imgelem ŞİİR CENNETİN KRALLIĞINDA | KORAY FEYİZ

CENNETİN KRALLIĞINDA | KORAY FEYİZ

1.

kanımı salıyorum
heba olmuş otuz kuş
işte böyle ufalar bizi savaşlar

ey masrafından yorulanlar
mutluluğun
kendisine ait olan
denge diline varan
ama denge dilinden gelmeyenler

yenilginin tadı gizlenmiş
başkasının afişinde
bağırırken düşman isminizi

biraz müzik biraz kabuk soyma

eski baskınlardan kaçan ölümüz
gördün mü onları dönerken kaçışlarından

kötü sürprizlerinden ve ellerinde kadınlarının saçı ile
dans edeceğiz harabelerde
kahve içeceğiz

ölümüz mayalanmaya bırakılmış
açın mezarları pencerelere
deniz için sırayla

burada
bir ceset çalkaladı sandığını dünyanın
bir ceset açıldı
toplandı tanrının halatları boşaltılan evlerden
neyi çevirmesi kolay
insan ahının dilinden

yas tutanlar zayıf
hangi şair konuştu
ölümümüzü hangi şair diriltti bizi
ve hangi koca gül bizim şaşkınlığımız
savunmamız dünya üzerinde balkonumuz
cennetin krallığında
büyük babanın evinde

bir katliamın uğultusunda
eski zamanlar gibi beyaz bir el
sallanmakta serbest bir el
ölü gibi elveda

söyle sevgilim bana
nasıldır hoşnutsuzluk taşı üstünde uyumak

2.

soygun
bir iki
üç
bütün bir sabah boyunca

gidişinin ardından uzun
bir bombardımana tutulduk
unuttun mu palmiye yapraklarından gazeteleri
beyaz bir şafak zamanı
geçen dönemin kuşatmasından
biraz saman
topuğuma sıkışan
kısa bir karşılama mırıldanırcasına

yavaş bir gelişmenin sabahı
bir bavul bir kilim bir palmiye
hangisiyle dokundun akşama
bir anlama doğru
bombardıman altında

cam ne zaman sarsılsa
ağzında bir çığlık bir çocuğun

zorla kopardım ölümünün
dağ lalesini ağzından

ve yedim

her ülkenin kendi insanları
bir süredir boğazlarımızın üstünde

bir ev bir elbise bir şiir bırakıldı geride
o öldürülenlerle dolu
bir künye
savaşsız

3.

hafıza suyunu çeker
bir yumruğa sığana kadar
hafıza suyunu çeker unutmadan
çiftlikte bir çocuk
çatıda bir tavuk
gezegende bir nokta
gizemli ve içgüdüsel
büyümüş

ya da bir şapka için bir ağaç çayırlarda
bir sözlük için kol
yeni gibi günler

yazın kısa kışın pamuk
daha dirençli
dizlerimizin arasında
ama böyle değil dünya
sakin bir çocuğun üstüne yağmur yağdırır dünya
dizleri paramparça

kelimelerin zambağı açarken kalbinde

bir düğünü ele geçirir
boynuzlar

iyi eğitimli bir bülbül

nehirde kepaze bir meyve akışı
dönüşü kefen ile yıkanacak
ilk çiçeği çamur ile korunan ağaçların
kalbi tef gibi bu sabah
savaş
bayırlarda buz gibi uğuldarken

4.

semerlerde büyür çimen
zakkumlarda sıcaklık

senin yokluğunda dökülür
nehirler buz

değiştirdim kitaplarımın yarısını

elimi salladım elim seni gördü
seni gören ellerimle okudum kitaplarımı
değiştirdim kitaplarımın yarısını

alçalan göl kelebeklerinin yanında
süngerler gibi uyurken
arkada bırakıldık kaburgalarında gölgelerin
eğimli bir aynada
cinin evinde gibi

5.

