‘’ Ölü yaşayanlar yaşayan ölüleri çekemezler.’’
Ö.Asaf
Sayın DOĞAN HIZLAN’ın hazırladığı bu kitabın ‘’Bir kelimeye bin anlam ‘’bölümünde ‘’Eğer şiir aza indirgeme sanatı ise bunun en iyi örnekleri Özdemir Asaf’ın şiirlerindedir.’’ diyor. Şair bu anlayışını bir sözcüğe bin anlam yükleyerek yapıyor.
Ultra şiirinde neyi amaçladığını açıkça görüyoruz.
‘’Bir kelimeye
Bin anlam yüklediğim zaman
Sana sesleneceğim.’’
İşte Asaf şiirinin özeti ‘’kelimelerin çağrışım zenginliğini yakalayarak dünyayı tanımak ve tanıtmak.’’
Kızı Seda ARUN’un anlattığı şu anı onun bu özelliğini pekiştiriyor.
Babamın en sevdiği şarkı, sözlerini Şemsi Belli’nin yazdığı “Aşiyan Yolları”dır: “Gönül penceresinden / Ansızın bakıp geçtin / Bir yangının külünü / Yeniden yakıp geçtin.”
Kelimelere başka anlamlar yüklemesini sevdiğinden, “Gönül penceresinden / Ansızın bakıp geçtin / Bir yangının külünden / Yeniden yanıp geçtin” diye okurdu şarkının sözlerini.
Özdemir Asaf şiirlerine bakış genellikle en az sözle anlatımı seçmesi ve bununla ilgili örnekler.
‘’ Özgün ve etkileyici bir dil kullandığı şiirlerinde “ikinci kişi” sorununu ele aldı. İkinci kişiye bağlılığını çeşitli yönlerden inceledi, kendi davranışlarını soyutlama yoluyla bir düşünce düzeyine yükselterek çözümlemeye çalıştı. Özellikle son dönem şiirlerinde dize sayısını azaltarak duygu ve zeka pırıltılarının kaynaştığı kısa şiirler yazdı. Şiirlerinin bir bölümünde toplumla, yaşadığı çağla ve kendisiyle hesaplaşmasının buruk öfkesi gözlemlenir. Bu yaklaşımla yeni taşlama biçimleri üreterek hiciv şiirinin öğelerini ustaca kullandı. İnsan ilişkilerinin toplumsal ve bireysel düzlemlerdeki çelişkilerini “sen-ben” ikileminde yansıttı. Şiirlerinde çok sık kullandığı sevgi, ayrılık, ölüm temaları, son şiirlerinde yerlerini kaçış, umutsuzluk ve tedirginliğe bıraktı.’’
‘’Şiirleri genel olarak dörtlük ve ikiliklerden oluşur. Yoğun ve kısa bir söyleyiş özelliği vardır. Düşünce ile duygu yoğunluğuyla beraber, taşlama ve alay şiirine egemen olan etmenlerdir. En çok kullandığı ayrılık, sevgi ve ölüm temaları son dönemde şiirlerinde yerini kaçış ve umutsuzluğun tedirginliğine dönüşmüştür. Onun inandığı şiirde bir anlam ve görüşün yansıtılmasının gerekliliğidir. Geleneksel Türk şiiri ve batı şiirinin harmanlamasıyla son derece zengin bir sanat değeri oluşturmuştur. ‘’
Üzerinde pek durulmayan noktalar açısından bakıldığında (DOKUZA KADAR ON) da dikkatimi çeken, uyaklar ve Divan edebiyatı nazım şekilleri ile Halk edebiyatı nazım şekillerinin kullanılışıydı . Bilinçli bir kullanıma getirilen katkılar görülüyordu.
İZM ve POETİKA şiirlerini bu yönden incelediğimizde
İZM ÜSTÜNE
Bir düşün izm’e varmaz, bir sözcüğü dönükse,
Bir anlamı eğikse, bir kavramı soluksa.
