Düşlerime nazar değdi vah vah
İstiklal marşı selanın ardından
sesim bozuktu misilleyemedim
çay bozuktu
ağzım bozuktu kırmızı olan
06 j 1968 plakalının sağ fren lambası
yol bozuktu sağa dönmeden trafiğe sövmeden
gözler bozuktu miyop vakti
çarşambadan önce salı bozuktu biraz sonra
sabah internetten peynir indirdim bozuktu
mermiler harcadım bozuktu
ayna bozuktu şeklimi düzelttim can havliyle
çağırdığım asansörü ustası düzeltti duayla
asansörün oturmadığı daire bozuktu
apartmanımız dünyadan yedi kıta ötede
sürgün tohum yer yer bozuktu
İşhanının önündeki kör piyango bayinin
her zamanki yerindeydi kalabalık
eksikti bir kişi içinden
benden birçok
eksikti kendiliğinden her şey
Piyade er Adanalı Yaşar eksikti
çek bırak kolu gibi tüfeğinin
bir saç telin eksikti
bir bulut eksikti
bir serçenin konacağı akasyanın dalı
bankamatiğin üçüncü sırasındaki
Ecir Bey’in dul eşi Sabriye Abla
çayın şekeri
dişlerim için önemli ağzım fedakar burnum
düşüncelerimi asacağım portmanto
yıldır yıldır iş tulumuyla trafik lambasıyla dertleşen operatör Can
siyah bir dondurmayı hiç düşünmeden seven çocuk
inançları uğruna kaza geçiren taksi şoförü eksikti
sen eksik olma!
Bozma keyfini parça başına ücret alan Tanrıça!
Salih Sezen