sen bir mezar seçmeden
önce
gidişin uyumaya uygun

zor olacak ölümün
sen bir mezar seçmeden önce
koşmaya uygun

sulama kanalları yüzünden seller
yoğun kamışlar için
kuş kapanları arka bahçedeki marullar
eski kuru samanlar için çamur tavanların üstünde
iğneli çalılar için kamyonlara tırmanmak

ve tutunmak için sebze kolilerine
sırların dağıtılması için
yükleme ve boşaltma
büyük bir markette

sana uygun bir mezar
görmek için cehennemin yanışını
pencerelerin ardında

neon ışıklı bir bahçe
bataklıkların dokunuşları ile
mülteci kampı

sana uygun bir mezar
görmek için
cehennemin manastırı sarsmasını
bazı kemerlere sığan
yolumuzdaki üzüm rakısı
zakkumların solduğu
bedevi çadırlarının yanında

bekçi köpekleri kazacak kazacak
kazacak ve kazacak

ve sen
gelmeyeceksin

6.

ve traktörler ağladıklarında
hurdalıklardaki kimse
beslemez yalnızlıklarını

ya da kimse söndürmez yalnızlıklarını
ya da yıkamaz ölü enseleri
ya da ziyaret etmezler karartılanları
uykularında

traktörler film ekstraları
gövdelerini katlayan
havada tohum
ışıkta bir ikon
toz ve bilmece

7.

ve komşumuz
o sese sahip olan
kamışlarla çevirdi etrafımızı
tüm gün
tüm gece
unutacak
ellerimizde onun yüzükleri

benim için
dans ederdi iki çocuk eskiden

KORAY FEYİZ

ŞAİR, YAZAR, ELEŞTİRMEN ve ÇEVİRMEN, (doğ. İstanbul – Üsküdar, 09 Mayıs 1961-). İlk şiiri Varlık dergisinde 1987 yılında yayımlandı. Daha sonra aralarında Dergâh, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Hürriyet Gösteri, Kitaplık, Mühür, Şiiri Özlüyorum, Yasakmeyve, Özgür Edebiyat, Sözcükler, Evrensel Kültür, Cumhuriyet Kitap, Edebiyat ve Eleştiri, Dize, Kıyı, Yazko Edebiyat, Sincan İstasyonu, Deliler Teknesi, Yedi İklim, Rind Edebiyat, Temrin, Karabatak, Kurgan Edebiyat, Yeni Papirüs, Caz Kedisi, Üvercinka, Absent, Edebiyat Ortamı, Kurşun Kalem, Vurgu, selâmlar Litras Falsas (Güney Amerika), Four Branches (ABD), The Tower Journal (ABD), New Mirage Journal / Poets & Writers (ABD), Best Poems (ABD), Blue Skies Poetry (ABD), Occupy Poetry Writing Revolution (ABD), Poem Hunter (ABD) gibi çeşitli edebiyat dergilerinde şiirleri, çevirileri, inceleme, deneme ve araştırma yazıları yayımlandı / yayımlanıyor. Şiirleri, yazıları, yapıtları İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça, Romence ve İzlandacaya çevrildi. PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası ve Edebiyatçılar Derneği üyesi.

YAPITLARI

  • ŞİİR
    Mezarlar Eskimedi (1987), Bir Mektupta İki Yalnızlık (1988), Ben O Issız O Yorgun Şehir (1995), Uhrevi Zorba (1995), Düşle Gelen (1995), Seni Bağışladım Çünkü Beni Çok Üzdün (1999), Su Yarası (2010), Büyülü Bir Yay Çalışması (2015), Yok (2016), Karganın Mürekkebi (2019), Fora (2020), Mis (2020), Mağlup (2020).
  • ÇEVİRİ
    Krystalli Glyniadakis, “Small Sketches for the Island Heat” (“Ada Sıcaklığı İçin Çizimler”), Artshop, 1.Baskı, İstanbul, 2016.
  • İNCELEME
    Şiirden Sesler Korosu, Kaos Çocuk Parkı Yayınları, 1. Baskı, Ankara, 2018.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir