Sık yapılan sınavlar nedeniyle bunalan öğrencilerin yakın çevresinden destek alamayabiliyor. Sınav stresi, kaygısı ve diğer ruhsal sorunlar geçici olmakla birlikte uzman desteğine gerek duyulabilir. Ancak bunun yanında çözüm olarak sınavların belli zaman dilimlerinde belli sayıyı geçmemesi düşünülmelidir. Sınavlarım amacının çoğunlukla eleme şeklinde olması, bireylerde aşırı rekabet duygusunun gelişmesine yol açmakta. Sınavların bir eleme aracı değil de yeteneklerin saptanması, hedeflenen amaçların gerçekleşme oranının belirlenmesi ve kazanılmamış akademik becerilerin tamamlanmasına yönelik olmalıdır.
Uzmanlar, çok sık yapılan sınavların öğrencilerin psikolojisini bozabileceği uyarısı yapıyorlar. Sürekli yarış halindeki bireylerin, sosyal yaşantılarının yok denecek kadar az olduğunu belirten uzmanlar, yoğun başarma ve başaramama duygusunun bireyin beynini sürekli meşgul etmesi nedeniyle depresyonla sonuçlanacak bir durum doğurabileceğini belirtiyorlar.
Sınavda başarılı olma hedefi ve başta aile bireyleri, öğretmenler olmak üzere sosyal çevrenin başarı beklentileri bireyler üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bu konuda en önemli görev öğrencinin anne babasına düşmektedir. Öğrenciye sınavlarda başarılı olmanın tek seçenek olmadığını hissettirmelidir.
Sınav Kaygısını Yenmek
Kaygı bozukluğuna dönüşebilecek derecede yüksek performans beklentisi önemli sorunlara yol açabilir. Bu baskı ve kaygı sonrasında sınava girecek bireyin başarılı olması çok olağan değildir. Yaşamak, sevgi ve saygı görme hakkına sahip birey üzerine sınav baskısı uygulanmamalıdır. Ailenin her durumda çocuğuna destek olacağı, başarılı olsun ya da olmasın bu konunun çocuğa duyulan sevgiyi etkilemeyeceği hissettirilmelidir.
Sınava girecek öğrencinin kaygısı bazen kontrol edilemeyecek derecede artabilir. Bu durum kaygı bozukluğu (anksiyete bozukluğu) yani kişinin işlevselliğini olumsuz yönde etkileyen endişelere dönüşebilir. Böyle durumlarda uzman yardımına başvurmak iyi bir çözüm olabilir.29