oldu Trabzon basınında. Bugün bile birçok yönüyle aşılamamış bir gazete kimliği taşıyor Hâkimiyet.

İşte, Ahmet Özer böylesi önemli bir gazeteciyi çok yönlü yansıtan bir biyografi kitabı için yüreğini ve beynini kattı yıllara, durmaksızın Ömer Turan Eyuboğlu’ndan kalan belgelerin izini sürdü, onun yakın arkadaşlarını, dostlarını, gazeteden öğrencilerini buldu, bir ipekböceği sabrıyla bu yapıtının kozasını ördü.

Ömer Turan Eyuboğlu’nun ölümünün 52. yılında yayımlanan yapıt, 496 sayfa, büyük boy, içindeki görselleriyle de göz dolduran, birçok bilgi ve belgeyi barındıran eşsiz bir kaynak niteliğinde.

Bir gazeteciyi, şairi, sanat ve kültür insanını çok yönlü ele alan bu yapıt, özellikle iletişim fakültelerinde gazetecilik eğitimi gören gençlerimiz için bir ders kitabı, başucu yapıtı niteliğinde; araştırmacılar için derinlikli bir hazine…

17 bölümden oluşan yapıtın bölüm başlıkları ve Ahmet Özer’in yapıta yazdığı “Sonsöz”den bir bölüm, bu söylediklerimiz için küçük bir tadımlık olsun.

I. Bölüm: Güneşi Alnında Taşıyan Gazeteci-Şair: Ömer Turan Eyuboğlu
ll. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu’nun Yaşamına Bir İzdüşümü
III. Bölüm: Yedigün’le Yazışmalar
IV. Bölüm: Askerlik Dönemi Günceleri
V. Bölüm: 24 Şubat 1956: Hâkimiyet Doğuyor
VI. Bölüm: 15 Haziran 1960, Saat 17.00
VII. Bölüm: Ölümünün Birinci Yıldönümünde
VIII. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu’nun Ölümünün İkinci Yıldönümü
IX. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu’nun Ölümünün Üçüncü Yıldönümünde Özel Sayı / Hâkimiyet 15 Haziran 1963
X. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu’nun Hâkimiyet Gazetesinde Yer Alan Ürünleri
XI. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu’nun Eleştiri Yazıları
XII. Bölüm: Dergiler Dünyasından
XIII. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu’nun Hikâyeleri
XIV. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu’nun Gazete Yazıları
XV. Bölüm: Ömer Turan Eyuboğlu Üzerine Mektuplar
XVl. Bölüm: Unutulmaz Ömer Turan
XVIl. Bölüm: Yıllar Sonra Onu Anımsamak

 

Gençlikte Duran Hayat

Ahmet Özer

 

“Gencölmek”… Şair Ergin Günçe’nin bir şiirinin adıydı.
Bu kavramın içine insanı boylu boyunca düşündüren neler sığmaz ki
Cemal Süreya’nın dizeleriyle “üstü kalsın” diyerek dünyaya veda edip kâinatla kucaklaşanların sayısı hiç de az değildir.

Ömer Turan Eyuboğlu da bunlardan biriydi.
Gencecik yaşına karşın yüzlerce kitabın iç dünyasına yolculuk yaptı, binlerce dizeyle savruldu, okudu, araştırdı, inceledi yazdı.

Kimliğini, basın ve sanat alanındaki emeğiyle bütünleştirdi.
Saygın bir gazeteci özgün bir şair olarak tanındı.
Sağlık koşulları elverseydi kim bilir neler yapacak, neler yazacaktı.
Önemli olan yaşadığı sürede pek çok ürüne imza atabilmiş olmasıydı.
Ömer Turan, ilerde kendini yazacaklara kolaylık olsun diye binlerce günce tuttu, yaşamının pek çok anını nota dönüştürdü.
O notlar olmasaydı, bu yapıtı bu denli kolay oluşturamazdık.
Üzerine yazdığım pek çok yazıda, onun olmazı olura dönüştüren emeğini dile getirmeye çalışmışımdır.
Onunla ilgili onca yazının gazete ve dergilerde kalmasının verdiği rahatsızlık, bugün mutluluğa dönüşüyor.
Ondan kalanların pek çoğunu bir araya getirmenin heyecanı içindeyim.
Kitaba alınanlar kadar alınamayan birçok yazı ve şiirin de olduğunu vurgulamak isterim. Benim görebildiklerimin dışında kim bilir yitip giden ne denli ürünü olmuştur. Yayımlananlara bakıldığında emeğinin büyüklüğü insanı şaşırtıyor.

Ömer Turan Eyuboğlu, yazdıklarıyla, yayımladıklarıyla yaşamımızı ışıttığı kadar, genç kalmayı da sürdürüyor.
Örnek yaşamıyla kucaklaşarak geçen yıllarımın içinden ona içten sevgilerimi sunuyorum.

** Ahmet Özer, Güneşi Alnında Taşıyan Gazeteci-Şair Ömer Turan Eyuboğlu, İsim Yayınları, Biyografi, Ankara, Mayıs 2012,496 s.

Ali Mustafa