OPPENHEIMER: Devlet

Oppenheimer, toplumsal farklılaşmanın başlangıçlarının, uygar toplum öncesi, devlet öncesi ilkel kabile topluluklarında görüldüğünü söyleyerek, devletin ortaya çıkışını “iç gelişme” ile açıklayan kuramdan ayrılmış ” dış gelişme” kuramını benimsemiştir..   Bu kuramı tarihsel ve antropolojik malzemelere dayandırarak ayrıntılı bir biçimde işleyerek   ” fetih devleti” kavramını ortaya atmıştır.

Ne kadar küçük olursa olsun, herhangi bir insan grubunda, çatışmaları karara bağlayacak ve olağanüstü durumlarda önderliği üstlenecek bir yetkenin(otoritenin) bulunacağı açıktır. Ama bu yetke benim kullandığım anlamda yetke değildir. Devlet öteki sınıflar üzerinde egemenlik kuran bir  sınıfın örgütü olarak tanımlanabilir. Böyle bir  sınıf örgütü, ancak tek bir yolla, yani egemen grubun öteki etnik grupları yenip boyun eğdirmesiyle ortaya çıkabilir. Siyasal toplum( bu kitabımda kullanılan anlamıyla devlet demektir) ilk olarak göçler ve fetihler döneminde ortaya çıkmıştır ve ancak böyle bir dönemde ortaya çıkabilirdi, göçler ve fetih bir halkın bir başka halka boyun eğdirmesi sonucunu doğurmuştur. (Oppenheimer,1997:19)

Oppenheimer, devletin doğuşunu “ilkel fetih devleti” diye adlandırdığı oluşumu, cinsel üreme benzetmesi yardımıyla şöyle açıklamaktadır. Tüm iki cinsli üremelerde, küçük aktif öğe ile büyük aktif olmayan öğenin birleşmesini , olağanüstü bir gelişme , büyüme , bütünleşme ve farklılaşma izler. Bir sosyolojik döllenme ürünü olarak gördüğü devletin doğuşunu , son derece aktif, hareketli bir titreşen hücre olan erkek öğe (sperm)’ lere benzettiği çobanların, doğaları gereği yumurtacığa (ovüm)’e benzettiği tarlalarına bağlı, edilgin köylüleri fethedip, egemen sınıf olarak üzerlerine yerleşmeleri ile açıklar.Bu döllenmenin sonucu, Oppenheimer’ a göre “organları bakımından daha tam bir farklılaşmaya uğramış, bütünleşmeleri çok daha eksiksiz olan daha yüksek bir toplumsal organizmanın olgunlaştığı görülür. Bununla amaçladığının, devletli “uygar toplum” olduğu söylenebilir (Şenel,2006:334).

Göçebe çoban topluluğun, yerleşik köylü topluluğu fethedip boyun eğdirmesinin amacı (Oppenheimer’a göre) onu ekonomik bakımdan sömürmektir. Örgütlenme yetenekleriyle vurucu güçlerini bir araya getiren hareketli çoban topluluklar, hareketsiz köylü topluluklarını yenilgiye uğratmakta zorlanmazlar. Onlara kolaylıkla boyun eğdirebilirler. Yenilen tarımcı köylüler ise, tarlalarını, köylerini bırakmayıp, boyun eğmeye katlanabilirler. Fatihlerine haraç ödemeyi kabul edebilirler. Böyle bir haracı elde etme yolunda gerek duyulan örgüt “devlet” olacaktır (Şenel,2006:335).

Devletin oluşumunu avcılar ve ilkel çapa tarımcıları döneminden alarak çağdaş anayasal devletin kurulmasına kadar işleyen Oppenheimer:. “Feodal  devletin sonunun, temelde “ekonomik yollar”ın  neden olduğu toplumsal olguların bağımsız gelişmesi tarafından belirlendiği söylenebilir (Oppenheimer,1997:169). der ve sonu hazırlayan etkileri  şu nedenlere dayandırır; Daha güçlü devletlerin müdahaleleri, ekonomik yolların yarattığı olgular, kentlerin kurulması ve doğal ekonomiyi devre dışı bırakan para ekonomisi, toprak mülkiyeti yerine taşınır kapital (para) ağır basması, yönetimin gelişen şartlara göre reform yapmak zorunda kalması, evrensel tarihin ilerlemesi yolunda yapılan büyük atılım özgür emeğin ortaya çıkması, para sisteminin doğurduğu sonuç itibariyle yerel güçler tüm erklerini yitirdikleri bir duruma düşerken, merkezi hükümetin neredeyse gücü her şeye yeten bir konuma yükselmesi.

Scroll to Top