Öğrencileri Öğrenmeye Motive Etme
Bütün dünyada, ebeveynler ve öğretmenler, öğrencilerin niçin her geçen gün okula ve okul derslerine daha az ilgili göründüklerini anlamak için saçlarını yoluyorlar. Ebeveynlerin görevi, basitçe, çocuğu okul için hazırlamak, onu okula götürmek ve ödevlerin düzenli olarak yapılmasını sağlamaktı. Öğretmenlerin vazifesi, öğrenciye bilgiyi sunmak ve alıştırmalarda onlara yardımcı olmaktı. Bunlar, artık çalışır görünmüyor. Hem ebeveynler hem de öğretmenler, sürekli olarak, öğrencilerin iyi akademik performanslarını sağlamak için yeni stratejiler geliştirmek zorundalar. Öyle görünüyor ki, bazan rüşvete bile başvurmak zorundalar. Ancak öğrenmeye motive etme noktasında eğitimcilerin teknik olanakları daha fazla.
İster öğretmen isterse diğer kişilerin öğrenmeye motive etme sorunu yaşamasının karmaşık nedenleri de olabilir. Yine de genel olarak problemin bir kısmı, öğrencileri gerçekten neyin motive ettiğini anlama eksikliğidir. Motivasyon, tanımlaması ve açıklaması zor bir konudur.
Motivasyon, genellikle, belli bir davranışı neyin uyardığına ve neyin devam ettirdiğine göre anlaşılır. Bununla birlikte, en azından okul amaçlı kabul gören, iki tür motivasyon vardır: Dışsal motivasyon ve içsel motivasyon. Dışsal motivasyon genellikle dışsal ödüllerden kaynaklanır: Hediyeler, notlar, hatıratlar ve diğerlerinden daha iyisini yapma isteği. Bu, öğrenciyi tamamen bu ödüller için hareket etmeye yönlendirir ya da utanç duruma düşmekten ya da sıkıntılı duruma düşmekten sakınmaya yönlendirir. İçsel motivasyon kişinin içinden gelir. Bir yetenek geliştirmede, eğer bir öğrenci kendini tatmin etme duygusuyla daha iyisini yapmaya yönlendiriliyorsa, o zaman öğrenme daha anlamlı ve daha kalıcıdır.
Motivasyon aşağıdaki şartlarda optimumdur:
• Kişi, dışsal baskıya karşılık olarak değilde kendi gerekçesiyle işi üstlenir.
. Ödev üstesinden gelinebilecek düzeydedir.
• Yeterince seçenek vardır.
Ebeveynler ve öğretmenler, bu koşulları optimize etmek için, öğrenme ortamını nasıl hazırlarlar? Bu soruya cevap geniş ve çeşitlidir. Belirli stratejiler, çeşitli kültürlere ve ortamlara bağlı olabilir. Fakat, aşağıdaki genel prensipler uygulanmalıdır:
1. Öğrencinin üzerindeki baskı minimize edilmelidir, örneğin, rekabbeti ya da sosyal karşılaştırmayı kaldır; not sistemini gözden geçir.
2. Ödevin, öğrencinin yaşı ve yetenek seviyesi için üstesinden gelebileceği uygun bir düzeyde olmasını sağla. Eğer ödev çok kolay ise, öğrenci sıkılacak ve motive olmayacaktır. Öğrencinin kabiliyetinin üzerinde bir zorluk düzeyi, hüsrana ve ödevi terketmeye yol açar.
3. Ödev, aynı zamanda, anlamlı ve öğreniciyle alakalı olmalıdır. Öğrenci sık sık şu yorumu yapar “Bunu niçin öğrenmem gerekiyor …. Büyüdüğümde bunu asla kullanmayacağım! “. Ödevin amacı, birbiriyle ilgisiz gerçekleri hafızaya kaydetmek yerine, yetenek geliştirme ya da kazandırma olmalıdır.
4. Ödüllerin uygun kullanımı. Övgüyü serbestçe kullan. Sadece performans için değil, gayret ve ilerleme için ödüllendir.
5. Seçenek sağla. Eğer, öğrenciler ödev nedir, nasıl yapılır ve sunulur gibi ödevle ilgili söz söylerlerse bir ödeve katılmak için daha çok motive olacaklardır. Öğretmen ne kadar herşeyi kontrol ederse, öğrenici o kadar az motive edilmiş olacaktır.
6. Öğrenme alıştırmasının yapısı motivasyon düzeyini etkiler. Anlaşılır talimatlar verilmiş olmalıdır. Öğrenci, kendisinden ne beklendiğinden emin olmalıdır. Ödevin nasıl yapılacağı ile ilgili açıklamalar spesifik ve iyi anlaşılır olmalıdır. Hızlı ve faydalı geriye dönüşler önemlidir. Öğrencinin nerede yanlış yaptığını ve nasıl düzeltebileceğini gösteren yorumlarla, çabucak geri verilen bir ödev, sadece B ya da C notu verilen bir ödevden çok daha faydalıdır.
7. Destekleyici bir çevre olmazsa olmaz koşuldur. Öğrenciler (ya da konu ile ilgili her kimse), boşa çıkarıldıklarını ya da tehdit edldiklerini hissettiklerinde iyi performans gösteremezler ya da iyi düşünemezler. Ebeveynler ve öğretmenlerin öğrenci ile geliştirdiği ilişki kolaylaştıran ve rahatlatandan biri olmalıdır: Cesaretlendirici bir söz ya da ses tonu, omuza bir el dokunuşu. Bunlar önemsiz gibi görünebilir fakat öğrenme üzerindeki etkisi önemlidir.
Kısaca, öğrenciler iyi davranıldığında, saygı gördüğünde, cesaretlendirildiğinde ve ödev anlamlı olduğunda, yüksek düzeylerde motivasyon kendiliğinden gelişecektir.
Marilyn Atherley tarafından yazıdı.
Abdullah Keskin tarafından tercüme edildi.
KAYNAK: http://www.rit.edu/~609www/ch/faculty/effective5.htm