imgelem Rehberlik Çocuklarda Uyku Sorunları

Çocuklarda Uyku Sorunları

Uzmanlara göre, 2-6 yaşlar arasındaki aşırı hareketli olan çocuklar uykuya dalma konusunda daha fazla direnç gösteriyor. İlk kaygılı rüyalar da bu direncin artmasına neden oluyor. Yatmaya direnen çocuk, korktuğunu söyleyerek, anne baba ile birlikte uyumak istiyor. Peki, aileler bu gibi durumlarda ne yapmalı?
Bebek için iyi bir uyku hangi koşullara bağlıdır? Uyku bozukluklarının önemli bir kısmı ikinci yılda ortaya çıkar. Bebek bu yaşta kolay uyarılır bir durumdadır. Uykuya dalma sıklıkla zordur. Yaklaşık 12 saat süren gece uykusu ve üç-dört yaşına kadar sürecek gündüz uykuları vardır. Uyku sakindir, sessizlik, karanlık ve uygun koşullar ister. Bebekler ve çocuklar genellikle emme ve yemek yeme ile karnının doyması ya da anne babasıyla geçirdiği doyurucu bir ilişki sonrasında uykuya dalmakta, bazen de ağlama, inatlaşma gibi bir gerginlikten sonra uyumaktadır. Bu dönemde uykunun niteliği, bebeğin anne tarafından ele alınma biçimine bağlıdır. Eğer bedensel ve psikolojik gereksinimleri karşılanmamışsa, bebek uyanır ve doyurulmasını bekler. Uykunun korunması annenin işlevidir, daha sonra rüyalar aracılığıyla gelişir. Rüyalar psikolojik açıdan isteklerin gerçekleşmesine yardımcı olan bir araç gibidir. Yaşamın ilk döneminde ise, bu işlev ancak emme amaçlıdır.

Çocuklarda Uyku ve Işık Etkisi

Çocuklar neden bazen rüya görmekten korkar? Rahatsız edici rüyalar çocuk üç, altı ve 10 yaşındayken en yoğundur. İki yaşındaki çocuğun rüyaları kovalanmak ya da ısırılmak ile ilgili olabilmekte, dört yaşında ise bazı hayvan rüyaları ile iyi ya da kötü insanlarla karşılaşılan rüyalar başlamaktadır. Beş ya da altı yaşlarında öldürme ya da yaralanma ile uçma, arabada olma ve belirgin hayaletlerin olduğu rüyalar vardır. Çocuklukta saldırgan rüyalar oldukça ender görülür, onun yerine çocuğun bağımlılığını yansıtan ya da tehlikede olduğu şeklinde rüyalar görülür. Rüyada evinden ayrılmakta, kaybolmakta ve tanıdık-bildik kişilere kavuşamamaktadır.
Beş yaşına doğru çocuk o zamana kadar gerçek yaşantılar olduğuna inandığı rüyaların gerçek olmadığını fark etmeye başlar. Yedi yaşına gelinceye kadar çocuklar rüyaların kendileri tarafından yaratıldığını bilir. Üç ile altıncı yaşlar arasındaki çocukların, anne babaları ile bağlantılarını sürdürebilmek, odalarını daha gerçekçi ve daha az korkutucu bir şekilde görebilmek için yatak odalarının kapısını ya da ışığını açmak istemeleri doğaldır.
Zaman zaman çocuklar rüyalardan kaçmak için yatmaya gitmeyi reddedebilirler. Uykuya dalma güçlükleri genellikle rüya görmelerle bağlantılıdır. Uyku dünyasında iken gerçek dünyadan kopmamak için güvenliği sağlayan koruyucu yöntemlerin oluşturulduğu alışkanlıklar geliştirilir. Sıkıntılı düşler, çocukların yaklaşık yüzde 30’unda olur. İkinci yaştan sonra görülür. Çocuk uyanır, ağlar, bağırır, yardım ister. Sıklıkla sabah hatırlanır. Sıkıntılı düşler genellikle uyku başında görülür, güzel rüyalar ise genellikle sabaha karşıdır. Özellikle o gün ya da son günlerde yaşanan sıkıntı verici bir yaşam olayı varsa sıradan bir durumdur, ayrıca ruhsal gelişimin ruhsal yapılanmanın bir göstergesidir. Sıkıntılı düşler beş yaşından sonra azalarak kaybolur.

Çocuklarda Uyku ve Oyuncaklar

Çocuklarda uykuya dalma zorlukları neler olabilir? İkinci ile altıncı yaşlar arasında aşırı hareketli olan çocuk uykuya dalma konusunda direnebilir. Ayrıca, ilk kaygılı rüyalar da bu zorluğu artırır. Bu dönemde yatmaya direnen çocuk çeşitli bahaneler bulur. Korktuğunu, yalnız yatamadığını söyleyerek anne baba ile yatmak isteyebilir, odasında gece bir ışık yakılmasını ister, bir oyuncak ya da yastık gibi uykuya geçişi kolaylaştıracak bir eşyaya sarılabilir, ilk bir yılda gördüğümüz davranışlardan olan parmak emme ile rahatlamaya çalışabilir ya da aileden birinin anlatacağı masala bağlanır. Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde uyuma ve uyku ile ilgili sorunların başında ‘yatağa gidip uyuma konusunda direnme’ gelir.
Çocuk ağlar, yatırıldıktan sonra kalkar, anne baba ile uzun çekişmeler yaşar. Bu direnme kimi çocukta yatma korkusuna dönüşebilir. Çocuk odasının ışığını açar, kapıyı aralık tutmak ister, anne baba arasında ya da koltukta uyur. Uyumadan yatağına geçmez. Bu gibi durumlar sıklıkla sıkıntılı rüyalar sonrasında ortaya çıkar Çocukların uyku için yatağa gitmeden önce geliştirdikleri kendilerine özel yatma törenleri olabilmektedir. Bu törenler üç-altı yaşları arasında sıktır. Yatarken yanında sevdiği yastık, oyuncak gibi bir eşya olmalıdır. Ayrıca bir bardak su, şeker ya da aynı masalın anlatılmasını ister. Bunlar, ilişkinin kesilecek olması kaygısıyla ortaya çıkan sıkıntının giderilmesine yönelik belirtilerdir.

Diş Gıcırdatma

Okul dönemine kadar; rüya içeriği günlük olaylardan, kaygılardan, istek ve beklentilerden etkilenir. Bunlar yoğun ise, sıkıntılı düşler şeklinde uykuyu böler ya da diş gıcırdatmaya neden olur. Çocuk uykuya dalmadan önce onunla gün içinde yaşadıklarını konuşmak, gerginliğini azaltacak, uykuya ve rüya içeriğine etkisini azaltacaktır. Gün içinde yaşanan kaygılar dışında, yoğun sevinç ya da beklentiler de aynı şekilde rüyalara yansır. Bunları çocuğun gerçekte ya da düşleminde yaşaması fark etmez. Çocuğun hayali ya da gerçek olarak yaşadıklarını anlatması yeterli olacaktır.

Çocuklarda Uyku ve Oda Isısının Etkisi

Bebekler neden uykusuzluk çeker? Uykusuzluğun önemi ve ağırlığı bebeğin yaşı, gelişim düzeyi ve kişisel özelliklerine bağlı olarak belirlenir. Yeni doğanlar 19-23 saat uyur. Başlangıçta aralıklı ve parçalara bölünmüş bir uyku biçimindedir. Yavaş yavaş gece ağırlıklı olarak gelişir, üçüncü yıla doğru derinliğine kavuşur. Uykusuzluk nedenlerine bakacak olursak; bedensel bir hastalık sırasında çekilen sıkıntı ve acı uyku işlevinin bozulmasına yol açmaktadır. Ayrıca, odanın sıcak-soğuk ya da gürültülü olması gibi dış etkenler de uykuyu bozacaktır. İki-üç aylık bebekler çığırtkandır, kolay uyarılabilir, sinirlidir.

Tedavi Gerektiren Sorunlar

Gece terörü: Bu durumda gece çocuk yatağında ağlar, gözleri dalgın bir şekilde bakar, korkmuş bir yüz ifadesi vardır. Çevresini tanımaz, solgundur. Terler, çarpıntısı vardır. Bu durum birkaç dakika sürer. Sonra tekrar uyur. Sabah uyandığında, gece olanlarla ilgili hiçbir şey hatırlamaz. Bu durum uykusunun ‘rüyasız uyku’ döneminde ortaya çıkmaktadır. Beş-altı yaşlarına doğru azalarak kaybolur. Nadiren kaybolmaz ve tedavi gerektirir.
Sıkıntılı düşler: Çocukların yüzde 30’unda sıkıntılı düşler olur. Bu durum ikinci yaştan sonra görülür. Çocuk uyanır, ağlar, bağırır, yardım ister. Sıklıkla sabah hatırlanır. Sıkıntılı düşler genellikle uyku başında görülür, güzel rüyalar ise genellikle sabaha karşıdır. Özellikle çocuğun yaşantısında yoğun sıkıntılı bir olay varsa, bu sıradan bir durumdur. Dört-beş yaşından sonra şiddeti giderek azalır.
Uyurgezerlik: Erkeklerde daha sıktır. 7-12 yaşlar arasında görülür. Ailede uyurgezerlik olanlarda daha sıktır. Gecenin ilk yarısında çocuk yataktan kalkar. Bazen karmaşık, aynı şekilde tekrarlanan bir etkinlik içine girer. 10-30 dakika sonra tekrar yatar, uykusuna devam eder. Sabah hiçbir şey hatırlamaz. Bu durum altı ile 12 yaşları arasındaki çocukların altıda birinde en az bir kez olurken, bunların ancak yüzde üç-beşinde uyurgezerlik gelişir. Çocuk ve ergenin büyümesi ve beynin gelişimi ile bozukluğun azaldığı ve kaybolduğu bilgisi aileleri rahatlatır. Çocuğun uyurgezerlik döneminde genel olarak dolaştığı ortamlarda çarpabileceği, yaralanmaya yol açabilecek eşyaların ortadan kaldırılması, balkon ve sokak kapısı ya da pencere gibi tehlikeli olabilecek alanların kapatılması önemlidir.

Uyku Düzeni

Çocuğa gerekli uykunun süresi bazı öğlelere bağlıdır; bunlardan en önemlisi çocuğun yaşıdır. Küçük çocukların uykuya daha çok ihtiyaçları vardır. Genellikle yeterli kabul edilen uyku süresi 2-5 yaş için 13-15 saat, 6-8 yaş için 12 saat, 8-10 yaş için 11 saat ve 10 yaşından ergenlik çağına kadar 10-11 saattir. Aslında çocukluğun her evresinde gereğinden çok uyuma yetersiz uyumadan daha iyidir. Çocuğun sağlık durumu ikinci önemli etkendir. Sağlıklı çocukların aynı yaştaki çelimsiz ve hasta çocuklara oranla daha az uykuya ihtiyaçları olacaktır.
Çocuklar genellikle yatmayı istemezler, uyumamak için çeşitli bahaneler öne sürerler. Uyumayı geciktiren ve rahat uyumayı engelleyen en yaygın neden, aşırı yorgun olma durumudur. Küçük çocuk, yetişkinlerin tersine, heyecanlı geçen uzun bir günün sonunda rahatlayıp uyuması gerektiğini anlayamaz. Öte yandan yatağa yatırıldığında çocuğun hemen uyumadığını gören anne baba, onun uykusu olmadığını sanırlar ve öngörülen uyku saatinden ne kadar geç yatırılırsa, o denli kolay uyuyacağını düşünürler. Oysa geç yatmasına izin verilen çocuk, bu kez aşırı yorgun düşer ve gerginleşir; bunun sonucunda da uyumakta daha da güçlük çeker.
Böyle bir kısır döngünün içine girmemek için ne yapmalı?Çocuğun uyku zamanından yarım saat önce odasına çekilerek bir şeylerle oynaması yada kendisine kitap okunması, masal anlatılması yoluyla gevşetilmesi, uykusunun gelmesini sağlamak için en sağlıklı yoldur.
Uyku sorununun çözümü temelde bedensel ve zihinsel rahatlama durumunun sağlanmasıyla gerçekleşir. Çocuğun kendisini rahat hissetmesi için hoşlanarak işbirliği yapabileceği bazı yöntemler vardır. Bunlardan biri, çocuğu yatmadan önce fazla hareketli oyunlardan, duygusal gerilimlerden uzak tutmaktır. Ilık bir banyonun ardından, loş bir ortamdaki yatakta oynanan kısa ve sakin bir oyun ya da heyecanlı olmayan bir öykünün anlatılması veya ninni türünde müzik dinletilmesi çocuğu mahmurlaştıracaktır. Süt ya da hafif bir çorba gibi sıcak ve besleyici bir gıda ya da çocuk gergin olduğu zaman yapılacak hafif bir masaj yatmadan önce rahatlamaya yardımcı olur.
Yatmadan önceki temizlik işlemleri de uykuya bir ön hazırlıktır.Çoğu yetişkinin zor uyumalarına, ilk çocukluk yıllarındaki uyku programının düzensiz oluşu yol açmaktadır. Öte yandan iyi uyuyan yetişkinlerin düzenli uyku programının uygulandığı bir evde yetiştikleri görülür.
Öteki alışkanlıklara benzeyen uyku alışkanlığı da yaşamın ilk yıllarında kazanılır. 4-5 aylıktan başlayarak, çocuk aynı yerde ve saatte yatırılırsa iyi uyku modelinin gelişmesi daha kolay olacaktır. İyi uyku alışkanlığının yerleşmesi kesinlikle iki yıldan uzun bir süreyi kapsar. Bu nedenle uyku programının düzeni ilk çocukluk yıllarının sonuna kadar sürdürülmelidir.
Kaynak: http://www.thehealthnews.org/tr/news/05/10/24/cocuklarda.uyku.sorunlari.html

1 thoughts on “Çocuklarda Uyku Sorunları”

  1. Oglum dogdu ve biz onu hic sallamadik odasi hep ayriydi lakin blr yasindan sora degisti ve simdi uyku sorunu dahada artti geceleri kabus gibi geciyo ne kdr yazi varsa okudum fayda etmedl

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir