OPPENHEIMER: Devlet

Oppenheimer çağdaş anayasal topluma geçişi şu şekilde ifade eder. Devlet, ilkel soyguncu devlet noktasından, gelişmiş feodal devlet ve mutlakçılık (mutlak monarşi) aşamalarını geçerek, yavaş yavaş olgunlaşıp, çağdaş anayasal devlete ulaştı (Oppenheimer,1997:184).

Çağdaş anayasal devlet, ilkece ilkel soyguncu devletle ya da gelişmiş feodal devletle aynı türden bir varlıktır. Bununla birlikte devlete yeni bir öğe, sınıfların çıkar kavgasında bir bütün olarak devletin ortak çıkarlarını temsil edecek olan bir memurlar takımı katılmıştır. (Oppenheimer,1997:184) Yazar, memurların çağdaş devletin kendilerinden istediği görevi devlet çıkarını sınıf çıkarlarından üstün tutma görevini üstlendiğini belirtir.

Devletin “tahakküm” olan biçimi ve “ekonomik yollar” ile sağlanan değerlerin sömürülmesi olan “içeriği değişmemiştir (Oppenheimer,1997:185).

Oppenheimer; egemen sınıfın devletin üst yönetim kademelerine kendi yandaşlarını yerleştirerek egemen sınıfın çıkarlarını sağladığını. Yöneten ve yönetilen sınıfların daha belirgin olarak   görüldüğünü ve ekonomik gelişmeye göre halkın daha çok sayıda alt sınıf ve tabakalara bölündüğünü ortaya koymaktadır.

Devletin gelişmesinin gösterdiği eğilimin doğrultusu onu özü bakımından yok olmaya doğru yöneltir (Oppenheimer,1997:194). Oppenheimer, bu ifadesi ile devletin siyasal yolların gelişmiş biçimi olmaktan çıkıp, özgür vatandaşlık durumuna geleceğini ifade eder. Geleceğin devletinin kendi kendini yöneten bir toplum olacağını vurgular ve bunu şu sözlerle ifade eder; İnsanların birbirleriyle siyasal yollar aracılığıyla kurdukları ilişkiler bütünü “devlet”, ekonomik yollar aracılığıyla kurdukları ilişkiler bütünü ise “toplum”dur. Zamanımıza dek, devlet ve toplum birbirinden ayrılmaz biçimde iç içeydiler; özgür vatandaşlık düzeninde ise bir devlet bulunmayacak, yalnızca toplum olacaktır (Oppenheimer,1997:195).                                               

Oppenheimer, toplumsal farklılaşmanın başlangıçlarının, uygar toplum öncesi, ilkel kabile topluluklarında görüldüğünü söyler ve bununla pek çok tarih bilimcisinin birleştikleri bir görüşe katılmış olur ancak onlardan ayrıldığı nokta devletin ortaya çıkış şeklidir. Devleti iç gelişme ile açıklayan kuramlardan ayrılarak dış gelişme kuramını benimsemektedir. Oppenheimer’ın önemi, bu kuramı tarihsel ve antropolojik malzemelere dayandırarak ayrıntılı bir biçimde işlemiş olmasına ve fetih devleti kavramını ortaya atmasına dayanmaktadır.

İlkel zamanlardan uygarlığımıza dek tüm tarih tek bir içerikten, ekonomik yollar ile siyasal yollar arasındaki çatışmadan oluşur. Dünya tarihi, özgür vatandaşlık düzeni dönemine dek, yalnızca bu çatışmayı içerecektir(Oppenheimer,1997:50).

Oppenheimer  bu düşüncesiyle bir kimsenin kendi çalışmasına ve bu çalışmasıyla başkalarının çalışmasını birbirine denk olarak değiştirerek, gereksinimlerini karşılamasına “ekonomik yollar”, başkalarının çalışmasının karşılıksız olarak elde edilmesine “siyasal yollar” şeklinde iki zıt terim ortaya koymuştur.
Oppenheimer ekonomik yollar siyasal yollar ayrımı yaparak, siyasetin üzerinde fazla durulmamış bir boyutuna dikkat çekmiş ve siyasetin daha iyi kavranmasına yardımcı olmuştur.

Oppenheimer “ekonomik yollar”, “siyasal yollar” ayrımı yaparak insanların birbirleriyle siyasal yollar aracılığıyla kurdukları ilişkiler bütünü “devlet” ekonomik yollar aracılığıyla kurdukları ilişkiler bütünü ise “toplum”dur der ve “özgür vatandaşlık düzeninde “devletin ortadan kalkacağını  yalnızca toplumun olacağını savunur. Toplum, hatta sınıflı toplum sürecek, devlet ortadan kalkacaktır. Böylece sınıfları ortadan kaldırmaya gerek kalmadan sınıf sömürüsünün, dolayısıyla devletin bulunmayacağı bir toplumun gerçekleşebileceği gibi bir sonuca varmaktadır. Ancak kendisinin devlet kuramı böyle bir sonuca tutarlı olarak varmaya uygun görünmemektedir. Sınıfların başlangıçlarının devlet öncesinde görüldüğünü, ancak sınıf sömürüsünün “fetih”‘in yol açtığı sınıf eşitsizliği ile başladığını ileri süren bir kuramın, sınıf eşitsizliğinin, sömürünün ve devletin kuvvete başvurulmadan ortadan kaldırılabileceğini ileri sürmesi tutarlı değildir.

 

* Yazının 1.sürümü:  30/12/2008

Hazırlayan: Mehlika DOĞANOĞLU

KAYNAKÇA

Oppenheimer, Franz, Devlet , (Çev.Alaeddin ŞENEL, Yavuz SABUNCU )Engin Yayıncılık, İstanbul 1997 Şenel,Alaeddin Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi, İmge Kitabevi, Ankara 2006

KİTABIN ADI: Devlet
BASIM  VE YILI:  I. Baskı Engin Matbaacılık-İstanbul / 1997
KİTABIN YAZARI: Franz OPPENHEIMER
ÇEVİRİ:   Alaeddin ŞENEL, Yavuz SABUNCU

Scroll to Top