Yıldız
Yorgun akşamlara dökülürken ay
Eskiyen kapılarını zorlarım göğün
Bulutlara sıkışan sözcüklerimi
Düşüremem şiir kayıtlarıma
İmgeler nedensiz ağrı
Günlerin suretinde
Meçhul yanlarım
Bezgin anlarımın onulmaz yarası
Gecede
Terleyen bir yıldızın sürekli ağladığını duyarım
Sesinin boşluğuna saklanan
Uysal bir dizede
Anlarım
Yer ile göğün arasında gidip geldiğimi
Heceleyerek öğrendiğim yazıtlardan
Paranteze alınmış sözcük gibi daraldığımı bilirim
Beynimin üst noktalarında
Ölümü küçümseyen sözlerim
Dururum
Unutulmuş fotoğraf önünde
Tutulur hayatımın köşebaşları
Sana diyemem
Yitirdiğim sularda yüzümü nasıl unuttuğumu
Dilimde gezdirdiğim tuz yarasını
Gecedir
Kalırım umudun son yaprağında
Büyük avizeli salonlarda
Kadranında saatin
Rakamlar arası yollarım harap
Saniyelerim acele
Bir türlü giremem yörüngene
Keder benizli mahmurluğunu özler dururum
Böyle gecelerde
Siyah saçlarını yıldızlarla yıkarım
Ne çok yanar ellerim
Anımsadıkça kiraz ağaçlarını
Nedense ağlamaklı olur yapraklar
Oturup odalarda
Aramızda samanyolu
Kaç ışık yılı susarım
İçimde harelenen
Bulurum renginin bütün tonlarını
Keşke derim
Bozulmuş kural gibi bakabilsem gözlerine
Alnının küçük nehirlerine
Yüzümü sana emanet diye
Versem
Sevinçli bir çocuk kalbimi alıp götürür
Seni sevmeyi
Taşıyamadığım çığlık bilirim
Mum ışıklarında
Yıldız ürpertisiyle
Süzülüp geçerim akşamsefalarından
Kirpiklerine tutunduğum yerde
Kocaman bir kelebek olur dünya
Dudağımı kanadına indiremem
Adını yazdığım mavi sularda
Tayfalar parmak izlerimi aradıkça yorulur
Kırık bir dalga vurur seyir defterime
İçimin kaygılı sularını
Usul usul yağmalar zaman
Getir derim cesaretini
Bu damlayı al benden
Taşıyamaz oldum damarlarımdaki kanı
Haydar Ünal
Kırık bir dalga vurur seyir defterime
İçimin kaygılı sularını
Usul usul yağmalar zaman
Getir derim cesaretini
Bu damlayı al benden
Taşıyamaz oldum damarlarımdaki kanı Güzel bir şiir. Emeğine sağlık.