imgelem KÜLTÜR VE SANAT BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE

BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE

Orhan Kemal’in Bereketli Topraklar Üzerinde adlı romanı Türkiye’nin geçiş noktalarını anlatan bir yapıt. Yapıt anlatılan süreçte artık gelenekselliğin yerini her açıdan yeni ilişkilerin almaya başladığını gözlemliyoruz.

ŞEHİRLİ/KAPİTALİZM

Sivas’ın köylerinden çalışmaya gelen üç arkadaşın anlatıldığı roman aslında Türkiye’nin yeni bir sürece girdiğinin romanıdır.

Yaptın başından beri köy kökenli kahramanların ağzından sık sık duyduğumuz “şehir” ve “şehirli” sözcükleri kapitalizmim tam karşılığıdır, bana göre. Köy kökenli insanların karşılaştığı yeni ilişkiler ağına verdikleri bir addır, “şehir” ve “şehirli”. Çünkü geleneksel ilişkilerin yerini artık yeni ilişkilere bırakmaya başladığı bir süreçtir. Eski kurumların yavaş yavaş tasfiye edildiği günlerdir, yapıtta anlatılan.

MAKİNELEŞME

Makineleşme yeni yeni başlamıştır. Çevrelerinde gördükleri makinelerden birçok insanın fazla bilgisi yoktur. İnsanlar makineyle tanışmaya başlamıştır. Ülkeye giren makine beraberinde yeni ilişkileri de getirmiştir. Artık hemşerilik, dostluk, arkadaşlık yerini bütünüyle çıkara bırakmıştır.

Namus kavramı da değişmeye başlamıştır. Küçük yaştaki kızlar geneleve yaşları büyük gösterilerek düşürülebiliyor, kadınlar bir çıkar aracı olarak kullanılabiliyor. Çünkü yeni acımasız ilişkiler içerisinde ayakta kalmak için böyle yapmak zorunda kalıyorlar, başka seçenekler aramadan. Çünkü yeni ilişkilerin sunabileceği seçenekler arasında bunlar vardır.

TARIM VE SANAYİ İŞÇİLERİ

Sanayi ve tarım işçilerinin durumu Çukurova’ya çalışmaya gelen kahramanlarımız aracılığıyla öğreniriz. Her iki alanda da çalışan işçilerin hiçbir sosyal güvencesi yoktur. İşverenin insafına terk edilmişlerdir.

Çocuk işçilerin dramı ise bir başkadır. Çocuklar ve kadınlar da ucuz işgücü olarak kullanılmaktadır. Okula gidecekleri yaşta ya makine başındadırlar ya da tarlada aileleriyle birlikte çalışmaktadırlar.

EMEKÇİLERİN ÖRGÜTLENME SORUNU

Orhan Kemal, makineleşmenin başladığı yıllardaki emekçilerin durumuna birçok açıdan değinmiştir, Bereketli Topraklar’da ve öteki yapıtlarında. Bereketli Topraklar’da emekçilerin örgütlenme sorunu irdelemiştir. Ama yapıtta “sendika” sözcüğü hiç geçmemektedir. Bir takım oluşum yaratma çabası içinde olan insanları, kahramanları görüyoruz. Yapıtta önce karşımıza Kılıç Usta çıkmaktadır. Daha sonra ise Kürt Zeynel tipi çıkmaktadır. İşçilerin birlik olmaları durumunda bir şeyler yapabileceklerini savunur. Çalışanların durumlarının iyileştirilmesi gerektiğini yapıtında döne döne işler.

Fabrika sahipleri, toprak ağaları da çalışanların karşısına ufak tefek olanaklar sundukları usta, ustabaşı, ırgatbaşı, katip vb. kişileri dikerler. Onların birlik olmalarını bir takım oyunlarla engellemeye çalışırlar. Bunun için kumar, uyuşturucu, borçlandırma, işten atma… yollarını kullanırlar.

Bereketli Topraklar, ülkemizin gelişimi içinde ayrı bir yeri olan yapıttır. Çünkü makineyle tanışmaya başlamış, geleneksellik çözülmeye başlamıştır. Gelenekselle yeni ilişkiler arasında bocalanan bir dönemin romanıdır.

ORHAN KEMAL VE SENARYO

Orhan Kemal senaryolarıyla sinemamıza katkıda bulunan yazarlarımızdan biridir. Yazar bununla da yetinmemiş, senaryo konusunda fazla yapıt bulunmadığı yıllarda senaryo tekniğiyle ilgili bir kitap yazmış. İlk basımı 1963’te yapılan yapıta yıllar sonra, Işık Öğütçü babasının iki senaryosunu da eklediği Senaryo Tekniği ve Senaryolar Everest Yayınları okurlara sundu.

