imgelem EDEBİYAT Açıklama ve Örneklerle Türk Edebiyatında Dönemler

Açıklama ve Örneklerle Türk Edebiyatında Dönemler

Türk Edebiyatında Dönemler üç ana başlıkta incelenir. Bunlar İslamiyet’ten önceki Türk edebiyatı,  İslamiyet sonrası Türk Edebiyatı ve Batı Edebiyatından etkilenen Türk Edebiyatıdır. Roman ve uzun öyküler edebiyatımıza çok sonra girmiştir. Ancak günümüzde dünyaca tanınan roman ve öykü yazarlarımız vardır. Bununla birlikte hem sözlü hem de yazılı edebiyat olarak güçlü örnekler vardır. Açıklama ve Örneklerle Türk Edebiyatında Dönemler başlıklı yazımızda edebiyatımızı kısaca tanıtmayı amaçladık.

1. İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, Orta Asya’nın geniş coğrafyasında yaşayan ve göçebe hayat tarzını benimseyen Türk toplulukları tarafından oluşturulmuş önemli bir edebiyat geleneğini ifade eder. Bu dönemin edebiyatı, sözlü geleneklere dayalı olup yazı kullanımının henüz yaygın olmadığı bir döneme aittir. İşte İslamiyet öncesi Türk edebiyatının temel özellikleri ve örnekleri:

  1. Sözlü Gelenek: İslamiyet öncesi Türkler, yazıyı kullanmamış ve edebiyatlarını büyük ölçüde sözlü gelenek aracılığıyla aktarmışlardır. Halk hikayeleri, destanlar, şarkılar ve masallar, sözlü olarak nesilden nesile aktarılmıştır. “Manas Destanı,” Kırgız Türkleri tarafından sözlü olarak aktarılan ve Kırgızların milli destanı olan epik bir örnektir. Bu destan, kahramanlık ve savaş temasını işler. Sözlü Anlatılar, İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, halk arasında sözlü anlatılarla yayılmıştır. Özetle bu anlatılar, toplumun tarihini, geleneklerini ve değerlerini korumada önemli bir rol oynamıştır. “Dede Korkut Hikayeleri,” Türk halk hikayelerinin örneklerindendir ve Türk kültürünün derin bir yansımasıdır.
  2. Destanlar ve Kahramanlık Hikayeleri: İslamiyet öncesi Türk edebiyatının önemli bir bileşeni, destanlar ve kahramanlık hikayeleridir. Bu eserler, Türk savaşçılarının cesaretini ve kahramanlığını öven öyküler içerir. Aynı şekilde “Oğuz Kağan Destanı,” Türk destan geleneğinin önemli bir örneği olup Oğuz Kağan’ın kahramanlıklarını anlatır.
  3. Doğa ve Mitoloji: İslamiyet öncesi Türkler, doğanın büyük bir önem taşıdığına inanırlardı. Doğanın gücü ve mitolojik unsurlar, edebiyatlarında sıkça yer almıştır. Türk mitolojisinin bir örneği, “Gök Tengri” inancıdır. Gök Tengri,  Türk edebiyatında sıkça temas edilen bir figürdür. Çünkü gökyüzünün tanrısı olarak kabul edilir.
  4. Göçebe Kültürün Etkisi: İslamiyet öncesi Türklerin göçebe bir yaşam tarzı vardı. Bu yaşam tarzı, doğal olarak edebiyatlarına yansımıştır. Doğa, avcılık, savaş ve atlar, edebiyatlarında sıkça karşılaşılan temalar arasındaydı. Atlar, İslamiyet öncesi Türk edebiyatında önemli bir semboldü. Bundan dolayı atlar, savaş yetenekleri ve özgürlüğü simgeler.İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, Türklerin Orta Asya’dan yayıldığı bölgelerde oluşturduğu zengin bir kültürel mirası temsil eder. Bu edebiyat, sözlü gelenekler ve halk hikayeleri aracılığıyla aktarılmıştır. Türk kültürünün temel değerlerini ve kimliğini yansıtır.

2.İslamiyet Sonrası Türk Edebiyatı

Türk edebiyatı, İslamiyet’in kabulünden sonra çeşitli tarihi dönemlerde gelişmiş ve farklı alt dallara ayrılmıştır. İslamiyet sonrası Türk edebiyatı, İslam kültürü ve İslam düşüncesi etkisi altında oluşmuştur ve genellikle şu dönemlere ayrılır:

  1. Divan Edebiyatı: Divan edebiyatı, 13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Osmanlı İmparatorluğu’nda ve çevresinde gelişen bir edebiyat geleneğidir. Bu dönemdeki edebiyat eserleri genellikle Arapça ve Farsça etkisi taşır. Şairler gazel, kaside ve rubai gibi nazım biçimlerini kullanarak aşk, doğa ve insanî duyguları işlerler. Örnekler arasında Baki, Fuzuli, ve Nedim gibi önemli şairler bulunur.
  2. Halk Edebiyatı: Divan edebiyatına karşı bir tepki olarak ortaya çıkan halk edebiyatı, daha geniş halk kitlelerine hitap eder. Halk şairleri, mani, koşma, destan ve ağıt gibi nazım biçimlerini kullanarak günlük yaşamın sıkıntılarını, sevinçlerini ve halkın değerlerini anlatırlar. Dilimize Tanzimat’la birlikte girmiştir. Ancak 20. Yüzyılın hemen başlarından itibaren Halk Edeebiyatı örnekleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Edebiyatımızda; Anonim Halk Edebiyatı, Tekke ve Tasavvufî Halk Edebiyatı, Âşık Tarzı Halk Edebiyatı olarak üç kategoride incelenmektedir.

Türk Edebiyatında dönemler, Türk edebiyatının evrimini ve farklı dönemlerdeki temalarını yansıtmaktadır. İslam öncesi Türk edebiyatı gibi, İslamiyet sonrası Türk edebiyatı da Türk kültürünün önemli bir parçasını temsil eder.

3. Batı Etkisinde Gelişen Türk edebiyatı

  1. Tanzimat Edebiyatı: Tanzimat Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu’nda büyük sosyal ve kültürel değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Tanzimat edebiyatı, bu dönemdeki yenilikçi yaklaşımları yansıtan bir edebiyat akımıdır. Eserlerde toplumsal meselelere vurgu yapılmasına karşın Fransız ve İngiliz edebiyatının etkisi mevcuttur.  Örnek: Namık Kemal’in “Vatan Yahut Silistre” adlı eseri.
  2. Servet-i Fünun Edebiyatı: Servet-i Fünun, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ortaya çıkan bir edebiyat akımıdır. Adını yazı işleri müdürlüğünü Tevfik Fikret‘in yaptığı, Servet-i Fünun dergisinden alır.
    Halit Ziya Uşaklıgil, Cenap Şehabettin, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit, Hüseyin Siret, Hüseyin Suat, Ali Ekrem, Süleyman Nazif, Ahmet Hikmet bu dergide yazmıştır. Batı edebiyatının etkileri daha yoğun görülür. Bu dönemde sanat ve estetik ön plandadır, eserlerde aşk, tabiat ve bireysel konular işlenir.
  3. Fecr-i Ati Edebiyatı: Fecr-i Ati (Yeni Şafak) hareketi, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde modern şiirin temellerini atmıştır. Bu dönemin şairleri, daha soyut ve sembolik bir dil kullanmışlardır.  Örnek: ahmet Haşim’in “Göl Saatleri” adlı ünlü şiiri.
  4. Milli Edebiyat: Türk Kurtuluş Savaşı’nın etkisi altında gelişen Milli Edebiyat hareketi, ulusal değerlere ve bağımsızlığa vurgu yapar. Eserlerde halkın sesi ve milli kimlik ön plandadır. Örnek: Halide Edib Adıvar’ın “Sinekli Bakkal” romanı.
  5. Beş Hececiler: Beş Hececiler, Milli Edebiyat Hareketi’nin şiir kolu olarak kabul edilir ve milli romantik duyguları yansıtır. Şairler Faruk Nafiz Çamlıbel (1898-1973), Halit Fahri Ozansoy (1891-1971), Yusuf Ziya Ortaç (1895-1967), Orhan Seyfi Orhon (1890-1972), ve Enis Behiç Koryürek (1892-1949) tarafından temsil edilir. Şairlerin dil anlayışları ve kabulleri, Milli Edebiyat’ın temel esaslarını şekillendirir. Milli Edebiyat Hareketi’nin milli lisan, milli edebiyat ve milli devlet gibi temel ilkeleri, şairlerin ‘milli romantik duyuş’ tarzını etkiler.
  6. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı (1923-günümüz): Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatı, Türkiye’nin modernleşmesi ve Batılılaşması sürecini yansıtır. Roman, hikaye ve şiir gibi farklı türlerde önemli eserler verilmiştir. Örnek: Yaşar Kemal’in “İnce Mehmed” romanı.
  7. Yedi Meşaleciler: Yedi Meşaleciler, milli bir bilince sahip olarak şiirlerini yazan genç şairlerden oluşur. Dilde sadeleşmeye ve halka yakınlaşmaya çalışırlar. Edebiyatımızı batı taklitlerden arındırmayı hedefleyen 7 genç yazardan oluşmuştur. Bunlar: Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Cevdet Kudret Solok, Sabri Esat Siyavuşgil, Vasfi Mahir Kocatürk, Muammer Lütfi Bahşi ve Kenan Hulusi Koray’dır.
  8. Garipçiler (Birinci Yeniciler): Garipçiler, İkinci Yeniciler hareketinin öncüleri olarak bilinirler. Geleneksel şiir biçimlerine karşı çıkıp, halkın günlük yaşamını ve dili şiirlerine taşırlar. Örnek: Orhan Veli Kanık’ın “İstanbul’u Dinliyorum” şiiri.
  9. İkinci Yeniciler (1950-1960): İkinci Yeniciler, şiirde daha soyut ve sembolik bir dili benimserler. Varoluşsal sorulara odaklanırlar. Örnek: Cemal Süreya’nın “Beni Öp Sonra Doğur Beni” şiiri.
  10. Toplumcu Gerçekçiler (1960’lar-1980’ler): Toplumcu Gerçekçiler, toplumsal sorunlara ve sınıfsal çatışmalara odaklanırlar. Edebiyatlarında güçlü bir politik mesaj taşırlar. Nazım Hikmet, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Suat Derviş gibi bir çok ünlü yazar Toplumcu Gerçekçi sanatı savunmuşlardır. Örnek: Suat Derviş’in “Ankara Mahpusu” adlı romanı.
  11. Maviciler:  “Mavi” dergisi etrafında Attilâ İlhan öncülüğünde bir araya gelen bir edebi topluluktur. İşte bu hareket, “Mavi” dergisinden aldığı isimle “Maviciler” olarak anılmıştır. Mavi’nin ilk sayısı 1 Kasım 1952 tarihinde Ankara’da yayımlanmıştır. Bu topluluğun diğer üyeleri ise Ferit Edgü, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü ve Tahsin Yücel’dir. Bu aslında Garip Akımı’na ve Orhan Veli’nin şiir anlayışına bir karşı çıkış olmuştur. Daha şairane bir sanat anlayışını benimsemişlerdir. Attila İlhan’ın “Sosyal Realizmin Münasebetleri yahut Başlangıç” adlı makalesiyle bu karşı çıkışlarını dile getirmişlerdir.
  12. Hisarcılar: Tarık Buğra, Cemil Meriç, Metin And, Talat Sait Halman gibi çok sayıda isimden oluşmuştur.  Garip akımına karşı ilk tepki hisar dergisinde olmuştur. 1950 de başlayan yayın hayatı 1980 yılında son bulmuştur. Gelenekten kopmayan, heceye sıcak bakan milli bir şiir anlayışını savunmuşlardır.

Cevap bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir