Malik Aksel(1903-1987)
İlk resim eğitimini İstanbul Öğretmen Okulu’nda Şevket Dağ’dan alan sanatçı, bu dönemde yaptığı suluboyalarıyla büyük ressamlar arasına katılır. 1928’de Almanya’ya gidip resim pedagojisi eğitimi alarak yağlıboya ve gravür çalışır56. Resimlerine en fazla insan koyan sanatçılardandır. Geleneksel halk sanatlarından ve Anadolu köylüsünün yaşamından yola çıkarak insanı ön planda tutan figüratif ağırlıklı eserler verir. İçtenlikli ve anlatımcı bir üslup benimser. ‘Kendimizi resim diliyle anlatmak’ ilkesini eserlerine yansıtır. Doğa konulu eserlerini hafif renk uyumlarıyla işler. Yağlıboyalarında abartıdan uzak, içten, dürüst bir gerçeklik vurgular. Eserlerindeki en güçlü yan; çoğunlukla geleneksel sanatlara bağlılığı doğrultusunda yöresel biraz da İslami esintileri resmetmesidir. Özellikle eski İstanbul yaşamıyla ilgili anlatımlarında Osmanlıca yazılar görülür. Türk kültürünü ulusal bir kimliğe ulaştırma kaygısıyla, çağdaş resim teknikleri kullanarak kendini ifade eder.
AH MİNEL AŞK!
Hüzünlü bir hikâyeyi anlatır Ah Minel Aşk. Hat sanatında ağlayan iki göz ve bir Elif ile çizilip, hem kahreden aşk hem de kahreden gözyaşının ifadesidir. Yeni bir yorum ile tasarlanan ‘Ah Minel Aşk’ın ilk harfi ‘elif’ bir hançeri, ikinci harfi ‘ha’ ise ağlayan iki gözü simgeliyor. Aşktan ah çekme anlamına gelen ‘Ah Minel Aşk’, sevip de kavuşamayanların hikâyesini anlatır.
Halk sanatında tabiat bir çerçeve gibi insanın çevresinde yer alırken burada elif ve he’yi insan olarak düşünürsek tabiat bunun çevresinde ikinci planda toplanıyor demektir. Tabiatın sınırsızlığı yazı ile resimlenmesine kolayca imkan sağlayamadığından yazı sadece resmin ortasında görülür, he’nin dere şeklinde göz yaşlarıyla, tabiatla birleşir, aynı şey olur. bu ah minel ask yazılı tabiat resimleri ateşle suyun, iki zıd mizacın yankısıdır. yedi dağın tepesinden ateşler dumanlar fışkırırken iki gözlü he’nin gözlerinden akan yaşlardan dereler, denizler meydana gelir. elif’in tepesinde yıldırımlar zikzaklar çizer. Demir dağları eriten, feleğin aynası olan gök kubbesini karartan, yer yüzünü tufanlara boğan bu aşk timsalinde iki ayrı güç yan yana bulunduğu halde birbiriyle birleşememektedir. Ateşle su, elif’le he bunu sembolleştirir.
Kaynak: Türklerde Dinî Resimler, Malik Aksel
Seyfi Başkan, Ondokuzuncu Yüzyıldan Günümüze Türk Ressamları, s. 39.