İnsan zor bir ulustur, kendi evinde yaşar,
Isınmaz neler yoksa, bir odası soğuksa.
Aydınlanmaz tepeden, kuş bakışı gözlere,
Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse.
Bir adım aksadı mı, bin adam yuvarlanır;
Bir müzik özgünleşmez bir notası bozuksa.
Bir ordu darmadağın olur bilisizlikten;
Delice ya da uslu düşlerle beslenlikse.
Bir zincir zincir gibi, bir çizgi çizgi gibi
Olmaz, tek bir halkası, bir noktası çürükse.
Akıl bir düş değildir, masalı uykuların,
Sisde yolunu bulur, istenen seçiklikse.
Toplumsal amaçların somut uydusudur izm;
Kişilere tanınmak istenen kişilikse.
Poetika
Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi
Uyudum da uyandım, binlerce kişi gibi
Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım
İşledim de işledim bir hüner-işi gibi
Horlandı, beğenildi; inandım, alınmadım
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi
Zor dönemler olmadı-değil, olsundu, oldu,
/Ne koştum ne de durdum, kaçak gidişi gibi
Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.
Şu şiirlerdeki uyaklar İkili dizeler uyak örgüsü ise aa ba ca da fa ha ka ma
Bu dizilişler gazel ve kaside dizilişi ,ikili dizeler de beyit . Konu ve beyit sayısı bir kalıbı kırıyor. Kaside ve gazelin özellikleri açısından baktığımızda yararlandığı ya da attığı özellikler ortaya çıkıyor. Gazel olsa aşk, şarap konularını işlemeli ve 5-15 beyit olmalı ,matla,makta……..olmalı , kaside olsa övgü şiiridir ve 33-99 beyit olmalı . Diğer özellikler açısından da baktığımızda eski şiiri bilme ancak bu kurallara uygun yazmadığını görüyoruz. Bir yenilik , kuralların dışına çıkma dikkati çekiyor. Uyak örgüsüne , şekle uygunluk , konu ve sınırlamalara karşı çıkış ilk başta dikkati çekenler.
Halk edebiyatı nazım şekillerinden yararlanması , dörtlüklerinde düz ve çapraz uyak örgüsünü kullanması da Özdemir Asaf’ın bu edebiyatı da iyi bildiğinin bir göstergesi.
ANAHTAR
Konuşmak susmanın korkusudur
Ya sus-git, ya konuş-gel, ortalarda kalma
Yalan korkaklığın tortusudur
Dürüst kaba ol, eğreti saygılı olma.
….korku a
….kal.. b
…tortu… a
….ol.. b
Çapraz uyak
ATOM
Ne kadar anlatsa, o kadar yarım a
Karda bir gelincik,çarşıda bir kayısı b
Kimi orospu deyor,kimisi karım. a
Yarısını amcası anlayor,yarısını dayısı. b
İLGİ
Ben korkmayorum sana yönelmekten a
Seni yinelemekten,seni yenilemekten, a
Bir bağlayan,bir ayıran duyuda, b
Senden gelmekten,sana gelmekten. a
Aşk
Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin a
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin a
Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır bir güldürür b
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin a
SORULAR şiirinde ise fiilimsilerin kullanımı dikkati çekiyor.
SORULAR
Bir susmayı bakışlarda seslendiren,
Hüzünlü yangınsal aşka döndüren nedir.
Beklemeyi özlemlere süsleyen,
Yalnızlığın kara-ışığını söndüren nedir.
Duyan I Isıtan, kulağını kestiren, güneşe baktıran,
Korkusuzluk denizlerinde yüzdüren nedir.
Saraylarda çılgın eden, kentlerde tek bırakan,
Direklere astırıp üzdüren nedir.
Ne varsa yeryüzünde, ne yoksa
Onunla paylaştıran, böldüren nedir.
Her şeyi, ama her şeyi olağan dışında,
Örneğin bir gulu yeşil gördüren nedir.
Gözlere ışıltılı anlamlar bağlayan,
Yasamı ölüme güldüren nedir.
Kalabalıklar, kalabalıklar içinden
Kişiyi yüceye sürdüren nedir.
Parça-parça büyümüş bir çocukluğu
Olgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir…
İsim-fiiller mastarlar. Beklemeyi ,susmayı ,bakışlarda
Sıfat-fiiller ortaçlar…döndüren,süsleyen,söndüren,Isıtan,kestiren,
baktıran,yüzdüren,çılgın eden,bırakan,,üzdüren,paylaştıran, böldüren ,
gördüren ,bağlayan,,güldüren ,sürdüren ,büyümüş ,öldüren.
Adlaşmış sıfat fiil.. Duyan ı .
Zarf-fiiller,ulaçlar… astırıp,yaşatırca .
Toplam 24 fiilimsi…
Dikkat çeken fiilimsi kullanımı isim fiillerde -mak ,-mek kullanılmaması sıfat fiillerde -en,-an, ekiyle yapılanların seçimi oysa bunların dışında şu eklerle de yapılabilirdi . –maz,-mez,-r,-ası,-esi, -dık,-dik,-ecek,-acak…Bence bu bilinçli seçim akışın kesilmemesi ve şiirde ritm sağlama bu aynı zamanda aliterasyon ve asonans işçiliği.
Ayrıca gördüren sözcüğü dikkati çekiyor.GÖRMEK fiilinin asıl kullanımını seçiyor şair.Bu fiil -dır,-dir,ettirgenlik ekini aldığında yaygın kullanımı gösteren olur.Bir başka bakışla göstermek fiilinin kökünün ‘’ gör’’ olduğu ortaya çıkar.Bu tip değişiklik sadece şu sözcüklerde görülür.
1.GÖTÜRMEK, kökü,git. Oldurganlık eki aldığında ‘’ Gittirmek ‘’ .Bu sözcüğü götürmek olarak kullanıyoruz…
2.KALKMAK, kökü kalk.Oldurganlık ekini aldığında ‘’kalktırmak’’ .Bu sözcük de ünsüz düşmesine uğrayarak ‘’k’’.. kaldırmak şeklinde kullanılır.
3.GETİRMEK kökü gel. Oldurganlık ekini aldığında ‘’geldirmek’’ .Bu sözcüğün kullanımı da getirmek.
Özdemir Asaf’ın dil bilincinin bir göstergesi olarak ‘’gördüren’’şeklinde kullandığına tanık oluyoruz.
Bir başka kullanım da ,
Olgunluk aşamalarında yaşatırca öldüren nedir…
Buradaki ‘’yaşatırca’’ ‘’yaşatırcasına’’ yaygın kullanımının dışında kullanılmış.Bu da bilinçli bir seçim.
Tüm bu uygulamalar gösteriyor ki Özdemir Asaf iyi bir dilci. Türkçenin inceliklerini, Türk şiirinin tüm dönemlerinin inceliklerini , dünya şiirini iyi bilen bunları şiirinde ustalıkla uygulayan bir şairdir .Akımların, dönemlerin dışında kalmayı becererek ‘’kendine özgü’’ olmayı yeğlemiştir.
Röntgenlerin korunduğu sarı kâğıda hastanede yazdığı son şiir isimsizdir:
“Hastanede / Veya / Hapishanede / Hayatını yazma! / Sonunu bir merak eden çıkabilir // Hastanede her gece insan / Birkaç yaşam yitirebilir ya da yaşayabilir / Hapishanede ise her sabah.”
‘’Bütün renkler hızla kirleniyordu
Birinciliği beyaza verdiler. ‘’
demiştin Jüri şiirinde
Şairler hızla kirleniyor. Sen hala beyazsın .
Bugüne kadar kirlenmedin öyle de kalacaksın
HALİT ÖZDEMİR ARUN.