imgelem KÜLTÜR VE SANAT Tamirci Çırağı ve Onun Arabası Var

Tamirci Çırağı ve Onun Arabası Var

Sanat salt politik olduğunda çekilmez. Kaynar suyla haşlanmış, yağı unutulmuş bulgur pilavı gibidir. Estetik kaygılar barındırmayan, estetik yoksunu bir nesne olmaktan öteye geçemez. Öte yandan yaşamdan kopuk, apolitik lümpen sanat ürünü içinse sadece ‘berbat’ demek yetmez, “kötü ve art niyetli” demek de hafif kalır.

Bir sanat yapıtı, ‘salt’ ön ekini sadece gerçeğe hizmet ettiği zaman almalıdır. Çünkü gerçek, yeterince estetik ve imgeseldir. Sonuç olarak ifade edilen şey  “gerçek ise sanat olabilir” dir. Sanatçının büyülü eli devreye girer ve gerçeği insana estetik şekliyle sunar. Gerçeği estetik olmayan haliyle sunmaksa mümkün değildir.

Bazen yaşamı savunması mümkün olmayan bir toplumsal olgu da sanat değeri taşır. Bu istisnai durumu da ancak “yetenekli sanatçı” olmakla açıklayabiliriz. Toplumsal dinamikleri iyi okur, farklı yorumlar ve bütün mesele budur. Ortada gerçek değilse bile gerçeği, gerçekçi bir arayış vardır.

Müzik bir sanat türüyse yukarıda sözü edilen olgulara en uzak olandır aslında. Keza müzikte anlamı geri plana atan birtakım teknik özellikler vardır. Gitar, piyano, keman… İnsanla anlatımı arasına giren nesneler ama en önemli belirleyeni yetenek. Tek başına sanat üretmeye yeterli olmayan yetenek, müzisyenleri sanatçı ilan etmese de onları ihya edebilir.  Kullanılan piyano bazen insanı dahi sanatçı yapabilir,

Müzik denince en çok pop dadanmıştır, kitlelerin ruh hallerini talan etmeye. Öyle ki bazen doğu halklarının hüzünlerini bile sömüren batılı Rock şarkıcılarına, “birinci dereceden sömürgen” demek hiç de zor değildir.

Eh, gerçek dediysek gerçeğin mekanı ve zamanı da ayrıştırılamaz ondan. Delhi’deki toplumsal yaşam kaynaklı trajediyi New York’a uyarlarsanız bunun adına zırva denir. Bazen zırva bile denmeyecek durumlar vardır, buna da lümpen, zibidi müzik dersek haksızlık etmiş sayılmayız. Bir taraftan;

“Ustama dedim ki bugün giymeyim tulumları
Arkası puslu aynamda taradım saçlarımı
Gelecekti bugün geri arabayı almaya
O romandaki hayali belki gerçek yapmaya”

diğer taraftan “onun arabası var cici mi bici mi” türünden züppe bir şarkı.

Birinde hayat, diğerinde hayatın bozuntusu. Hiç yaşanmayan, en masum tanımıyla yararsız bir lakırdı. Doğuştan avantajlı bir züppe anlayışın ürettiği ve topluma enjekte edildiği zehirden ibaret.

Şahbender KORKMAZ

1 thoughts on “Tamirci Çırağı ve Onun Arabası Var”

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir