Eskilerden konuşmayı severim. Yo yo yaşlanmadım henüz!.. Oldum olası böyleyim. Çocukken de böyleydim, daha geçmiş zaman merakım, ezeli… Nereden esti bilmiyorum , Karadayı dizisinin eski bölümlerine daldım… Koca bir Cumartesi günüm Karadayı izlemekle geçti. İyi ettim, çok şey öğrendim. Mesela Çetin Tekindor’dan Nazım Hikmet şiirlerini, Ahmet Kaya ve Selda Bağcan’dan ‘Öyle bir yerdeyim ki’ türküsünü dinlemek, güzeller güzeli Bergüzar Korel’i hakim olarak izlemek çok hoşuma gitti.
Hakim sorar: “Nedir mesleğin?”
Mahir yanıt verir:
– Kabadayıyım!
Hakim:
– Sanık Mahir Karadayı, emniyette ve nöbetçi mahkemede verdiğin ifadeyi kabul ediyor musun?
– Evet efendim, ediyorum.
– Anlat o zaman…
– Mesleğimiz… konumuz icabı…
– Nedir senin mesleğin?
– Kabadayıyım.
Hakim:
– Otur! otur…
Hakim, kibarca bakan efendiye döner ve “Sizin ilave etmek istediğiniz bir şey var mı” diye sorar (Var tabi, adalet kişilere, mevkilere göre herhangi bir ayrıcalık tanıyamaz, tanırsa o adalet olmaz. Bir mahkeme salonuna bakan efendi geldi diye özel olarak, ayrıcalıklı olarak bir sunum yapılmaz)
Sayın hakim Mahir Kara doğruyu söylüyor, beni vuran oydu (Hay hay bakan bey, sen öyle diyorsan…) savcı maddeleri sayar… Telep eder. Hakim de Mahir Kara’ya döner vee Sanık Mahir Kara, son olarak eklemek istediğin bir husus var mı? Diye sorar…
- Hayır. Ekleyeceğim hiç bir şey yok!
Hakim; - Dosya incelendi, gereği düşünüldü. Sanık Mahir Kara’nın …. maddeleri gereğince 15 yıl mahkum edilmesine karar verildi…
Karadayı dizisinin ivme kaybettiği bölümlerden biri. Turgut’un abartılı oyunları, senaristlerin diziyi uzatmak için olağanüstü çaba harcadıkları her şekilde belli olan bir bölümmüş…
İlk bölümlerindeki özgünlüğe, oyunculuk kalitelerine ve muazzam müziğe yazık olmuş vesselam!