imgelem KÜLTÜR VE SANAT İSTANBUL HİKAYELERİ

İSTANBUL HİKAYELERİ

İstanbul Hikayeleriİstanbul Hikayeleri’ni hazırlayan Serdar Soydan 1980 doğumlu. Lisans eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema TV bölümünde tamamladı. Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine başladı.
Serdar Soydan İstanbul Hikayeler adlı yapıtında belki kimimizin bildiği, daha önce duyduğu hikayeleri bir araya getirmiş.
ARAŞTIRMACILAR VE HİKAYELER
İstanbul Hikayeleri adlı yapıtta yer alan hikayeler daha önce farklı araştırmacılarca kimileyin Halk Edebiyatı, kimileyin Divan Edebiyatı’ndan tasnif edilmişlerin arasından alınmış. Bu araştırmacılar arasında Pertev naili Boratav, Şükrü Elçin, Mustafa Nihat Özön, Agah Sırrı Levend, Hasibe Mazıoğlu,Özdemir Nutku, Fuat Köprülü, Hasan Kavruk, Pakize Aykaç… adlarını sayabiliriz.
İstanbul Hikayeleri’nin tam olarak ne zaman yazıya geçirildiği bilinmemektedir, kökenlerinin meddah anlatıları olduğu sanılsa da. Birçok kez yazılan, anlatılan, yazılan, okunan, yeniden yazılan hikayelerin her araştırmada ortaya yenileri çıkmıştır. Bu konuda da araştırmacıların değişik görüşleri olduğunu belirtmeden geçmeyelim.
Bu yapıtta yer alan hikayelerden Hikaye-i Sipahi Şadan ve Duhter-i Acuze ve Hikaye-i Evhad Çelebi yazma, öteki dört hikaye ise basma halinde bulunmaktadır.
İstanbul Hikayeleri’nin kahramanları çoğunlukla sıradan kişiler olduğu gibi, olaylar da sıradandır olağanüstü bir şey yoktur.
SİPAHİ ŞADAN VE ACUZE’NİN KIZI HİKAYESİ’NDEN…
“…
Etrafına baktı. Çıktığı yerde bir değirmen vardı. Değirmencinin işini bitirip suyu kesmek için dışarı çıktığı bir zamanda oraya çıkmıştı. Kadın değirmenciyi görünce, “Baba bu yana gel!” diye seslendi. Değirmenci la havle çekerek etrafına bakıp kadının karaltısını görüp yanına gitti. Yaklaştıkça pislik kokusu dimağını kapladığından, “acaba b ne çeşit bir kadındır?” diye merak edip daha yakına geldi. Ateşi önüne tutup bütün vücudu pislikten bir heykel görüp, “Söyle kimsin, eğer cinli isen bari doğru söyle,” deyince kadın, “Aman baba lütuf eyle, başımdan bir iş geçti, beni tuvalete attılar, Allah beni kurtardı, şimdi buracıktan dışarı çıktım, senden dilerim ki beni evime götür, ölünceye dek sana minnettar olurum” dedi.” (s.82)
… ”
Yukarıda kısa bir alıntı yaptığımız Sipahi Şadan ve Acuze’nin Kızı Hikayesi, Evhad Çelebi Hikayesi, Cevri Çelebi Hikayesi, Hançerli Hanım Hikayesi, Tayyarzade Hikayesi, Tıfli ile İki Birader Hikayesi’nin hem sadeleştirilmiş hem de orijinal metinlerine yer verilmiş kitapta.
İstanbul Hikayeleri sadece İstanbul’u ilgilendiren hikayeler değildir. Bu kültürümüzün önemli bir parçası olan metinlerdir. Çoğunun sözden yazıya geçmesini büyük bir kazanç olarak görüyorum.
Serdar Soydan’ı bu çalışma için kutlarım.
İstanbul Hikayeleri’ni yayımlayan Kapı Yayınları da kültürümüze önemli bir katkıda bulunmuş.

 

Mustafa ASLAN

*İstanbul Hikayeleri, Derleyen: Serdar Soydan, Kapı Yayınları, 2008-İstanbul