ne çok yalnızlığınız var
bir türlü bitiremediniz
illet bir hastalık sancılı korkak
ekmeğinize suyunuza bulaşmış
verilmiş bir selamın karşısında
nedir bu telaşınız
koşar adım yalnızlık ayarlı
sokağın silik caddeler kör tenha
yaşarken
kaç gece kaç gündüz tükettin
hangi yalnızlık senin tanığın
yanından geçen rüzgar soyunsa sesine
gökyüzü güneş ve ayın yanında
kaç yaşındasın
kaç yalnızlık sığar ömre
2
ne çok yalnızlığınız var
bir türlü bitiremediniz
eviniz
arabanız
yazlığınız
eski ünvanlarınız
okunmamış kitaplar
unuttuğunuz dizeler
kalabalıklara karışıp türkü
söyleyen sesiniz
fotoğraflara baktıkça azalan yüzler
ve büyüttüğünüz çocuklar
bütün bunları bir yalnızlık için mi
biriktirdiniz
ne çok yalnızlığınız var
hepsini sayamadım
3
ne çok yalnızlığınız var
bir türlü bitiremediniz
ekmeğinizi çalıp kendine sofra kuranlara
delil olan fotoğraf
işte seni böyle kandırdılar kendi sesinle
kimse kimseye
yalnızlık önermedi
soframızdaki eksiğimiz
suyun toprağın bereketini hasat etmemiş
şiirin boynuna
kendi kendine işlenmiş bir suçtur yalnızlık
gel
kalabalıklara yolcuyum
kadehinde şarabım çorbamda kaşığın olsun
şimdi atlayarak yaşadığım hayat
bu taşı sana attım
4
ne çok yalnızlığınız var
bir türlü bitiremediniz
gökyüzü sonumuz olacaksa
biz bunu ışıktan anlıyoruz
sınırları yok olmuş kalabalıklara
düş ol
savur düşlerini
sesin sözüne tanık
kaleme ferman ol
herkes birbirinin gözünde
aynı yalnızlığa bakıyor
cenaze törenlerimiz kalabalık
yalnızlığın
sana dokunmayan yılan
yaşadığı içindir
nerden geliyor
camları kırık rüzgar
arabesk yüzlü telaş içinde
kent soylu bir yalnızlık
aynayla paylaşabilirsin
inanmadıysan şair e
yalnızlık kanefiçe değil ki
soframıza yakışsın
elbette kolay değil
bilime aşka ve gökyüzüne inanmayan
bir sürüyle birlikte yaşamak
dostluğa yoldaşlığa acıkmış
karınca dilinde türkülerle
kentlerin en kalabalık yerinde
ne çok yalnızlığınız var
bir türlü bitiremediniz