Yapıtta, Orhan Kemal’in senaryo tekniğine ilişkin anlattıklarının yanında iki de senaryosu yer almaktadır. Bunlardan birisi roman olarak da okurla buluşan yapıtı Murtaza, öteki ise Yörük Ali Efe’dir. Bu iki senaryonun yeni baskıya eklenmesi iyi de olmuş.

Senaryo yazmaya nasıl başladığını anlatan yazar sinemayı en başata bir fotoğrafla anlatım sanatı olarak gördüğünü söylemeliyim. Elden geldiği kadar dialogları doğru ve yerinde kullanmak gerekmektedir. Uzun uzun yer verilmemelidir. Hatta özel bir önem verilmelidir dialoglara. Konunun anlatımında karşılıklı konuşmalar çok önemlidir, ama gereksiz yere uzun uzun konuşma konmamalıdır.

Konu senaryonun esasını oluşturmaktadır. Aşamalarını tek tek anlattığı senaryodaki konu (tema) ile öyküdeki konu kimi açılardan birbirlerinden farklıdır.

“Sizin hikayeler çoğu zaman olayın içine paraşütle inmişçesine, o anı tespit ediyor. Film hikayesi ise, üç bin metrelik bir filmi dolduracak genişlikte, bir baş, bir orta, bir son ister.” (s.2)

Türk Sineması’nın senaryo konusunda sıkıntılarına değindiği “Senaryo Tekniği ve Senaryolar” adlı yapıtında bu konudaki teknik terimleri de açıklıyor, örneklerle: Metin Erksan’ın Gecelerin Ötesi, Charlie Chaplin’in Sahne Işıkları. Sinemamızın açmazları arasında, senaryo konusunda ticari bakış açısı ve sansüre dikkat çekmektedir.

Orhan Kemal’e göre sinemanın eğitici yanı göz ardı edilmelidir. Buna dikkat edilerek senaryolar yazılmalıdır.

MURTAZA ROMAN/SENARYO

Yazarın Murtaza adlı romanının senaryosunun verilmesi okuru bu konuda daha aydınlatıcı olduğuna inanıyorum. Çünkü romanı inceleyen birisi senaryosuyla karşılaştırma olanağını elde etmiş olur. Uzun uzun konuşmalar yerine daha çok görüntünün egemen olduğu elden geldiği kadar dialoglara kısa ve gereken yerlerde girildiğini görüyoruz. Romanda sık ve uzun oalrak karşılaştığımız dialoglar yerini görüntüye bırakmıştır yerini.

“Ola idiniz yiğeni Kolağası Hasan Bey’in, döke idiniz mübarek kanlarınızı kutsal vatan topraklarına, taşısa idiniz damarlarınızda Hasan Bey’in kanını, anlardınız gülmemek gerektiğini. Çünkü gülünmez karşısında herhangi bir amirin, inekler gibi.” (Murtaza (roman) s.77)

Murtaza’nın romanı ve senaryosu birbirinden bir çok açıdan farklılıklar göstermektedir. Bunların birkaçından söz edecek olursak… Murtaza’nın oğlu Hasan romanda olmadığı gibi fabrikada sendika temsilcisidir. Eşi ise kadınlar tuvaleti bekçisi. Romanda yer verilen İsmet İnönü-DP çekişmesine ise senaryoda hiç yer verilmemiştir. Elbette bu senaryonun kendine özgü durumlarından kaynaklanmaktadır.

YÖRÜK ALİ EFE

Yapıtta yer alan Orhan Kemal senaryolarından birisidir. Eşraf-yoksul halk çatışmasından yola çıkarak işgalci güçlere karşı verilen mücadelenin anlatıldığı bir çalışmadır.

Yapıt Abdülhamit döneminde başlayan yapıt İttihatçı-Hürriyet İtilafçı çatışması, Sevr Antlaşması ve kurtuluş günlerini anlatmaktadır.

Orhan Kemal’in iki senaryosu da eklenen yeni basımında Senaryo Tekniği ve Senaryolar adlı yapıt yazarın meraklılarının yanında senaryo çalışması yapanların da yararlanabileceği bir yapıt. Asıl önemlisi, bence, Murtaza’yı roman olarak okuyanların senaryo olarak da incelediklerinde iki tür arasındaki farkı göreceklerine inanıyorum. Orhan Kemal’in senaryolarıyla sinemamıza katkılarını bir kez daha duyumsayacağız, bu yapıtı zevkle okurken.

 

Mustafa ASLAN

*Orhan Kemal, Senaryo Tekniği ve Senaryolar, Yayına Hazırlayan:Işık Öğütçü, 3. Basım:Kasım 2008, Everest Yayınları – İstanbul

*Orhan Kemal, Murtaza, 16. Basım:Mart 2007, Everest Yayınları – İstanbul