Onun kristal bir ruhu vardır ve şarap tadındadır sıcak, buğulu
Blues bir şiirdir, uçurum bir kadındır fakat sizi çölden kurtarır
Uzun bir yolculuktur kalbi, içinin güneşi yirmi dört saat açık
“ Kimi sevdiğimi bana sarılmasından anladım “ diyen düş yüzlü
Bir kadındır, eskimeyen bir sevgilidir bakışları, size bir tüy üfler
Uzaklardan, bahar sıkıştırır avucunuza, gülün nefesiyle boyar
Resimlerini ve imgenin yakıcı hevesiyle sevişir hiç durmadan.
Aşkı dinmeyen bir ateşle eğitir, aşkı tenine bandırıp hayatı içer,
Sudaki arzuyla, sudaki mahcup bir balıkla dans eder, yunus
Gülümser, ay çıplak bırakır aşktan divane olmuş deli bir gönlü
Suyun aklını başından alır, bir rüya denizidir o, ah bir dokunsam
Üzerime okyanus dökülecek sanki, ağrıyan incecik gövdesinden
Fiyakalı bir yelkenli geçiyor, sanki bir liman besliyor koynunda
Suyla birlikte yanıyor ruhumuz ve ölüm ölüyor aşkın ıslığından.
Karaya alışık değil yüzünde deniz gezdiren yaz yüzlü kadın
Hayal tozları serpiyor kapanmayan bir yaranın üzgün sahiline
Çiçek giyinmiş sesinden kuşlar bir ağacın esenliğine değiyor
Ben onun turuncu sesine nazarlık taksam, nehirden bir gerdanlık
Geçirsem boynuna ve şarabın diliyle konuşup yorgun düşsek
Uzun bir cümlenin avlusuna uzanıp, çocukluğumuzu şımartsak
Acıksak kirazın sohbetine ve başımız dönse bahçenin kokusundan.
Ben onun küçük, budala balığı olsam ve deniz püskürtse beni
Ağzımda şaşkın bir inci ve nice deryalardan geçsem bir pıhtıyla
Dalgın bir gecenin üzerine bir İstanbul mehtabı gibi dökülsek
Yağmur meleği bu kadın, sadece içine doğru ağlar, deniz kabukları
Denizatı, deniz minaresi düşürür, bütün zamanlardan yeni gelmiş
Gibi, bir lunapark gibi deniz dipleri ve sonsuz olanın şiirini söyler
Güngörmüş bir ağzı vardır, damıtılmış mavi kelimeler diyarından.
Onun masal kalbinden sabah doğuşu bir sahil geçiyor, bu kalbe
Uymuyor zalim hayat, ona zilzurna bir hüzün lazım, çılgın bir ırmak
Uslanmayan hayta bir çocuktur, şiirlerinin diplerinde kayalıklar
Ve mercanlar üşüyor, coğrafyasında dalgın şehirler ve bir dağ uykusu
Ondaki aşk hastalığı, yaprak yüzlü bir kadın o, ateşi ormanı titretiyor
Kadehi kırılan buğulu ve ağrılı şiirler yazıyor, ben onun denizinde
Yıkansam da gözlerindeki derinliğin kenarına usulca kıvrılsam
Ben ona sarılacak bir deniz buldum ve o korkmaz ki hiç boğulmaktan.
Engin Turgut